Direnişin Adı 8 Mart: Ortadoğu'daki kadınlar daha iyi bir yarın için mücadele ediyor- DOSYA-2

Savaşın, ötekileştirilmenin, baskının, şiddetin ortasında kazanımlarını korumak için erkek/devlet sistemine karşı direnişlerini sürdüren Ortadoğulu kadınlar, yaşamın her alanında varlıklarını devam ettiriyor.

SAMİRA SOZDA

Haber Merkezi – Ortadoğu’da devam eden savaş ve çatışmalar, kadınların daha çok baskı, şiddet görmesine ve yaşam hakları başta olmaz üzere birçok hakkının elinden alınmasına neden oluyor. 2023 yılında da haklarını güvenceye almak için yasalarda yapılması gereken değişikliklere ilişkin çalışmalar yürüten kadınlar, 8 Mart Dünya Kadın Günü’nü de erkek/devlet şiddetine karşı verdikleri mücadele ve direnişle karşılıyor.

NUJİNHA ekibi olarak hazırladığımız ‘Direnişin Adı 8 Mart’ dosyamızın ikinci bölümünde Ortadoğulu kadınların bir yılını ele aldık. Savaş, işgal ve yerinden edilme ile karşı karşıya bırakılan kadınlar, geçtiğimiz süreçte de hakları ve kazanımları için mücadeleden ödün vermedi.

Gazze

Gazze’de 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas ve İsrail arasında başlayan savaş sonrasında İsrail’in Gazze’ye dönük saldırıları yaklaşık 5 aydır devam ediyor. Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi’nin (Un Women) 2 Mart tarihinde yaptığı açıklamaya göre; Gazze’de 9 bin kadın katledildi. Raporun devamında savaşın mevcut hali ile ilerlemesi durumunda günde ortalama 63 kadının katledilebileceğine dikkat çekilmişti. Saldırıların öncesinde kadın örgütleri önemli yasal düzenlemeleri de içeren çalışmalar ortaya koymuştu. Bunların başında Ajyal Yaratıcılık ve Kalkınma Derneği Ağustos ayında, boşandıktan sonra çocuklarının velayet hakkından mahrum bırakılan kadınlar için "Tetnazlish" kampanyası oldu. Kampanyanın bir yıl sürmesi bekleniyordu. Yine Ağustos ayında Kırsal Kadın Kalkınma Derneği, kadınlara yönelik psikolojik şiddete dikkat çekmek amacıyla "Sen Ol" kampanyası başlatmıştı.

Gazze’de son 5 ay içerisinde yaşamını yitirenlerin sayısı 30 bini geçti. Daha enkaz altında kalan ulaşılamayan onlarca cenaze var. 70 binden fazla insanda yaralandı.

İran

Kürt kadın Jina Mahsa Amini’nin başörtüsü kuralına uymadığı gerekçesi ile 13 Eylül 2022 günü Tahran’da ‘ahlak polisleri’ tarafından gözaltına alındıktan sonra 16 Eylül’de yaşamını yitirmesinden sonra Rojhilat Kurdistan kentleri başta olmak üzere, İran’ın tümüne yayılan ayaklanmalar başladı. Ayaklanmaların öncülüğünü kadınlar üstlenirken, protestoların fitili ‘Jin jiyan azadi’ sloganı ile ateşlendi. Fitili ateşleyen ‘Jin jiyan azadi’ Kürt kadınları için bir slogandan öte yaşam felsefesi anlamına geliyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği Kadın Kurtuluş ideolojisinin temellerini oluşturan felsefe, İran’daki ayaklanmaya da hem adını verdi hem de ayaklanma ile tüm dünya kadınlarına ulaştı. 2022’de başlayan ayaklanma 2023 yılında da yine kadın öncülüğünde sivil itaatsizlik eylemleri ile yaşamın her alanına yayıldı. Dijital medya hesapları üzerinden çok sayıda hukukçu, gazeteci, sanatçı ve aktivist başörtülerini çıkardıkları görüntülerini paylaşarak, halka ayaklanmaya destek verme çağrısı yaptı. Çağrılara ses veren kadınlarda sokakta, metroda, okulda var oldukları her yerde başörtülerini çıkararak eylemlere dahil oldu. İran hükümeti de ayaklanmayı baskı, yasak, gözaltı, katletme, tutuklama ve idam cezaları ile bastırmaya çalışsa da başarılı olamadı. Tüm dünyada yankı bulan ayaklanma hükümeti devirmeyi şimdilik sağlayamamış olsa da halkta yarattığı zihniyet değişimi ve halkların ortak mücadelesinin gelişmesi açısından devrim niteliğinde bir gelişme yarattı. Onlarca Kürt, Beluc, Arap, Azeri, Sünni, Hıristiyan, Yahudi ve Bahai yurttaş tutuklanarak ağır cezalara çarptırıldı. İsveç'in başkenti Stockholm’de İran ve Doğu Kurdistan'daki kadın direnişinin konu alınacağı iki günlük 20-21 Ocak tarihlerinde “Jin jiyan azadî ile kadın devrimine doğru” konferansı gerçekleştirildi. Konferansa İranlı çok sayıda kadın katılırken, ‘’Jin jiyan azadî’’ isyanını korumanın yolları ve devrimin amaçları tartışıldı. Ayaklanmaya destek vermek ve artan idam cezaları ve infazlara karşı çıkmak içinde kadın tutsaklar başta olmak üzere cezaevlerinde açlık grevleri yıl boyunca yaşandı. Grevlerin öncülüğünü ise Kürt siyasi tutsak Zeyneb Celaliyan ve Nobel Barış Ödülü alan Nergis Muhammadi yaptı. Tutsaklara cezaevlerinin önünde ailelerde yaptıkları eylemlerle destek verdi.

