İranlı kadınlar tarihte büyük bir direniş gösterdi (11)

Rejimin bekçileri “ahlak polisleri”

İran’da gösteriler tüm dünyanın gözleri önünde şiddetle bastırılmaya çalışılıyor. Baskı puzzelının en büyük parçası olan “ahlak polisleri” sistemin koruyucusu ve sürdürücüsü olarak görülüyor.

MALVA MİHEMED

Haber Merkezi - İran'da Jina Mahsa Amini'nin “ahlak polisleri” tarafından katledilmesinden sonra başlayan ayaklanmalar devam ediyor. 16 Eylül’de başlayan eylemlerde Rojhelat Kürdistan ve İran’da çok sayıda kişi tutuklanırken sayısız gözaltı işlemi yapıldı. İran İnsan Hakları Örgütü’ne göre eylemlerin başladığı tarihten bu yana İran ve Rojhelat Kürdistan’daki gösterilerde 22 kentten 41’i 18 yaşın altında olmak üzere 304 kişinin katledildi. Sistan, Belucistan, Mazenderan, Tahran, Sine ve Gilan gösterilerin yoğun yaşandığı yerlerin başında yer aldı. Öte yandan yine İnsan Hakları Aktivistleri Haber Ajansı (HRANA), eylemlerde şimdiye kadar 14 bin kişinin gözaltına alındığını öne sürüyor. Gözaltına alınanların özellikle kadınların akıbetleri bilinmiyor. Eylemler ayrıca tüm üniversite kampüslerinde devam ediyor.

Eylemler ilk değil

2016 yılının Ocak ayında İranlı aktivistler, kadınların başörtüsü olmadan araba kullanmaları için bir kampanya başlattı. Bu kampanya ile birlikte özellikle sosyal medyada kadınların peçesiz araba kullandığı videoları yayıldı. Yetkililer, yine şiddetleri ile İran sokaklarındaki feminist hareketi bastırdı. Bu dönem İran Parlamentosu Araştırma Merkezi tarafından yapılan bir kamuoyu yoklamasında, kadınların yüzde 70'inin peçeyi zorla takmayı reddettiği ortaya çıktı.

2017 yılına gelindiğinde Masih Alinejad, “Beyaz Çarşamba" hashtagini yayınlandı ve başörtüsü takan ancak zorla giyme fikrine karşı çıkan kadınlara seslendi. Bu seslenişte tesettürlü tüm İranlı kadınlara çağrıda bulunuldu. Masih Alinejad, Çarşamba günleri beyaz bir örtü takarak halka açık bir yere çıktı ve zorunlu peçeyi reddetmelerini sembolize etmek için beyaz örtüsünü bir sopayla salladı. Onun bu eyleminden etkilenen kadınlar, Aralık 2017 ile Ocak 2018 arasında İran'da zorunlu örtünmeyi protesto etmek için elektrik direklerinin üzerine çıkarak başörtülerini çıkardı.

Onlarca kadın hapsedildi

Masih Alinejad, aynı zamanda İran'da kadınlara zorunlu kılık kıyafet yasağına karşı internette aktif olan "Gizli Özgürlüğüm" hareketini başlatarak vatandaşlarının üzerlerine zorla dayatılan tesettüre karşı direnmesine destek oldu. Ocak 2018'den bu yana, dördü erkek olmak üzere en az 48 kadın hakları savunucusu tutuklandı. Bazıları, son derece adil olmayan yargılamalardan sonra işkence gördü ve hapis veya kırbaç cezasına çarptırıldı. Tepki eylemlerine katılan kadınlar cezaevlerine gönderildi. İran muhalefeti ve Uluslararası İnsan Hakları Örgütleri, Evin Hapishanesi’nde çok sayıda kadının işkence altında hayatını kaybettiğini açıkladı. İran'ın başkenti Tahran'daki protestolara katıldıkları için yaklaşık 35 kadın tutuklandı ve diğerleri on yıla kadar hapis cezasıyla tehdit edildi.

Ceza yağdırdılar

İnsan hakları aktivisti Nasreen Sotoudeh, birkaç gün süren Weda Muwahed protestosunun ardından tutuklandı ve kefaletle serbest bırakıldı. Ama serbest bırakılmasından sadece bir gün sonra kendisi ile üç kadınla birlikte yeniden tutsak edildi. Kadınların ve erkeklerin protestosu 30 Ocak 2018'e kadar İsfahan ve Şiraz da dahil olmak üzere birçok İran şehrine yayıldı.

Madih Hajbri'nin 600 binden fazla takipçisi olan Instagram hesabında başörtüsü olmadan Batı müziği eşliğinde dans ettiği bir videoyu yayınlamasının ardından gözaltına alması ülkede büyük tartışma yarattı. İranlı aktivistler, başkent Tahran'daki Al-Thawra Caddesi'nde halka açık yerlerde başörtülerini çıkaran 29 kadının tutuklanmasının ardından yetkililere karşı gelerek başörtülerini topluca çıkaran bir grup kadının video klibini sosyal ağlarda paylaştı.  2018 yazında tutuklu kadınları savunan avukat Nasreen Sotoudeh, 2017-2018 yılları arasında tutuklanan çok sayıda kadını savunarak “ulusal örgütlere karşı toplantı ve komplo kurmak” suçlamasıyla 33 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca İran yasalarını ihlal ederek başörtüsü olmadan duruşmaya gelmekten 148 kırbaç cezası aldı.

