Binlerce yıllık Hevsel Bahçeleri yok edilmeyle yüz yüze

Dünya Mirası Listesi'nde bulunan Hevsel Bahçeleri’nin çöp yığınları, molozlar, kaçak yapılaşma ve kum ocakları ile yok edilmek istendiğini belirten TMMOB’tan Selma Aslan, halka ve yetkililere tarihi mirası koruma çağrısı yaptı.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed - UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Amed'de bulunan Hevsel Bahçeleri ve Dicle Nehri, yıllardır devam eden talan ve yıkım politikalarına karşı direniyor. İçerisinde çok sayıda canlı türü ve ekolojik zenginlik barındıran bahçeler, özellikle 2015 sürecinden sonra talana açıldı. Bahçedeki kaçak yapılaşmalar, tarımın sanayileşmesi, ağaçlık alanların giderek azalması ve Dicle Nehri üzerinde bulunan kum ocakları, bahçenin zenginliğini yok eden uygulamalardan bazıları. 

8 bin yıllık miras

Hevsel Bahçeleri, bölgenin en büyük kuş cenneti konumunda bulunuyor. Koruma altında bulunan Hevsel Bahçeleri, 2015 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edildi. 30’dan fazla uygarlığın izlerini taşıyan 8 bin yıllık Hevsel Bahçeleri Dünya Mirası Listesi'ne girdikten sonra daha çok korunması gerekirken, yıkımın başladığı bahçelerde talanın ilk adımları 2017 yılında atıldı. Hevsel Bahçeleri’nde birçok alan ticari yapılaşmalara açılırken, şimdilerde iş makineleri ise bahçeden çıkmıyor.

‘Tahribat insansızlaştırmadan sonra başladı’

Yaşanan sürece dair değerlendirmelerde bulunan TMMOB Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Selma Aslan, Hevsel Bahçeleri’nin nesillere aktarılması için Dünya Mirası Listesi'nde bulunan bahçelerin ne pahasına olursa olsun korunması gerektiğini söyledi. Sur’da yaşanan çatışmaların ardından alanın insansızlaştırılması ile Hevsel Bahçeleri’nin de sahipsiz kaldığına dikkat çeken Selma Aslan, insansızlaşma ile alanın da başkalaştığına yer verdi.

‘Geleneksel tarımdan sanayi tarımına geçildi’

Başkalaşmanın da ilk olarak tarımla başladığına değinen Selma Aslan, “Özellikle geleneksel tarımdan sanayi tarımına doğru bir geçişin olduğu söyleniyor. Oradaki tarımın tek tipleştiğini görüyoruz. Bütün bunlar aynı zamanda oradaki canlıların da yaşamlarını tehlikeye atan bir yere evriliyor. Bir taraftan yüzlerce kuş ve bitki türü yok olurken, sanayi tarımıyla sağlıksız bir üretim yapılması da ayrı bir problem” sözlerini kullandı.

‘Kaçak yapılaşma arttı’

Hevsel’de günden güne artan kaçak yapılaşmalara dair bir önlem alınmadığı bilgisini paylaşan Selma Aslan, “Son dönemlerde Hevsel Bahçeleri’nin bulunduğu alanda kaçak yapılaşmaların arttığı da dikkat çeken bir durum. Gerçekten alandaki tahribatlar her geçen gün artıyor. Üniversite de yıllardır kendi arazisini, parça parça satışa çıkartıyor. Son dönemde de üniversitenin Hevsel’de imara açtığı bir alan var. İmara açılan alanlara dair itirazlarımızı yapıyoruz. Tahribatlara karşı ses çıkarıp önlem almaya çalışıyoruz” bilgilerini paylaştı.

‘Kültür ve tarih korunmalı’

Koruma anlayışının değişmesi ile tahribatın önüne geçileceğine dikkat çeken Selma Aslan, kaçak yapılaşma gibi kum ocaklarının da alan için ciddi risk oluşturduğunu kaydeden Selma Aslan, şunları söyledi: “Hevsel Bahçeleri şuan koruma listesinde ancak bu tahribat devam ettiği takdirde UNESCO ‘Siz koruyamıyorsanız alanı listeden çıkarıyoruz’ da diyebilir. Şuan önümüzde böyle bir risk de var. Buna karşı aslında yapılacak tek bir şey var: bizim bir yeri koruyup, gelecek nesillere aktarabilmemiz için bir yerin illa koruma altında olması gerekmiyor. Bunu halkta yapabilir yine kurumların da yapması gerekiyor. Kültür ve tarih korunmalı. Evrensel değerler çerçevesinde davranmak ve bize kalan mirası korumak zorundayız.”