Rojhilat Özgür Kadın Topluluğu (KJAR) Üyesi Werîşe Muradî (Ciwana Sine), 1 Ağustos 2023 tarihinde Rojhilat’ın Sine kentinde kaçırıldı. İran hükümet güçleri tarafından kaçırılan Werîşe’den 70 gün boyunca haber alınamadı. Werîşe’nin daha sonra Sine gözaltı merkezinde tutulduğu ve işkenceye maruz kaldığı öğrenildi. Evin Cezaevi’nde kalan Werîşe Muradî hakkında 6 ay sonra iddianame hazırlandı. Avrupa’dan Ortadoğu’ya, Kürdistan’ın birçok kentinde Werîşe Muradî’nin serbest bırakılması için kadınlar eylem yaptı.

İran’da 1 Mart 2024 tarihinde gerçekleşen 12’nci Parlamento seçimlerine günler öncesinden yapılan boykot çağrılarına karşılık veren halk; göstermelik yapıldığını düşündükleri ve seçimle İran’da değişimin olacağına inanmadıkları için sandığa gitmeyerek, çağrılara yanıt verdi.

Afganistan

Taliban’ın 15 Ağustos 2021 tarihinde Afganistan’da yönetime el koyduğu süreçten bu yana özelde kadın ve kız çocukları genel olarak tüm toplum baskı altına alındı. Afganistan’ı kadınlar ve kız çocukları için yasaklar ülkesine çeviren Taliban’a karşıda kadınlar yine tüm yıl boyunca her alanda protestolarını gerçekleştirdiler. Afganistan Devrimci Kadınlar Birliği (RAWA), Mor Cumartesi Hareketi, Kadınlar Protesto Hareketi gibi kadın örgütleri tüm yıl boyunca Taliban’ın yasak ve baskı siyasetini protesto ederken, uluslararası kurum ve ülkelere de Taliban’ı tanımamaları konusunda çağrılar yaptı. Kadınların kamusal alandan dışlandığı Afganistan’da yasaklar bölge bölge uygulamaya konuluyor. Ortaöğretim sonrasında kız çocuklarının ve kadınların okula gitmesi 2022 yılında yasaklanmıştı. Şimdi de 10 yaş üstü kız çocuklarının okula gitmesi birçok bölgede yasak. Eğitim alanının yanında çalışma yaşamından da kadınlar dışlanıyor. Sivil toplum örgütleri, Birleşmiş Milletler kurumları ve sağlık sektöründe de kadınların çalışmaları yasaklandı. Medya alanında çalışan kadınlara gelen yasakların yanında son olarak, radyo ve televizyon programlarına kadınların telefonla bağlanması da yasaklandı. Bunların yanında en dikkat çekici gelişme ise şüpheli kadın ölümlerindeki artış. Başörtüsünü kurallara göre takmadığı gerekçesi ile gözaltına alınan birçok kadın sonrasında şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Uluslararası kuruluşlar kadınların yaşadıklarına karşı sessizliklerini korurken, Kürdistan Kadınlar Topluluğu (KJK) Koordinasyonu Şengal ve Afgan kadınlarına yönelik saldırılara karşı 3-15 Ağustos arasında Hegemon Erkek Saldırılarına Karşı Afgan ve Şengal Kadınlarının Yanındayız” sloganı ile kampanya gerçekleştirdi. Kampanyaya Kürdistan kentlerinin yanı sıra birçok ülkeden de destek katılım sağlandı. Afganistanlı kadınlar ile Kürt kadınların dayanışma mesajları ve ortak mücadele vurgusu yıl boyunca da eylem ve etkinliklerle ortaya konuldu.