Gaşte Erşad/Ahlak Polisleri nedir?

Kadınlar öncülüğünde “Jin, jiyan, azadî” sloganıyla İran rejimine karşı başlayan başkaldırılarda güvenlik güçleri ve ahlak polislerinin sert tutumu tüm dünyanın tepkisine neden oluyor. İran’da kurulduğu andan itibaren tartışma konusu olan “Gaşte Erşad” ya da Türkçeye geçen haliyle “Ahlak Polisleri” kim? Kaba dayak, işkence, gözaltı ve tutuklamalarla kadınları sokaklarda adeta avlayan “Ahlak Polisleri” nasıl ve hangi amaçla kuruldu?

“Gaşte Erşad” ya da Ahlak Polis Merkezi ve devriyeleri, İran’da farklı format ve yapılarda hep yer aldı. Bu devriyelerin ilk faaliyet zamanları ise 2005 yılına dayanıyor. Aynı zamanda Rehberlik Devriyesi olarak da bilinen “Ahlak polisi devriyeleri” İran İslam Cumhuriyeti'nin Kolluk Kuvvetleri'nde bir tür yardımcı ekip olarak anıldı. Genellikle tesettürle ilgili olarak kıyafet kurallarını ihlal eden kadınları (ama aynı zamanda bazı erkekleri) tutuklamakla görevlendirildiler. Ahlak Polisi Devriyeleri genellikle erkeklerden oluşuyor; aralarında onlara eşlik eden çarşaflı kadınlar da bulunuyor. Minibüslerle alışveriş merkezleri, meydanlar ve metro istasyonları gibi yoğun olan ve halka açık yerlerde duruyorlar. Ramazan ayında oruç tutmayanları denetlemekten erkeklerin saç modellerine müdahaleden, halkın her nevi kılık kıyafet ve yaşam biçimine karışmaya kadar her türlü hakkı Ahlaki Emniyet Polisi kendisinde buluyor. Bunu hem şer’i hem de yasal görevi olduğunu düşünüyor.

Kadınlar derslere zorlanıyor

Başörtüsü takmayan veya yanlış bir şekilde tesettürlü kadınları gözaltına alıyorlar. Kadınları gözaltına aldıktan sonra onları ıslahevlerine veya karakollara götürüp nasıl giyinecekleri konusunda onlara ders veriyorlar. Buradaki ders, konuşma, kimi zaman dayak, tutuklama ve işkencenin ardından kadınlar, genellikle aynı gün içinde erkek akrabalarına teslim ediliyorlar.  İran’da her ne kadar saçların kapalı olması istense de aslında kadınlardan beklenen kara çarşaf giymeleri.

Şiddet giderek arttı

27 Ağustos 2006’da Büyük Tahran Polis Komutanlığı Güvenlik Polisi başkanı Reza Alipour, bir ay içinde 63 bin 693 “başörtüsü sorunlu” kadını uyardıklarını açıklamıştı. Ancak sonraki aylarda prosedür değişti ve daha da sıkılaştı polis yetkilileri çok sayıda kadının tutuklandığını duyurdu. Nisan 2007'de, Tahran polis gücü komutanı Ahmadreza Radan, "Daha kötü ve rezil vaziyette olanlar tutuklanmalı ve kurulumuzdaki kadın danışmanlar tarafından uyarılmalılar. Daha sonra bu kişilerin ailelerinden karakola gelmeleri ve çocuklarının dış görünüşünü düzelterek teslim almaları isteniyor” diye açıklama yapmıştı.

2013 yılında İran, Anneler Günü'nde devriyeler, kadınlar çarşaf giydikleri için onları çiçeklerle ödüllendirdi.  27 Aralık 2017'de Tahran polis şefi Tuğgeneral Hossein Rahimi, “NAJA komutanına (NAJA Sınır Muhafız Komutanlığı) göre İslami değerlere uymayan ve bu alanda ihmali olanlar artık gözaltı merkezlerine alınmayacak, haklarında dava açılmayacak ve mahkemeye sevk edilmeyecekler; daha ziyade, davranışlarını düzeltmek için onlara eğitim sınıfları sunulacak” demişti. Bu konuda sıkça açıklamalar yapılsa da sonuç değişmedi.

Saldırı hattını polisler oluşturuyor

Jina Mahsa Amini’nin katledilmesinin ardından gelişen protestolar yasaklamaların İran rejiminin karakteristik ve ideolojik çerçevesini ortaya koyuyor. Başörtüsü kadınlara ideolojik olarak dayatılıyor ve kadınların sınırları bu tartışmalar üzerinden çiziliyor. Kadınların bugünkü eylemleri salt bir başörtüsü eyleminden öte aynı zamanda düzene ve düzenin baskılarına da isyan anlamına geliyor. Kadınlar, yasalar ve erkeklerin iki dudağı arasına sıkıştırılmış özgürlüklerini geri almak için sokaklarda direniyor. Bu direnişin kadınlara resmi saldırı hattını ise özel olarak kurulan “Ahlak Polisleri” oluşturuyor. Kadınları toplumsal alandan uzak tutmak, giyim tarzını kontrol etmek, muhalefetini bastırmak… tüm bu sayılanlar kadınların her zaman İran topraklarında hedef haline getiriyor.

Devam edecek...