Monarşi ile yönetilen Suudi’de kadınların özgürlük yürüyüşü -4
Kadınlara yönelik işkence belgelendi
Gözaltı ve işkencelere karşı uluslararası alanda açıklamalar yapıldı, kadınlara yönelik kötü muamele ve şiddet raporlaştırıldı. Tüm bunları görmezden gelen Suudi devleti ise baskı politikalarından vazgeçmedi.
SANAA EL-ELÎ
Haber Merkezi - Kadınların araç kullanmasının meşruiyetine ilişkin yasa 24 Haziran 2018 tarihinde Prens Muhammed bin Salman tarafından "Vizyon 2030" başlığı altında ve uluslararası kuruluşların baskılarına rağmen hazırlandı, fakat yasanın çıkış tarihi hakkında bir bilgi yok. İnsan hakları örgütü tarafından tutuklularla ilgili yapılan soruşturmalara göre, Suudi yetkililer Zehban Cezaevi’ndeki siyasi tutuklulara psikolojik ve fiziksel işkence uyguluyor. Lujain'in kız kardeşleri Alia ve Walid Al-Hathloul'un akrabalarının baskısı üzerine Elhayer Cezaevi’ne nakledildiği bildirildi. IŞİD'le işbirliği içinde oldukları gerekçesiyle onlara dava açılır ve ceza alırlar.
Tutuklular ağır işkencelere maruz kaldı
1983 yılında inşa edilen Elhayr Cezaevi’nde tutuklular ağır işkenceye maruz kalıyor. Bu yapılan ağır işkencelere karşı insan hakları örgütleri tepki gösterir. Eylemciler aleyhine açılan dava sadece ailelerinin katılımıyla gerçekleşir. Medya ve insan hakları örgütlerinin davaya dahil olmasına izin verilmezken, mahkeme huzurunda bulunanlar Lugin Hathloul, Aziza Al-Youssef, Eman al-Nafjan ve Htun El-Fassi idi. Dava 13 Mart 2019'da herhangi bir bilgi verilmeden kapatıldı. İlk davanın siyasi terör ceza mahkemesinde görülmesi gerektiği ancak uluslararası baskılar nedeniyle dava yeri değiştirildiği ve davanın Riyad Ceza Mahkemesi'ne sevk edildiği belirtildi. İlk davada, eylemcilerin konuşmasına izin verilmedi. Sadece haklarındaki davalar paylaşıldı ve hakimler de bunların tutukluların itirafları olduğunu söyledi. İkinci duruşma 27 Mart 2019'da yapıldı. Belirtildiği gibi, davaya itiraz etmek ilk duruşma içindir. Kaynaklara göre duruşmaya 12 temsilci ve yakınları katıldı.
“Elleri işkenceden hem titriyor hem de yanıyordu”
Verilen kaynaklara göre, 11 kadın tutuklu hüküm giydi. Bunlar arasında Lugin Hathoul, Htun El-Fassi, Eman El nafjan ve Aziza Al-Youssef vardı. Duruşmalar sırasında eylemciler haklarındaki iddialara yanıt verdi. Ayrıca soruşturma sırasında fiili şiddet ve elektrikle işkence olayları vardı. Lugin Waleed'in erkek kardeşi, Deutsche Fillet adlı bir Alman kanalından kız kardeşinin dövüldüğünü, ona elektrik verildiğini ve onun tecavüze uğradığını söylediği iddia ediliyor. Suudi mahkumlara yönelik baskıların bir sonucu olarak, Kral Muhammed bin Salman'ın danışmanı olan Saud Al-Qahtan adlı bir erkek, kız kardeşini öldürmekle tehdit etti. Lugin Hathoul’un ağabeyi de CNN'e yaptığı açıklamada, "Ablam tutuklandıktan bir ay sonra gizli numaradan arayan biri onun otelde olduğunu söyledi ve rahat konuşamadığını belirtti. Babam yanına gitti. Elleri işkenceden hem titriyor hem de yanıyordu. Devlet, yurtdışındaki Suudi kadınlarla işbirliği yapmasını ve onları Suudi Arabistan'a getirmesini istedi. Ancak bu isteği reddettiği için işkence gördü ve dövüldü” dedi.