Türkiye

Kadın örgütlerinin oluşturduğu Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) ve yine kadınların ortak mücadele zemini Kadınlar Birlikte güçlü Türkiye kentlerinde yıl boyunca birçok eylem ve etkinlikle iktidarın politikalarını protesto ederken, 6 Şubat 2023 tarihinde Mereş merkezli yaşanan depremin yaralarını sarmak için kadınlarla güçlü mücadele ağları oluşturdu.

JİNNEWS’in verilerine göre 2023 yılında Türkiye ve Kuzey Kürdistan kentlerinde en az 320 kadın katledildi, 189 kadın ise şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Katledilen kadınların çoğunun faili evlerinin içindeki en yakınları olan erkekler. Kadınların katledilmesinin, şiddetin arttığı ülkede kadın örgütleri de adliye koridorlarında dava takibindeydi. Erkek yargıya karşı kadın hakları için mücadele eden örgütlerin gündemlerinin başında 6284 sayılı yasanın korunması ve İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi vardı.

Türkiye ve Kürdistan kentlerinde örgütlenen Kürt kadın hareketi Tevgera Jinên Azad (TJA) da depremzede kadınlarla dayanışma çalışmalarının yanında, örgütleme çalışmasına da hız verdi. Kürdistan kentlerini sokak sokak dolaşan kadınların temel gündemi ise Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziksel özgürlüğü, özel savaş politikaları, işgal ve soykırım saldırıları oldu. Yine TJA’nın başlattığı ‘Jin Jiyan Azadi ile Özgürlüğe Doğru’ kampanyası da kadınların yoğun ilgisi ile devam ediyor.

Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da 31 Mart’ta gerçekleşecek yerel seçimlerde kadınların gündeminde. Seçime güçlü hazırlanan ve cinsiyet eşitlikçi belediyeler için perspektifler yayınlayan kadınlar, eşbaşkanlık sistemi içinde mücadele yürütüyor.

Tunus

2023 yılı Tunus'ta kadınlar için kolay geçmedi. Seçim yasasının değiştirilmesiyle parlamentoda kadınların temsiliyeti olumsuz etkilendi. 129 erkeğin yer aldığı parlamentoda sadece 25 kadın yer aldı.  Kadınlar, toplam 277 yerel meclisin sadece 133'ünde yer alırken, genel seçimlerde yüzde 9,75'lik bir oranla yani 231 kadın kazanabildi. Meclislerde kadın oranı yüzde 12'yi aşmadı. Soussou ve Jendouba valiliklerinde kadın katliamları had safhaya ulaştı. İfade ve fikir özgürlüğünü kısıtlayan 54 sayılı kararname nedeniyle davalar açıldı. Kadın dernekleri, kadın katliamlarının artış göstermesiyle kadına yönelik şiddetle mücadele için 58 Sayılı Kanun'un uygulanması için yetkililere baskı yaptı.

Her ne kadar ülke anayasası, Tunus'ta ilk kez kadınlara ayrı bir bölüm ayırmış olsa da devletin yasanın yükümlülüklerini yerine getirmedi. Kadınların kazanılmış haklarını geliştirme ve cinsiyetler arasında fırsat eşitliği sağlamayı içeren 46’ncı yasa uygulanmadı. Rebekah Al-Sharni katleden failin olayın ardından 2 yıl sonra 30 yıl hapis cezası verilmesi en öne yargı kararlarından biri oldu. Kadın aktivistler, insan hakları aktivistleri, öğrencilere yönelik baskılar yargı eliyle de sürdürüldü.

