Meryem’in korumasındaki “Dara Keçikê” ziyaretçilerin uğrak mekanı

Kizwan Dağı’nda bulunan Xera köyündeki Meryem El-Hesen, bölgede bulunan Dara Keçikê ağacına çok sayıda kişinin ziyaret ederek dilek tuttuklarını anlattı. Ağacın hikayesini anlatan Meryem El-Hesen, ağacı koruma görevi üstlenmiş.

SORGUL ŞÊXO

Hesekê –  Kuzey ve Doğu Suriye’de gezilecek çok sayıda tarihi yer ve keşfedilmeyi bekleyen gizli hikayeler var. Cizre bölgesinde yer alan Kizwan Dağı da birçok gezgin ve bölge halkının dinlenebileceği ve tarihin kokusunu içine çekebileceği bir yer. Xera köyünün doğusunda bulunan bir pınarın yanındaki ağaç, bölge halkı için önemli bir önem taşıyor. “Kız Ağacı (Dara Keçikê)” adı verilen bu ağacı çok sayıda kişi ziyaret ederek, hem pınarından su içiyor hem de dileklerini fısıldayarak, buradan dönüyorlar. 60 yaşındaki Meryem El-Hesen, bu ağacın hikayesine ilişkin konuştu.

“Burası benim sığınağım”

Halkın Kizwan Dağı’nda geçimini hayvancılıkla yaptığını anlatan Meryem El-Hesen, “Burası benim, çocuklarımın sığınağıdır. Burada pamuk ve diğer şeyler olmadığı için hayvancılıkla geçimimizi sağlıyoruz. Burada birçok pınar var. Buradaki su kaynaklarından hem biz hem de hayvanlarımız yararlanıyor” dedi.

“Bu ağaç daha önce genç bir kadınmış...”

Xare’de diğer bütün ağaçlardan farklı olan bir ağacın varlığından bahseden Meryem El-Hesen, “Bu ağaç nene ve dedelerimin zamanından beri burada. Bu ağacın altında bir pınar var deniliyor. Nenemden duyduğum kadarıyla Yahudiler döneminden Kizwan Dağı’nda savaş olduğunda bu ağacın bir genç kadın olduğu söyleniyor. Genç kadının Allah’tan Yahudi askerlerin ona tecavüz etmemesi için ağaç olmayı dilediği belirtiliyor. Genç kadının çığlıklarını duyan Allah, bu isteğini kabul eder. Bunun üzerine genç kadın ağaca dönüşür ve yanında da bir pınar oluşur. Bu ağacın uzun bir ömrü olduğu için bizler çok fazla bilgiye sahip değiliz. Bunları dede ve nenelerimiz kendi nene ve dedelerinden duyuyor. Onlar da kendi nene dedelerinde. Böyle bize kadar geldi. Ağacın hikayesini anlatacak kimse yok hayatta ama aklımızda kaldığı kadarıyla bu ağaç daha önce genç bir kadınmış” diye konuştu.

Birçok misafiri ağırlıyor

Halkın bu pınardan faydalandıklarını anlatan Meryem El-Hesen, “Çobanlar buradan geçtiklerinde hem kendileri su içiyor hem de hayvanları buradan su içiyor. Yine çoğu aile buradan aldığı su ile bağ bahçelerini suluyorlar. Ayrıca köy sakinlerinin büyük bir kısmı bu ağacı ziyaret geliyor. Yine özellikle Cizre bölgesi olmak üzere diğer yerlerden ağacı görmek için gelenler de oluyor. Şubat ayında gelip Mayıs ayına kadar buralarda kalıyorlardı. Gelen misafirler getirdikleri yiyecekler köy çocuklarını mutlu ediyordu. Ancak savaş nedeniyle ne yazık ki misafirler eskisi gibi gelmiyor. Özellikle son 6 yılda sayı çok azaldı” ifadelerini kullandı.

İnsanlar ağaca dileklerini fısıldıyor

Bu ağacın aynı zamanda dilek ağacı olduğunu söyleyen Meryem El-Hesen, köy sakinleri ile dışarıdan gelen ziyaretçilerin ağaca bir şey bağlayarak dilek tutuklarını anlattı. Meryem El-Hesen, “Örneğin hasta biri ağaca bir ip bağladığında iyileşiyor. Tüm hastalıklardan korunmak ve kurtulmak isteyen çoğu kişi bu ağaca sığınıyor. Özel bir ipi yok herhangi bir ip ya da bir parça bez bağlayabilir” dedi.

Ağacın dökülen dallarına da dokunulmuyor

Ağacın önemine Meryem El-Hesen, “Ağacın yaprakları yeşil ancak bu ağaç diğer ağaçlar gibi ürün vermiyor. Dağda olan ağaçlar genelde ürün verir ve ağaç sakızı (benişt) yeniliyor ve çiğneniyor. Ayrıca menengiç ağacının ürünleri de yeniliyor. Menengiç kahvesi bile yapılıyor. Bir ağaçtan dalları düştüğünde onları kullanıyoruz. Ama bu ağaç öyle değil. Düşen dallarını yakmaya korkuyoruz. Eskiden yaşanan bir olay anlatılıyor. Buna göre; kimi misafirler geliyor ve ağaca ilişkin bir bilgileri olmadığı içinde ağaçtan düşen dalları topluyorlar. Kendileriyle götürüyorlar. Ancak Xera köyünden çıkmadan araçları ters dönüyor ve yanıyor. Annem bu ağaçtan düşen en ufak bir dalı almamamı ve yakmamamı söyledi. Bu nedenle almıyorum. Aldığımız takdirde başımıza muhtemelen bir iş gelecektir. Bu yüzden dokunmuyoruz. Ancak ağaç yeşerdiğinde gölgesinde dinleniyoruz. Yemeğimizi burada yiyor ve pınardan da su içiyoruz” diye belirtti. 

Pınarın suyu azaldı

Pınarın bundan birkaç yıl önce aktığını ifade eden Meryem El-Hesen, pınar suyunun son yıllarda biraz kuruduğunu ifade etti. Meryem El-Hesen, “Bu ağacı koruyorum. Çocukların ona taş atmasına izin vermiyorum. Herkesin bu ağacı ziyaret etmesi gerekir” dedi.