Guardian Gazetesi işkenceyi belgeledi
Guardian gazetesi, Suudi yetkililerin tutukluların sağlık durumuna ilişkin bir tıbbi raporla suçlu olduğunu kanıtlayan ilk belgeyi 31 Mart 2019'da yayınladı. Ayrıca bu belge, Ocak 2019'da Kral Salman bin Abdülaziz'e gönderilmiş ve soruşturulmuştu. Belge siyasi, dini ve eylemci tutuklular da dahil olmak üzere 60'tan fazla tutuklunun şiddetli dayak ve işkenceye maruz kaldıklarını ortaya koydu. İngiliz makamları, ellerindeki belgelerle tutuklulara baskı ve işkence yapıldığını kanıtlamaya çalıştılar ve hapis cezası talebinde bulundular, ancak Suudi devleti bu talebi reddetti.
8 kadın tutuklunun serbest bırakılması talebi
İkinci duruşmada tutuklular duruşmaya katılmaları şartıyla karara kadar kefalet talebinde bulundu. Sadece üç tutuklu, Ruqayya Elmuharb, Aziza Al-Youssef ve Eman al-Nafjan serbest bırakıldı. Nisan ayı başında sona eren üçüncü duruşmada ise serbest bırakılmalarına karar verilmedi ve ikinci duruşmaya geri gönderildiler. 1 Mayıs'ta Htun El-Fassi, Abeer Al-Namankani, Amal Al Harbi, Maysa Al-Mana ve Shaddan Al-Anzi serbest bırakıldı. Böylece sekiz tutuklu serbest bırakıldı.
Suudi Büyükelçiliği önünde işkence kınandı
İnsan hakları örgütleri, Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri, Fransa ve ifade özgürlüğüne ve kadın haklarına inanan çoğu ülke, Suudi Arabistan'da kadın hakları konusunda aktivistlerin, özellikle de kadın aktivistlerin tutukluluklarının devam etmesini kınadı. 20 Kasım 2018'de Uluslararası Af Örgütü, Suudi hapishanelerinde kadın mahpusların haklarının ihlaline ilişkin bir rapor yayınladı ve bu raporda Suudi hükümetinin kadınları haksız yere suçladığını ifade etti. 8 Mart 2018 Dünya Kadınlar Günü'nde Uluslararası Af Örgütü, Suudi Büyükelçiliği önünde bir etkinlik düzenledi. Kadın tutuklulara yönelik şiddet ve işkence kınandı. Ayrıca BM İnsan Hakları Komisyonu, 36 siyasi aktivistin serbest bırakılması çağrısında bulunan bir bildiriye imza attı. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Suudi cumhurbaşkanını eleştirdiği bildirildi. Hukukun üstünlüğünü dayatmak ve eşitliği sağlamak yerine tam tersi halkın haklarına engel olunduğu kaydedildi. Bu nedenle cinsiyet haklarının ihlaline ve kadınlara karşı ayrımcılığa son verilmesi çağrısında bulundu. Ayrıca örgüt, eylemcilerin terörle hiçbir bağlantısının olmadığını da belirtti.
