Dünyayı değiştiren devrim ve kadınlar -2-

Devrimle neler değişti?

Devrimin ardından kadınlardan yana önemli değişimler yaşanırken, kadınları eşitsiz kılan tüm uygulamalara son verilmek için kollar sıvandı, ikinci bölümümüzde devrimin en başında ön plana çıkan kadın portrelerine de yer veriyoruz.

SARYA DENİZ

Haber Merkezi - Hak eşitliğini yasal güvence altına alan Ekim Devrimi'nin daha ilk günlerinde kadınların haklarının korunmasına dair yasaları ilan eden kararnameler yayımlandı. Bu kararnameler “eşit işe eşit ücret”, 8 saatlik işgünü, kadın emeğinin korunması ile anne ve çocuğun korunmasına dair yasaları içeriyordu. Annelik ve ev kadınının ev içi faaliyetleri, toplumsal üretimdeki çalışmaya denk, toplumsal fonksiyonlar olarak tanındı. Köylüye toprak dağıtımında, ailelere değil, bireylere kendi parselini verme yöntemi izlendi. Köylü kadınlar da böylelikle kendi topraklarının sahibi oldular.

Kadınlar için eğitim çalışmaları

Kadınların kültürel düzeyini yükseltmek, meslek edinebilecekleri ya da kendilerini geliştirebilecekleri okulları ve kursları hayata geçirmek için önemli ve büyük çalışmalar yürütüldü. Kadınların eğitimleri için aynı zamanda çocuklarının yetiştirilmesine yardımcı olacak yaygın bir çocuk bakım/eğitim kuruluşları ağı yaratıldı. Kadınların önemli bir bölümü devlet, Sovyet ve parti örgütleri içinde idari hizmetlerde, tüketim malları dağıtımının örgütlenmesi/idaresi alanında veya anne ve çocuk koruma kurumlarında, çocuk yuvaları, kamu mutfakları, kamu çamaşırhanelerinde vb. işlerde çalışma içine çekildiler.

Zorunlu eğitim uygulaması

Kadınlar için okur-yazarlık kampanyaları başlatıldı. Her işletmede, her kültür kulübünde, her kolektif çiftlikte emekçi kadınlar için okuma-yazma kursları açıldı. Özellikle kırsal kesimdeki kadınlara ulaşmak için “ajitasyon trenleri”, “ajitasyon arabaları” ve “ajitasyon gemileri” inisiyatifi geliştirildi. Tüm bu uğraşlar sonuç getirdi. II. Dünya Savaşı öncesinde ise bütün ülkede 7 yıllık zorunlu öğrenim uygulamasına geçildi.

Eğitim sonunda kadınlar üretimde

Kadın eğitimi ile birlikte kadın emeğinin kalifiyeleştirilmesine verilen önem sonucunda bu alanda büyük mesafeler kat edildi. 1937 yılında, İkinci Beş Yıllık Plan'ın sonuna doğru, kadınların %39'u sanayi ve inşaat sektöründe, %20'si eğitim ve sağlık alanında, %15'i ulaştırma, ticaret ve işletme kamu mutfaklarında, %7'si Sovhoz ve Makine Traktör İstasyonları'nda ve %7'si devlet ve toplumsal örgütlerde çalışıyordu. Bu aşamadan sonra kadınların yönetimlerde yer alması için çalışmalar yürütüldü. 1929'da genel 7 saatlik işgünü uygulamaya konuldu.

Kadınlarla ilgili yasalar kökten değişti

Devrimin ardından hemen ilk aylarda kadını ilgilendiren yasama kökten değiştirildi. Kadınları eşitsiz kılan, tüm uygulamalara son verildi. Kilise evliliği yok sayılırken resmi nikah getirildi. Kadına boşanma hakkı tanındı. Evlilik içi doğan çocuklarla evlilik dışı doğan çocuklar yasa önünde eşit haklara sahip oldu. Kadın ve çocukların korunması yasalarda esas olarak alındı. Kadınların haklarından haberdar olmaları için özel çalışmalar yürütüldü. Ev kadınlarının evlilik içinde edinilen mallardan hak talep etmesi güvence altına alındı. Eşlerin birbirine ve evlilik içi veya evlilik dışı çocuklarına nafaka yükümlülüğü söz konusu oldu. Hamile ve tek başlarına çocuk büyütmek zorunda kalan çocuklara devlet yardımı sağlanması karar altına alındı.

Devrimin ardından aslında toplumun her aşamasında, siyasi-politik, ev, iş yeri, eğitim, köy, kent her alanda tek tek konu başlığı yapılacak ve üzerine sayfalarca yazılabilecek kadınlardan yana değişimler yaşandı.

Ekim Devrimi’nin inşasında öne çıkan isimler, çalışmaları ve özverileri ile tarihin aydınlık sayfalarında yerini aldı.

Aleksandra Kollontay

Bu kadınlardan biri olan kuşkusuz Aleksandra Kollontay’dı. Emekçi kadınlar konusunda Bebel ve yakın arkadaşı Clara Zetkin’in çalışmasından etkilenen Aleksandra Kollontay 1909’da “Kadın Sorununun Toplumsal Temeli” isimli kitabını yayımladı. Aleksandra Kollontay, kadınları ev içi işlerden kurtarmak için komünal kurumların gerekli olduğunu belirtir ve mutfağın evlilikten ayrılmasının bir kadının yaşamındaki önemini, kilisenin devletten ayrılmasıyla eş olduğuyla açıklamıştır. Aleksandra Kollontay 1917’de ilk ve tek kadın olarak Merkez Komitesinde yer alıyordu. Sovyetlerin ilk sağlık komiseri olan Aleksandra Kollontay, 1918’de aile yasalarının hazırlanmasında etkin bir rol oynamıştı. Aleksandra Kollontay aynı zamanda dünyanın ilk kadın elçisi olarak 1922 yılında tarihe geçmiştir. Aleksandra Kollontay devrimin gerçekleşmesinin ardından yeni toplumun ve yeni insanın oluşumundaki sürece ışık tutar.