Bilgi ve iletişim sistemlerine ilişkin suçlarla mücadeleye ilişkin 2022 tarihli 54 Sayılı Kararname, kadınlarda adil olmayan yargılamaları beraberinde getireceği endişesi yarattı. Öte yandan 58 Sayılı Kanu’nun da gereklilikleri yerine getirilmedi. Kadınların tarım sektöründeki varlığı yüzde 80 aşarken, tarım işçilerinin trafik kazalarında hayatlarını kaybetmelerini engellemeye yönelik çıkarılan 2019 tarihli 51 Sayılı Kanun da kadın işçileri korumadı. Tarım işçisi 600 bin kadın trafik kazasıyla karşı karşıya kaldı.

2011'den sonra özellikle İslamcı yönetim döneminde hakları ciddi tehdit altında olan kadınlar, kazanımlarını korumak için her alanda mücadelesini sürdürüyor. Hakları için yasal düzenlemeler için çalışmaya devam ediyor. Erkek egemen zihniyet nedeniyle karar alma süreçlerine katılımları engellenen kadınların, örgütlülüğü günden güne büyüyor.

Öte yandan Tunuslu kadınlar, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana sivilleri de hedef aldığı saldırılara karşı düzenlenen protesto eylemlerinde de en önlerde yer alıyor. Filistinli kadınlarla engellemelere rağmen dayanışmayı sürdürüyor.

Sudan

Sudan’da Nisan 2023 tarihinden bu yana devam eden çatışmalarda kadınlar hedef alınıyor. Hak ve özgürlükleri kısıtlanan, yerinden edilen kadınlar, kimi zaman cinsel taciz ve tecavüz suçlarına maruz kalıyor. Ülkedeki İslami yönetimin, cinsiyetçi uygulamaları kadınların yaşamını olumsuz etkilemeye devam ediyor.

Sudanlı kadınlar, çatışmaların sona ermesi için de çabalarını sürdürüyor. 2023 yılında kadınların liderliğindeki 49'dan fazla kuruluş ve girişim, Sudan İçin Barış Platformu'nu destekledi. İnsani yardım konusunda girişimler organize eden kadınlar, çatışmanın sona erdirilmesi için barış çağrılarını sürdürdü. Acil durumlarda destek ve yardım hizmeti sağlayan kadınlar, yurt dışından Sudanlı kadın doktorların, kliniklerde tele-sağlık hizmeti vermek için dijital platformlarda çalışmalar yürütüyor.

Suriye/ Süveyda

Siyasi krizin ve savaşın devam ettiği Suriye’de, Şam hükümetinin ekonomi politikaları sonucu giderek kötüleşen yaşam koşulları halkı sokağa döktü. 18 Ağustos 2023 tarihinde Süveyda şehrinde başlayan protestolara kadınlar yoğun katılım sağlıyor. Dürzi halkın yaşadığı Süveyda’da kadınların, özerklik ve özgürlük talepleri dikkat çekiyor. 6 aydır meydanlardan ayrılmayan ve haklarını talep eden kadınlar, Suriye halkının gerçekliğinin değişmesini, cinsiyetler arası eşitliğin sağlanmasını, rejimin değişmesini, yolsuzlukların sona ermesini, kadınların haklarını güvence altına alan yasaların çıkarılmasını, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararının uygulanmasını istiyor.

Süveyda’da değişimin vazgeçilmez bir bileşeni haline gelen kadınlar, hareketin barışçıl yapısının korunmasında, örgütlülüğün devamında önemli bir rol oynadı. Süveyda’da derinleşen ekonomik krizle baş edebilmek için birçok kadın da çalışma yaşamına katılarak, farklı alanlarda proje ve çalışmalarda yer aldı.

Suriye/İdlib

Heyet Tahrir El-Şam’ın kontrolündeki İdlib'de, kadınlar eğitim, sağlık, çalışma hakkı da dahil olmak üzere birçok haktan yoksun durumda. Türk devletinin desteklediği paralı askerlere bağlı üniversitelerin yaygınlaşması, kadınların yüksek öğrenime devamını da engelledi.  2023 yılında Suriye'nin kuzeyini de etkileyen deprem felaketi nedeniyle evlerini kaybeden kadınlar, kamplarda ve barınma merkezlerinde mevsimlere uygun olmayan çadırlarda çocuklarıyla birlikte yaşam mücadelesi veriyor. Uçak ve bomba seslerinden uzak güvenli bir yaşam hayaliyle zorluklara katlanan İdlibli kadınlar, dayanışmayla zorlukların üstesinden gelmeye çalışıyor.

