Afganistan’da hava kirliliği kadın ve çocukların sağlığını tehdit ediyor
Afganistan'daki hava kirliliği sadece bir çevre sorunu değil, bu kriz, her yıl soğuk havaların başlamasıyla birlikte hamile kadınların ve çocukların sağlığı için doğrudan bir tehdit haline geliyor.
BAHARİN LEHİB
Afganistan- Afganistan'da hava kirliliği, soğuk havaların başlamasıyla birlikte her yıl zirveye ulaşıyor ve ülkenin büyük şehirlerini “sağlıksız” ve “tehlikeli” bir duruma sokuyor. Kabil, yanan yakıt, eski araçlar ve filtresiz fabrikalardan çıkan dumanlar nedeniyle ülkenin en kirli şehri konumunda. Herat, Mezar-ı Şerif, Celalabad ve Kandahar da yılın birçok gününde önemli kirlilik artışlarıyla karşılaşıyor. Özellikle kadınlar ve çocuklar, bu durumdan en çok etkilenen gruplar arasında. Kadınlar, evleri ısıtmak için kömür, odun veya plastik gibi yakıtlar kullanmak zorunda kalırken, bu da iç mekan hava kirliliğini artırıyor ve ülkedeki en ölümcül çevresel faktörlerden birine dönüşüyor.
Yılda 27 binden fazla ölüme yol açıyor
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, yalnızca iç mekan hava kirliliği Afganistan’da yılda 27 binden fazla ölüme yol açıyor ve bu ölümlerin büyük çoğunluğunu kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. Özellikle beş yaş altı çocuklar, henüz gelişmemiş akciğerleri nedeniyle kirli havadan ciddi şekilde etkileniyor ve solunum yolu enfeksiyonları, astım ve zatürre gibi hastalıklara daha yatkın hale geliyor. UNICEF raporları, kış mevsiminde Afganistan hastanelerinde yalnızca bir ayda 160 binden fazla akut solunum yolu hastalığı vakasının kaydedildiğini ve bunların yaklaşık yüzde 60’ının beş yaş altı çocuklar olduğunu gösteriyor. Bu veriler, her kış binlerce çocuğun hava kirliliğiyle doğrudan bağlantılı ciddi sağlık sorunları yaşadığını gözler önüne seriyor.
Çocuklar ve hamile kadınlar risk altında
Uluslararası araştırmalar, Afganistan’da çocuklarda solunum yolu enfeksiyonlarından kaynaklanan ölümlerin yüzde 40’tan fazlasının hava kirliliğiyle bağlantılı olduğunu ortaya koyuyor. Yani solunum yolu problemlerinden ölen çocukların neredeyse yarısı, kirli havanın kurbanı. Bu kirlilik, evlerden, duman üreten araçlardan, fabrikalardan ve standart altı inşaatlardan yayılan toz ve zararlı partiküllerden kaynaklanıyor.
Hamile kadınlar da ciddi risk altında bulunurken, bu durum düşüklere ve yeni doğanlarda solunum sorunlarına yol açabiliyor. Evlerde yemek pişirmek ve ısınmak için kömür, odun veya plastik yakıt kullanan ailelerde, bebeklerde solunum problemleri olasılığı birkaç kat artıyor. Bu etkiler yalnızca bireylerin sağlığını tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda yetersiz finanse edilen sağlık sistemine de ciddi bir yük getiriyor ve ülkenin sağlık altyapısı üzerinde ek bir baskı oluşturuyor.
Kirlilik nefes almayı zorlaştırıyor
Hava kirliliği Afganistan’da ulusal bir kriz olmasına rağmen, Kabil hala kirliliğin merkezi konumunda. Her kış, şehirde hava kalitesi endeksi birçok gün “çok tehlikeli” seviyelere ulaşarak nefes almayı zorlaştırıyor. Herat ve Mezar-ı Şerif’te de son yıllarda kirlilik ciddi şekilde artış gösterdi, bu durum büyük ölçüde nüfus artışı, küçük ölçekli sanayilerin büyümesi ve yetersiz şehir yönetiminden kaynaklanıyor.
Yönetim eksikliği geleceği tehdit ediyor
Sonuç olarak, hava kirliliği sadece bir çevre sorunu değil, aynı zamanda bir insanlık krizidir. Kadınları evlere, çocukları hastanelere hapseden, aile bütçelerini zorlayan ve gelecek nesillerin sağlığını tehdit eden bu durum, yakıt kalitesi, şehir yönetimi, araç takibi ve toplumsal bilinç iyileştirilmediği sürece her kış tekrarlanacak ve daha fazla can kaybına yol açacaktır.