İranlı kadınlar tarihte büyük bir direniş gösterdi (1)

İranlı kadınların tarihi ile gerçeklikleri arasında büyük bir fark var

İranlı kadınların son rejime karşı başkaldırıları, İranlı kadınların tarihi ile gerçeklikleri arasında büyük bir fark olduğunu gösteriyor.

MALVA MIHEMED

Haber Merkezi – İranlı kadınların önemli ve bilinen rolüne rağmen, kadınları karar alma merkezlerinde ve yaşamın diğer alanlarındaki varlıklarının az olduğunu görüyoruz. İranlı kadınlar bugün, otoriter ataerkil sistem ile yürütülen bir toplumda haklarını elde etmek için büyük bir mücadele vermekteler. İranlı kadınlar, erkek eril zihniyet ile demokratik toplum arasındaki çatışmanın temsil ettiği ve dünya kadınlarını hedef alan komplolardan izole olamadı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Demokratik Uygarlık Manifestosu: Ortadoğu'da Uygarlık Krizi ve Demokratik Uygarlık isimli dördüncü savunmasında, toplumdaki tüm sorunların kaynağının kadın sorunu olduğunu ve bu sorun çözülmeden diğer sorunların çözülemeyeceğini söylüyor.

Haklarını elde etmeleri engelleniyor

Kadınların haklarını elde etmesini engelleyen birçok neden var. En önemli neden de İran toplumunun kadına bakış açısıdır. Şu anda topluma dayatılan ve empoze edilen bakış açısına göre erkekler, toplumun ve ailenin temelidir. Kadınları, erkeklerin isteklerini yeri getiren ve erkeklerden daha aşağı görmekte tüm topluma da böyle bakmaları deyim yerindeyse dayatılmaktadır. Erkeklere, kadınları kontrol altına alma hakkı verilmektedir. Öte yandan egemen siyasi inanç, ülkede cinsiyetçi ayrımcılık uygulamaktadır. Bu yüzden kadınların siyasi alana katılımı ve kültürel, sosyal alanlar başta olmak üzere diğer tüm alanlara katılması engellenmektedir. 

Kadınları inandırdılar!

Ataerkil sistem, kadınların tarihini, bilimini ve hatta duygu ve düşüncelerini çarpıtmıştır. Bununla kadınların kendilerini erkeklerden daha aşağı ve zayıf görmeye ve kadınların sadece öncülüğün erkekler için olduğu düşüncesine inandırmıştı. Bu temelde, kadınların başta kendilerine dair olmak üzere ve sonra genel olarak karar alma mekanizmalarına erişimi konusunda İran'ın karşı karşıya olduğu en önemli zorluklardan biridir.

Kadınlar mücadelelerini sürdürüyor

Kadınlar, siyasetteki çalışmalarıyla kadınlara yönelik haksız yasaları değiştirmeyi, karar alma merkezlerindeki erkek tekelini ve sadece erkeklere hizmet eden yasaları aşmayı amaçlıyor. Geçtiğimiz yüzyıllarda eşitlik ve temel haklara giden yol İranlı kadınlar için aslında çok kolay olmadı. Kadınlar tüm hakları için tek tek mücadele ettiler ve bugün hala mücadelelerini sürdürüyorlar.

Feminist hareketler değişim yarattı

İranlı kadınlar, ülkenin içinden geçtiği ve yaşanan birçok olayda dönüş noktası oluşturmayı başardılar. Kadınların bu anlamdaki en önemli katılımı 1905’teki Anayasa Devrimi'dir. Bu, İran'da büyük bir sosyal ve kültürel değişimin işaretiydi. O dönemde feminist hareketler aktifti. Mücadeleler sonucunda aile yasalarını değiştirebildi ve kız çocuklarına okuma-yazma hakkını kazandılar. 

Özgürlükleri ortadan kaldırıldı

Rıza Şah Pehlevi döneminde kadınların istediği kıyafeti giyme hakkı vardı. Daha sonra 1962'de kadınlara oy kullanma hakkı verildi ve kadınlar karar alma pozisyonlarında kısmen de olsa yer alabildiler. Ancak 1979 İslam Devrimi'nden sonra kadınların durumu radikal bir şekilde değişti. Ülke İslami karakterli bir cumhuriyet olarak ilan edildi. Bu süreçte kadınların her türlü özgürlüğü ve toplumdaki rolleri bıçak kesiği gibi birden ortadan kaldırıldı.

