Hizan’da kadınlar kekik toplamak için dağ dağ geziyor

Hizan’da bir araya gelerek dağları gezen kadınlar buralarda bin bir çeşit ot topluyor. Bu mevsimde dağ kekiği mesaisine başlayan kadınlar topladıkları dağ kekiklerini hem yemeklerde hem de hastalıklarda kullanıyor.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Bedlîs - Bahar ayının gelmesi ile birlikte bölgede dağlar renk cümbüşüne bürünürken ovalarda yeşillendi. Verimli toprakları ve dağları ile bilinen Bitlis’te kadınlar havaların ısınmasıyla soluğu dağlarda aldı. Geçmişten bu yana dağlarda toplanan ot ve pancarlarla bin bir çeşit yemek yapıp bunları ilaçlarda da kullanan Kürt kadınları dağda yetişen her bir otun nerde kullanılacağını neye fayda sağladığını biliyor. Bitlis’in Hizan ilçesinde yüksek kesimlere çıkan kadınlar bu mevsimde yetişen dağ kekiğini toplamak için saatlerce çalışıyor. Kadınlar topladıkları kekiği birçok yemekte ve hastalıkta kullanıyor.

Kadınlar birlikte dağ kekiği topluyor

Kadınlarla birlikte toplanıp dağ kekiği toplamak için dağa çıkan Meryem Korkmaz, elindeki iki farklı poşete topladığı iki çeşit kekiği koyuyor. Uzun bir yokuştan çıkarak dağa çıktıklarını söyleyen Meryem Korkmaz, topladıkları dağ kekiğinin bu mevsimde yeşerip yazın kuruduğunu ifade ediyor.

“Yorgunluğumuzu unutturuyor”

Bir yandan dağ kekiği toplayan Meryem Korkmaz bir yandan da yaptıkları işe dair şunları belirtiyor: “Dağlarımızı çok seviyoruz. Buraya çıktığımızda nefes alıyoruz. Mayıs ayında bu kekikler çıkıyor ve Temmuz’a kadar gelip topluyoruz. 20 kadın toplanıp her gün hangi dağa gidersek ya da köye gidersek kekik ya da cağ toplayıp dönüyoruz. Ne kadar yorulsak da hiç şikâyet etmiyoruz çünkü bunu yapınca mutlu oluyoruz.  Diğer insanlar topladığımız bütün otları satın alıyor ama bizler hepsini kendi ellerimizde toplayıp eve götürüyoruz. Dağlarımız bu otlarla bu şifalarla dolu.”

“Dağlarımızdan vazgeçmeye niyetimiz yok”

Dağ kekiğini et yemeklerinde kullandıklarını kaydeden Meryem Korkmaz, “Bu kekik öksürüğe de çok iyi geliyor. Öksürük ve diğer günlük hastalıklarda kullanıyoruz. Bu kekiği kaynatıp içiyoruz. Bunları annemiz ve nenelerimizden öğrendik. Bu bizim yaşam tarzımız ve bundan vazgeçmeye hiç niyetimiz yok. Doğamız da yaşamımız da çok güzel. Şehir yaşamı bize güzel gelmiyor her şeyi dar. Biz oralarda yaşayamayız” sözleri ile doğal ortamı şehir yaşamına değiştirmeyeceğini dile getiriyor.