Nadya Krupskaya

Devrimin ardından eğitim sisteminin mimarlarından biri olarak anılır. Devrim’den önce beş yıl boyunca bir fabrika patronunun isteği üzerine işçilere okuma-yazma ve aritmetik dersleri verir. Nadya Krupskaya, bu derslerde aynı zamanda devrimci kişiliğini de yansıtır ve devrim sınıflarını kurar. Bu sınıflar 30 bin işçinin çalıştığı fabrikada, büyük bir greve evrilir. Kütüphaneciliğin gelişmesine önemli katkıları olan Nadya Krupskaya, emekçi sınıflar için yeraltı kütüphanelerinin kurulmasına öncülük eder. Devrimin ardından Eğitim Bakanı olur. 1971 yılının Ağustos ayında ünlü Rus gökbilimci Tamara Mikhailovna Smirnova bir asteroit keşfeder ona Nadya’nın adını verir. Nadya Krupskaya, devrim ve sosyalizm mücadelesinde kadınların isimlerini yerden göğe kadar yazdırdıklarının en önemli kanıtıdır.

Inessa Armand

1913 yılında Lenin’in inisiyatifi ile Petersburg’da “Kadın İşçi" adlı bir derginin hazırlanmasına karar verilir. Inessa Armand, dergiye aktif olarak katılır, çıkmaya başladığı zaman dergiye makaleler yazar.1917 Şubat’ında devrimin haberi İsviçre’ye gelir. Sürgündeki İnessa Armand ilk Bolşevik grupla beraber memlekete döner ve tüm gücünü, tüm enerjisini, parti faaliyetine verir. Inessa Armand, Moskova’nın mahalleleri ile sıkı bağlantı içindedir. Yaptığı etütlerle hem Parti toplantılarında, hem de Moskova fabrikalarında, atölyelerinde söz alır, MK’nin Parti okulunda dersler verir, gazetelere makaleler yazar, Moskova kent dumasının (meclisinin) üyesi olur, kadınlar arasında önemli çalışmalar yürütür. Inessa Armand, Partinin MK bünyesi içindeki Kadın Şubesi’nin ilk yöneticisi olur.

Kızıl Meydan’a defnedilen ilk kadın

Koleraya yakalanarak yaşamını yitiren İnessa Armand’ın ölümü üzerine yoldaşı Nadya Krupskaya şunu yazar: “Inessa Armand örneğinin emekçilerin kurtuluşunu değerli bulan herkesin yüreğinde, partili yoldaşların yüreklerinde, kadın işçi ve köylülerin yüreklerinde yaşamasını isterdim. Inessa’nın hararetle mücadelesini verdiği dava komünizm davası zafer kazanacak, buna hiç şüphe yok.” Inessa Armand, Kızıl Meydan’a gömülen ilk kadındır.

Maria Aleksandrovna Ulyanova

Ulyanovalar ailesinden yaşamını devrime adamış kadınlardan biri olarak tanındı Maria Aleksandrovna Ulyanova. Ulyanovlar ailesi, Vladimir Ilyiç’in erkek ve kız kardeşleriydi ve devrimciydiler. Hepsi hayatlarının bir dönemini hapsedilerek ya da sürgünde geçirdiler. Maria Aleksandrovna Ulyanova Lenin’in annesiydi. Maria çocuklarına 5 yaşında okuma yazmayı ve aynı zamanda yabancı dillerin başlangıçlarını öğretti. Pedagojik bir yeteneğe sahip olan Maria Aleksandrovna Ulyanova yaşamını çocuklarına adarken onların devrimcilik yıllarında da hep yanlarında oldu. Devrimi göremeden 1916 yılında 81 yaşında, Petrograd’da yaşamını yitirdi.

Nataşa Bolşevikova

“Kadın örgütçü” sözleri ile tanındı. Sibiryalı bir papazın kızı olarak 1876’da Irkutsk’te doğan Nataşa Bolşevikova’nın asıl adı Concordia Nikolaevna Gramavo’dır. St. Petersburg’a geldiğinde, devrimci öğrencilere katıldı. Grevlerin arttığı bir dönemde, eylemleri yüzünden tutuklandı ve okuldan atıldı. 1902’de Paris’e gittiğinde, Lenin ve arkadaşlarının propagandacılara verdiği Marsist eğitimlere katıldı. Öğrendiklerini uygulamak üzere Rusya’ya döndü ve sonrasında öğrendiklerini büyük bir hızla paylaşmaya başladı. Fabrika örgütlenmeleri, kulüpler, toplantılar, sosyalizm dersleri, tekstil, maden, metal, liman, petrol işçileri, kadın işçiler ve ev kadınları içinde yürütülen çalışmaların isimlerinden oldu. En iyi örgütçü ve propagandacılardan biriydi. Yeraltı örgütçülerinin çoğu gibi o da takma isimle anılır; Nataşa Bolşevikova. Devrime adadığı hayatı 2 Haziran 1921’de son buldu.

BİTTİ