Uluslararası örgütlerden çağrı
Şubat 2019'da İngiliz Eş Başkanı Ann Clwyd, İngiliz Parlamentosu'nu Suudi Arabistan'daki kadın aktivistleri serbest bırakması ve cinsel istismarı kınama çağrısında bulundu. Avrupa Birliği, Kanada ve Avustralya'nın da Suudi yetkilileri tutukluları serbest bırakmaya çağırdığı iddia edilirken, ABD'nin tutumu ise durumu izlemekle sınırlı kaldı. Tom Lantos İnsan Hakları Komitesi, ABD Kongresi'nde bir toplantı düzenliyor. Ayrıca Suudi kadın hakları savunucuları ve Lugin Hathloul’un kardeşi Walid Al-Hathloul ile gazeteciler Safaa Al-Ahmad ve Omaima El-Naggar da bu toplantıda hazır bulundu. Toplantıda Suudi hapishanelerindeki kadın mahkumlara yönelik baskıların yanı sıra demokratlarda Suudi Arabistan'ın uluslararası toplum tarafından cezalandırılması çağrısına bulundu. Tom Lantos Komitesi 1983 yılında kuruldu. Bu dernek Demokrat ve Cumhuriyetçi partilerin üyelerinden seçilmedi. Amacı dünyanın dört bir yanında insan haklarını desteklemektir. Adını da 2008 yılında vefat eden kurucusu Tom Lantos'tan alıyor.
“Lugin Suudi sistemini eleştirdiği için tutuklandı”
Lugin Hathloul kampanyasında çok etkilenen Fransa Başbakanı Emmanuel Macron, Dünya Kadınlar Günü'nde dayanışma ve destekleyici tavrını dile getirerek, ''Lugin, Suudi sistemini eleştirdiği için tutuklandı” ifadelerinde bulundu. Emmanuel Macron'un açıklamasından önce 36 eyalet görüşlerini açıklayan ortak bir bildiri yayınlamıştı. Açıklamada, insan hakları talep eden kadın ve erkeklere yönelik baskılar kınandı ve Suudi terör güçlerinin özgürlük savaşçılarına baskı uyguladığı belirtildi. Suudi yetkililerden tutukluların serbest bırakılmasını talep ettiler. Amerikan İhtiyarlar Komitesi'nin 9 senatöründen (ihtiyarlarından) Başkan Salman bin Abdülaziz'e bir mesaj gönderildi. Kadın ve erkek insan hakları aktivistlerinin ve politikacıların serbest bırakılması çağrısı yapıldı.
Cenevre’de toplantı
Şubat ayında Cenevre'de düzenlenen 40. toplantıya katılan bakanlık üyelerine 50 kuruluştan mesaj gönderildiği bildirildi. Tutukluların serbest bırakılması ve Suudi Arabistan'daki insan hakları ihlallerini izlemek için bir mekanizma kurulması çağrısında bulunuyor. Görüşmede, "Suudi Arabistan'daki soruşturma sırasında" başlıklı bir tartışma yapıldı. BM insan hakları uzmanları, Suudi devletinin aktivistlerin faaliyetlerini bastırmak için terörle mücadele yasalarını kullandığını bildirdi. Bu aynı zamanda uluslararası hukukun ihlalidir ve özgürlükçülere karşıdır.
“Suudi Kahramanlarla” hashtagi
2014 yılında aktivist Yahya Asiri tarafından kurulan bir insan hakları örgütü kampanya yürütüyor. Kampanya Washington Post, The New York Times, The Guardian, Los Angeles ve Times gibi uluslararası gazetelerin yanı sıra Suudi tutuklular üzerinde baskı oluşturan fotoğraf ve videolarla ön sayfada çıkaran İspanyol gazetesi Alyabis ile işbirliği içinde yürütülüyor. Ayrıca sosyal medyada “Suudi Kahramanlarla” (stand With Saudi Heroes#') hashtagi yayınlandı. Uluslararası Af Örgütü'nün Twitter hesabından paylaştığı son mesaj ve talepte, bir eliyle araç kullanan diğer eliyle cezaevi kapısını kapattığı bir kadın görüntüsü görülüyor. Ayrıca Lugin Hathloul'un serbest bırakılması ve devlet iktidar sistemine karşı tavır almış kadınların haklarının korunmasını talep etmiştir.
Yarın: 11 Eylül kadınlara özgürlüğün kapısını açtı