Yemen

Yemen’de, kadınların kazanımlarının da olduğu bir yıl 2023. Kadınlar ilk kez, hakimliklere, idari makamlara ve devlet kurumlarına atandı. Ancak kadınların, daha fazla yönetici pozisyonlarında yer alması için mücadele sürüyor. Öte yandan Husiler, tarafından kadınlara yönelik baskılar ve ihlaller de sürüyor. Kuzey Yemen'deki bölgelerde kadınların seyahat özgürlüğü engelleniyor. Aktivist Fatima Al-Arouli hakkında idam kararının verildi. Aile içi şiddetten sağ kurtulan bir kadın tutuklandı. Daha sonra serbest bırakılan kadın ailesinin yanına verildi.

Yemen’de kalıcı bir barış ortamını sağlamaya çalışan kadınlar, Husi kontrolü altındaki bölgelerden kaçan insanları korumak ve güçlendirmek için mücadele ediyor.

Cezayir

Cezayir'de 2023 yılında kadınlar hakları konusunda önemli gelişmeler sağladı. Kadınları Aile İçi Şiddet ve Cinsel Tacizden Koruma Kanunu ve Boşanmış Kadınlar Destekleme Fonu veya diğer adıyla Boşanmış Kadınlar Nafaka Fonu gibi kadın haklarını geliştiren yeni mevzuat kabul edildi. Kadın haklarına yönelik toplumun değişmesine yönelik farkındalık çalışmaları artırıldı. Ancak kadınların siyasete katılım başta olmak üzere birçok alanda karar alma pozisyonlarında yer almalarına yönelik engellemeler sürüyor.

Aile içi şiddet ve cinsel taciz de kadınların sık karşılaştığı sorunlar olmaya devam etti. Şiddeti önleyici tedbirlerin yetersiz olması nedeniyle kadına yönelik şiddet arttı. İş, eğitim, siyaset gibi pek çok alanda cinsiyet ayrımcılığı devam etti. Ekonomik politikalar nedeniyle kadın işsizliğini artırdı. Kadınlar, yasal haklarının uygulanmasını, haklarını koruyan ve toplumdaki konumlarını güçlendiren yeni yasaların çıkarılmasını, siyasi, ekonomik ve sosyal hayata katılımlarının artırılmasını, karar alma mekanizmalarında daha fazla yer almak istiyor. Kadınlar, bu taleplerinin gerçekleşmesi için mücadeleye devam ediyor.

Fas

Fas Aile Kanunu'nun yaklaşık 20 yıl sonra değiştirilmesi için tartışmanın açılması ve dernekler, siyasi partiler, sendikalar ve diğerlerinin görüşlerini dinlemek üzere bir komite oluşturulması Fas’taki en önemli gelişme olarak görülebilir.

Kadınların siyasi temsilinde ve karar alma pozisyonlarındaki oranlarında ilerleme kaydedildiği yadsınamaz, ancak bu oranlar eşitliğin sağlanmasında çokça yetersiz. İstatistikler, kadınların siyasi alandaki temsili 2018 yılında yüzde 16 iken 2022 yılında yüzde 19’a yükseldi. Bu kadın mücadelesinin bir başarısı olarak sayılırken, bu durumu etkileyen önemli etkenin siyasi parti ve parlamento seçimlerinde uygulanan kotanın olduğu düşünülüyor.

Lübnan

2023'te Lübnan'da kadınların karşılaşacağı zorlukları Gazze Şeridi'nde devam eden savaştan ayrı düşünmek mümkün değil. Güney Lübnan’a dönük İsrail saldırıları, binlerce kadını yerinden edilme tehlikesi ile karşı karşıya bırakıyor. Yine Lübnan’da devam eden siyasal istikrarsızlık, ekonomik kriz erkek şiddetinin de artışı için bir zemin oldu. Lübnan’da kadınlar temel hakları için mücadelelerinden geri durmuş değiller ama savaş durumu öncelikleri değiştirdi. Bu durumu fırsata çevirmeye çalışan iktidar ise kadınların kazanımlarını gasp edecek yaklaşımlar içinde.