Şengal - Şengal’de Êzidî kadınlar 7 yıldır amansız bir mücadele veriyor. Kadınlar fermanlarla birlikte tamamıyla ev hapsine alınarak dış yaşamdan tamamıyla koparılmışlardı. 74 ferman ile birlikte Êzidî kadınlar, yaşama özgürlük felsefesi üzerinden tutundular. Êzidî kadınlar fermandan sonra hummalı bir şekilde toplumun baskıcı ve cinsiyetçi yaklaşımlarına, IŞİD zihniyetini üreten devletlere ve hükümetlere karşı savaşıyor ve yaşam mücadelesini veriyor. Bu açıdan 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü belki de en çok Şengal’de anlam buluyor demek yanlış olmaz. Êzidî kadınlar 25 Kasım kapsamında Şengal’in Guhbel köyünde seminer düzenledi. Seminere çok sayıda kadın katılım sağladı. 

“Kapitalizm toplumda manevi boşluk yaratıyor”

Seminerde konuşan Demokratik Özerk Şengal Halk Meclisi Eş Başkanı Riham Hesen, “Kadına dönük şiddet toplumun ahlaki ve politik dokularına saldırılar üzerinden gelişiyor. Bugün Êzidî toplumunda kadınlar ve erkekler şiddet sarmalında intihara sürükleniyor. Kapitalist modernite sistemi gençlerimizi çemberine almış duygularıyla, aklıyla oynuyor, kapitalizmin tuzağına düşen her kadın her erkek kendini ruhsal bunalımdan kurtaramıyor. Toplumda manevi boşluk yaratılıyor. Özellikle dijital medya üzerinden kadına dönük şiddet en derin haliyle yaşatılmaya çalışıyor. Günümüzün gençliği, çocukları dijital dünya üzerinden terbiyesini alıyor. Bu durum biz Êzidîler için toplumsal bir çöküntü yarata bilir” dedi.

“IŞİD aklına karşı savaşmayı öğrendik”

Rihem Hesen, Êzidî kadınların IŞİD’e karşı ve ferman sonrası erkek aklının yaratmış olduğu toplumsal kalıplara, devlet aklına karşı mücadelesine değinerek, “Bizim mücadelemiz birçok değer yarattı. Bizim Çîlana Rojumuz var; IŞİD’in pençesinden kurtulmak için düşmanın merkezinde hayatına son vererek IŞİD’e korku saldı. Dayê Gule var; fermanda IŞİD’lilere karşı durdu ve savaşarak aileleri kurtardı. Biz Êzidî kadınları Dayê Gule’nin şahsında IŞİD aklına karşı savaşmayı öğrendik. Bizim kadına dönük her türden şiddete karşı mücadelemiz kesintisiz olacak” şeklinde konuştu.

“Êzidî kadınları IŞİD’in elinden kurtaracağız”

Seminerin devamında konuşan YJŞ komutanlarından Beritan Feqir ise şu ifadelerde bulundu: “Fermandan önce Êzidî kadınlar toplumun görünür hiçbir alanında yeri yoktu. Kadınlar evlere, köşelere hapsedilmişti. Biz kadınlar bize farz edilenlere boyun eğmiş ve kaderimiz olarak kabul etmiştik. Topluma, kadınlara kendilerini savunması gerektiğini kavratmak yoğun bir mücadeleyle oldu. Bu kadına karşı şiddetin, kadını kırımdan geçiren zihniyete karşı mücadelemizi büyüttü. Biz Êzidî kadınları erkek aklının ürünü olan IŞİD’e karşı mücadele ve hala IŞİD’in elinde tutulan kadınları kurtarmak için mücadele vereceğiz.”

“Kendimizi eğitmeliyiz”

Konuşmaların devam ettiği seminerde TAJÊ Üyesi Dayê Adul de konuştu. Kür Halk Lideri Abdullah Öcalan’ın felsefesini esas aldıklarını kaydeden Dayê Adul, “Keşke ferman öncesi Önder Apo’nun fikrini tanımış olsaydık ve kendimizi savunmasını bilseydik, belki binlerce Êzidî kadın IŞİD’in eline geçmezdi. Biz kadınlar artık eskisi gibi olmayacağız. Biz artık boyun eğmeyeceğiz. Kadınlar için eğitimler ve okullar olmalı. Biz kadınlar her yönden kendimizi eğitmeliyiz” diye belirtti.

Seminerler devam edecek

Seminerde erkek katılımcılarda söz alarak, kadınların mücadelesine dikkat çekti ve erkeklerin de zihniyet dönüşümü yaşaması gerektiğini kaydetti. Seminerde ayrıca çocuk evlendirmelerin karşısında durulması gerektiğin dile getirildi. 25 Kasım vesilesiyle düzenlenen seminerler toplumun bilinçlenmesini ön görecek ve 25 Kasım’a kadar Arap bölgelerini de içine alacak biçimde sürecek.