Ciwanro’da doğa tahribatı: Ağaçlar kesiliyor

Çevre aktivistleri ve köylüler, Ciwanro ve Uramanat bölgesinde süren yol projelerinin ormanları yok ettiğini belirtiyor. Köylüler “Biz sadece güvenli bir yol istedik, ama yüzlerce meşe ağacı kesildi” diyor.

Ciwanro- Aşırı ağaç kesimi uzun süredir çevre için ciddi bir tehdit haline gelmiş durumda. Uramanat bölgesinde yıllardır ağaçlar kömür üretimi, yangınlar, tarım için arazi açma, inşaat ve yol yapımı gibi nedenlerle yok ediliyor. Bu durum, uzun vadede hava ve su kirliliği, iklim değişikliği, toprak verimliliğinin kaybı ve canlı yaşamının zarar görmesine neden oluyor.

Zagros Dağları İran’ın en önemli ekosistemlerinden biri. Burada yetişen meşe ve menengiç ağaçları doğal dengenin korunmasında büyük rol oynuyor. Kökleri toprağın erozyona uğramasını engelliyor. Ancak bu ağaçların yok olması, toprağı yağmur ve rüzgâr karşısında savunmasız bırakıyor, bitki ve hayvan yaşamını yok ediyor. Bu durum toprak kaymaları ve toz fırtınalarının artmasına da neden oluyor.

Buzgura köyü, bu tehdidin en somut örneklerinden biri. Bölge yol projeleriyle birlikte kirlenmeye ve tahrip olmaya başladı. Eğer bu süreç devam ederse, Buzgura da Kürdistan’ın birçok bölgesi gibi doğal ve çevresel kimliğinin büyük bölümünü kaybedecek.

‘Yollar hayatı yutuyor’

Kürdistan’ın birçok dağlık bölgesinde, Şaho’dan Merxil’e, Kosalan’dan Ziraw dağlarına kadar yol yapımı ve askeri üsler ile doğa hızla tahrip oldu. Bu yollar görünüşte ulaşımı kolaylaştırıyor ama aslında daha önce sadece saatlerce yürüyerek ulaşılabilen bölgelere sınırsız insan girişini mümkün kılıyor.

Çevre aktivisti Nergis Moradi şunları söylüyor:

“Uramanat gibi nadir ve el değmemiş orman ekosistemlerinde yol ve asfalt projeleri geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurur. Bu bölgeler iklim değişikliğinden ötürü zaten daha kırılgan hale gelmiş durumda. Araçların, bilinçsiz turistlerin girişi; ormanların tahrip olmasına, bitki ve hayvan türlerinin yok olmasına, aşırı yapılaşmaya ve çöp kirliliğine yol açar. Bu değişim köylülerin yaşam tarzını bile dönüştürüyor. Çiftçilik ve hayvancılığı bırakıp ticaret ya da villa yapımına yöneliyorlar.”

Nergis Moradi’ye göre bu projeler çoğunlukla halk için değil, belirli grupların çıkarları ve siyasi/askeri hedefler için yapılıyor:

“Ormanların ortasında gereksiz yollar açılıyor. Uzman görüşü alınmadan, hassas ekosistemler yok ediliyor. Buzgura’da iki ayrı yol yapıldı, yüzlerce meşe ağacı kesildi, bölgenin ekosistemi kriz noktasına geldi. Yol sadece ağaçları kesmiyor; kaçakçılığa kapı açıyor, toprağı aşındırıyor, yeraltı sularını tüketiyor, yaban hayatını yok ediyor.”

Biz sadece güvenli bir yol istiyorduk’

Buzgura köyünde yaşayan yaşlı bir kadın olan Hamide Rahmani, köyünü şöyle anlatıyor:

“Köyümüz yemyeşildi, bol su kaynakları vardı, etrafı meşe ağaçlarıyla çevriliydi. Eskiden sadece iki toprak yol vardı. Biz de herkes gibi asfalt bir yol istiyorduk; hem ulaşım kolay olsun hem misafirler rahat gelsin. İstediğimiz şey basitti: doğaya zarar vermeden güvenli bir yol. Yetkililere, çevre uzmanları ve köy meclisiyle iş birliği yapılmasını önerdik. Ama bunun yerine birçok ağaç acımasızca kesildi. Bu bizi çok üzdü, elimizden de bir şey gelmedi.”

Hamide Rahmani, yol sıkıntılarının köylüler için gerçek bir sorun olduğunu hatırlatıyor:
“Kışın kar ve buz yolu kapatıyordu, hastayı hastaneye ulaştırmak imkânsızdı. Çocukları güvenli bir yere götürmek işkence gibiydi. Bu yüzden bazıları, ağaçlar iki katı kesilse bile yine de razı. Çünkü yıllarca yokluk çektik. Ama proje doğru yürütülseydi, daha az ağaç kesilir, doğa bu kadar zarar görmezdi.”