Katı kanunların dayatılması

İran'ın siyasi yaşamında meydana gelen değişim, tüm alanları içine aldı ve bu değişim özellikle kadınların yaşamında gözle görülür şekilde fark edildi. Çünkü kadınların hakları ellerinden alınarak en aza indirildi ve karşı karşıya kaldıkları bu baskı ile ayrımcılık bugünde devam ediyor. İran toplumu şu an dini ve ataerkil zihniyetle kapsamındaki katı bir yasayla yaşamaktadır. İslamiyet adı altında topluma ve kadınlara katı yasalar dayatılmaktadır. Bu yasalar, ülkedeki ataerkil sistemin güçlendirilmesi ve erkeklerin kadınlar üzerindeki egemenliğine hizmet etmelerine dayalıdır. Erkeklere, kadınların yaşamlarının her alanını ve detayını kontrol etme ve kadınların kaderleri hakkında karar verme hakkı verdi.

Kadınlar engel tanımıyor

Kürt kadını Jina Mahsa Amini'nin İran “ahlak” polisi tarafından katledilmesinin ardından kadınlar, protesto eylemlerine başladı. Bu protesto gösterilerinde kadınlara çok ciddi baskı yapıldı, gaz bombası ve hatta gerçek mermi kullanıldı, her yaştan aktivist, eylemci, özgürlük talep eden kadın hedef alındı, katledildi. Özgürlük için sokaklara çıkan yüzlerce aktivist tutuklandı ve onlarca kişi yaşamını yitirdi. Ancak bütün bunlar İranlı kadınların eylemlerine, özgürlük taleplerini haykırmasına engel olamadı. Bugün hala kadınlar, protesto eylemlerini sürdürüyor ve gerçek bir değişim çağrısında bulunuyorlar. İranlı kadınlar, ekonomik gidişatın kötü şartlarına, dayatılan kadın karşıtı yasalara, baştan aşağıya rejime, ülkenin dış politikasına tepki olarak 15 Kasım 2019'daki protestolara da büyük beklentilerle katılarak, sokakları doldurmuşlardı.

Kadın terimine karşı darbe

İran'da şimdi yaşanan mevcut durum, binlerce yıl önceki adalet ve eşitliğin hüküm sürdüğü neolitik sisteme, insanlığın en uzun soluklu hafızasının gizli olduğu doğal topluma zıt bir tablo oluşturuyor. Üstelik, bu karşıtlık insanlığın beşiği olan bu topraklarda ataerkilliğin hükmü hala pohpohlanıyor çünkü Ortadoğu'nun taşıdığı ilk devrim hafızasının gün yüzüne çıkması insanlık tarihinin değişmesine vesile olması kaygısından erkek egemen devletler zihniyeti büyük bir korku duyuyor. İnsanı doğayla birleştiren, kadın değerleri ve annenin insan gelişimindeki konumuna dayanıyordu. Yaşam kutsal olduğu için o zaman her şey yaşamın eşit bir şekilde sürmesine hizmet ediyordu. Bu kutsal görülüyordu. Dolayısıyla bilime ilgi duyanlara, özellikle de kadınlara kutsallık tanımı verilmiştir. Bu miras, özellikle ülkenin içinden geçtiği sosyal, politik ve kültürel değişimler ışığında kadınlara değişim için ilham verdi. Kadınlar, erkeklerin yanında öncü üstlendiklerinde birçok zorlukla karşı karşıya kaldılar.

Statü ve hak mücadelesi sürüyor

İranlı rejim yetkilileri, eğitim ve çalışma yaşamından, ekonomik ve siyasi alanda ilerlemiş, karar alma mekanizmalarında yer alan İranlı kadınların resimlerini dünyaya sunmaya çalışıyor. İran rejimi, İran dışında ülkede her pozisyonda yer alıyormuş gibi gösterilmeye çalışılan kadın profili imajı çiziyor. Ülkenin içerisinde ise tablo aksini gösteriyor ve rejim aksinin olmasını dayatıyor. Kadınların sahip olduğu statü ve haklar bunun aksinin mevcut olduğunu ortaya koyarken 40 yılı aşkın süren statü ve hak mücadelesi ise sürüyor. Üstelik uluslararası insan hakları istatistikleri ve raporları, İran rejiminin bu imajdan uzak bir gerçeğe sahip olduğunu açıklıyor. 16 Eylül 2022 sonrasında gelişen "Jin, jiyan, azadi" sloganıyla kadın devrimi talebine evrilen zorunlu tesettür karşıtı protestoları karşısında rejimin tavrı, kadın haklarının ihlali ve kadına yönelik şiddet bunun en iyi kanıtı.

Yarın: İranlı kadınlar ve Milattan Önce