Til Temir’e göç eden kadınlar ebegümeci ve hardal topluyor

Yaşanan operasyonlar nedeniyle köylerinden göç etmek zorunda kalan Melka Mihemed, geçimini sağlayabilmek için birçok kadın gibi ebegümeci ve hardal topluyor. Bu otların yemeğini yapan Melka Mihemed’in hayali ise bir gün köyüne dönebilmek.

 

SORGUL ŞÊXO

Hesekê – Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları nedeniyle insanların yaşam koşullarında da ciddi etkilere neden oluyor. Uluslararası sözleşmelerin hiçe sayıldığı saldırılar nedeniyle yerleşim yerleri, okullar bombalanıyor, insanlar göçe zorlanıyor, aralarında çocuklarında olduğu birçok sivil hayatını kaybediyor. Saldırıların hedefindeki Til Werid köyü de Zirgan’a ilçesine bağlı. Bu köyde siviller iki yıldır bombardımanlara karşı direniyor. Ancak saldırıların daha da artması nedeniyle son zamanlarda birkaç aile köyünden Til Temir’e göç etmek zorunda kaldı. Göç eden yurttaşlar Seyif El-Dewle Okulu’na yerleşmiş durumdalar ve insan örgütleri tarafından ise durumları kulak ardı ediliyor. Saldırılar altında geçimini sağlamaya çalışan kadınlar Habur nehri kıyısındaki tarlalara giderek hardal topluyor.

Göç etmek zorunda kaldılar

Köylerine yönelik saldırılarda ağır silahların kullanıldığını ve bu nedenle göç etmek zorunda kaldıklarını anlatan kadınlardan Melka Mihemed, “Göç etmeden önce Zirgan nehri kenarında yaşıyorduk ve kendimizi saldırılardan korumaya çalışıyorduk. Ancak en sonunda göç etmek zorunda kaldık. Köy ile Til Temir’in durumu neredeyse aynıydı. Türk devleti ve çetelerinin saldırıları nedeniyle de hayvanlarımızda öldü. Onlar için insan ya da hayvan fark etmeksizin vuruyor” dedi.

“Mallarımız zarar gördü”

Mal ve mülklerinin yapılan operasyonlar nedeniyle zarar gördüğünü belirten Melka Mihemed, tarım ile geçimlerini sağladıklarını ancak şuan ekonomik olarak durumlarının çok kötü olduğunu söyledi. Şuan kaldıkları okulun elektriğinin olmadığını ifade eden Melke Mihemed, yardım kuruluşları bundan birkaç ay önce kendilerine güneş enerjisi ile çalışan elektrik getirdiklerini belirterek, “Güneş varsa gece elektriğimiz var, güneş yoksa yok. Kış ayında olduğumuz içinde her gün güneş çıkmıyor ve buda doğal olarak bizi etkiliyor” sözleri ile yaşadıkları zorluklara dikkat çekti.

Ebegümeci ve hardal topluyorlar

Yağmurun yağmasıyla birlikte otların yeşermeye başladığını sözlerine ekleyen Melke Mihemed, “Ebegümeci ve hardal topluyoruz. Yağmur yağdığı zaman bu otları toplamaya çıkmıyoruz. Onun dışında birkaç günde bir bu otları topluyoruz. Ebegümeci bugünlerde çıkıyor. İki ayda bitiyor. Yapımı çok kolay. Otları topluyoruz daha sonra ise temizleyip, doğruyoruz. Sıcak suyun içine koyuyoruz. Kaynadıktan sonra sıcak suyun içinden çıkarıyoruz. Bir soğan doğrayıp kırmızı biber ile kaynatıyoruz. Bu şekilde yemeğini yapıyoruz” ifadelerinde bulundu.

“Köylerimize dönmek istiyoruz”

Otun birçok faydasının olduğunu dile getiren Melke Mihemed, “Bu yıl ekim çok az. Bunun nedeni de Habur nehri suyunun azalmasından kaynaklanıyor. Meyve ve diğer sebzelerin alternatifi hardal otudur” şeklinde konuştu. Kendi köylerine geri dönmek istediklerini dile getiren Melka Mihemed, “İşgalcilerin köylerimizden ellerini çekmelerini istiyoruz. Savaşın bitmesini ve köylerimize dönmeyi istiyoruz” dedi.