Urmiye Gölü’nün kurumasıyla kadınlar gelir kaynaklarını kaybediyor

İklim değişikliği ve kötü yönetim nedeniyle Urmiye Gölü'nün kuruması, ekosistemi tehdit ettiği gibi bölgedeki kadınların geçim kaynakları açısından da ciddi zorluklar ortaya çıkardı. Gelir kaynaklarını kaybeden kadınlar, alternatif işlere yöneliyor.

VİAN MEHRPARVAR

Urmiye- Bir zamanlar dünyanın en büyük tuz göllerinden biri olan Urmiye Gölü, iklim değişikliği, su kaynaklarının yetersizliği ve hükümet yetkililerinin kötü yönetimi nedeniyle ciddi kuraklık yaşıyor ve çölleşme riskiyle karşı karşıya. İran'da 5 Mart, Urmiye Gölü'nün durumu ve gölün canlandırılması çabaları konusunda farkındalık yaratmak amacıyla bir gün olarak belirlendi. Yıllardır ilkeli bir şekilde yürütülmeyen bu çaba, bölgenin en büyük çevre krizlerinden birine yol açtı.

Gölün kuruması binlerce kadını etkileyecek

Yaşanan kriz genel olarak ekonomik, sosyal, siyasal vb. tüm boyutlarıyla ele alınmakta ve özellikle kriz dönemlerinde kadınlara yönelik uygun bir destek yapısı olmadığından, bu sorundan en çok zarar gören kesim kadınlar olmaktadır. Ekonomik sorunlar birçok sorunun kaynağı olduğundan, bu rapor bu krizden kaynaklanan ve kadınları etkileyen ekonomik sorunları ve engelleri ele almaktadır. Ancak, mevcut gerçekler göz önüne alındığında, gölün kuruması İran'daki ve özellikle de Rojhilat Kürdistan’daki binlerce kadının ekonomisini etkileyecektir.

Kadınlar gelir kaynaklarını kaybediyor

Urmiye Gölü havzasında yaklaşık 5-6 milyon insan yaşarken, bunların yüzde 60'tan fazlasını köylüler oluşturuyor. Köylülerin birçoğu, özellikle kadınlar, geçimlerini tarım ve hayvancılıktan sağlıyor. Tarım, bahçecilik ve hayvancılık sektörlerindeki kırsal alanlarda yaşayan kadınlar, ekonomik üretim döngüsünde önemli bir rol oynuyorlar. Gölün kuruması ve su kaynaklarının azalmasıyla birlikte kadınların çoğu gelir kaynaklarını kaybetti.

Gölün kuruması tarımı ve birçok alanı etkiledi

Bu kadınlardan biri olan Masume B., Urmiye Gölü yakınlarındaki Qareh Gol köyünde yaşıyor. Uzun yıllar hayvancılıkla uğraşan Masume B., Urmiye şehrine göç etmek zorunda kalınca işini sürdürememiş ve geçim kaynağını da kaybetmiştir.

Marhamatabad köyü sakinlerinden Shaidaz ise, "Tuz taşıyan fırtınalar ve rüzgarlar tarım alanlarına ulaştı ve kuyulardaki sular da tuzlu hale geldi” sözleriyle gelir kaynaklarını kaybettiklerini belirtti.

Bu ekonomik kriz kadınların gelirlerini doğrudan etkilediği gibi, kadınların çalışmalarının çeşitli yönlerini de dolaylı olarak etkiledi. Kuru meyve üretimiyle uğraşan Urmiye sakini Shahreh K., bazı meyvelerin yüksek fiyatı ve düşük kalitesinin işini etkilediğini kaydetti. Shahreh K., meyvelerin çoğunun il ve ülke dışına ihraç edildiğini ifade etti.

Yerel bir süt fabrikasında çalışan Ameneh A. da, gölün kurumasıyla her yıl daha da kötüleşen süt ürünleri kıtlığının ciddi bir sorun haline geldiğini söyledi.

Gölün kuruması sağlık sorunlarına yol açıyor

Gölün havzasında yaşanan çevre sorunları nedeniyle göç etmek zorunda kalan veya geçim kaynaklarını kaybeden insanlar arasında ekonomik, sağlık ve sosyal sorunlar yoğunlaşıyor. Örneğin gölün kuruması kadınlarda solunum yolu hastalıkları, cilt ve göz rahatsızlıkları, kalp damar hastalıklarında artış, böbrek ve sindirim sorunları, kanser vakalarında artış gibi çok sayıda sağlık sorununa yol açtı. Yüksek maliyetler nedeniyle bazı hastalıklar ise ailelerin bütçelerini de aşıyor.

Halk alternatif işlere yöneliyor

Son yıllarda gölün kuruma krizine çeşitli bölgelerdeki kırsal alanlarda yaşayan kadınlar direnmeye çalışıyor. Bazı köylerde yaşayan kadınlar, karpuz gibi çok su isteyen ürünlerin yetiştirilmesini bıraktı. Tarımdaki sorunlar nedeniyle kadınlar alternatif olarak dikiş atölyeleri kurarken, erkekler ise marangozluk gibi işlerde çalışmaya başladı.

Destek tedbirlerine ihtiyaç var

Ayrıca Urmiye Gölü çevresindeki köylerde kapasite geliştirme projesiyle kadınlara eğitimler veriliyor ve gölün korunmasına yönelik programlar geliştiriliyor. Ancak Urmiye Gölü'nün restorasyonuna yönelik planlamanın yanı sıra, çevreyi korumak amacıyla bu bölgelerdeki kadınların geçim kaynaklarını ve bağımsızlıklarını sürdürebilmeleri için daha detaylı planlamalara ve daha geniş kapsamlı destek tedbirlerine ihtiyaç duyuluyor.