İSİG Meclisi: Türkiye’de 8 yılda 513 çocuk çalışırken yaşamını yitirdi

Türkiye’de son 8 yılda 513 çocuğun çalışırken yaşamını yitirdiğine dikkat çeken İSİG Meclisi, “Kayıt-dışı çocuk işçi çalıştırılan kişi ve kurumlara göz yumulmamalı, caydırıcı cezalar verilmelidir” dedi.

Haber Merkezi - Türkiye’de çocuk işçiliğine dair rapor hazırlayan İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, son 8 yılda 513 çocuğun çalışırken yaşamını yitirdiğine dikkat çekerek, işgücü piyasasında güvencesiz, esnek, ucuz emek anlamına gelen çocuk işçiliğin salgınla birlikte artış gösterdiğine vurgu yapıldı. Raporda, hane halklarının gelirinin azalması, işverenlerin ucuz işgücü tercihinin artması, hanedeki yetişkinlerin işgücünden dışlanmasının çocuk işçiliğin artmasına sebep olduğu belirtildi.

Raporun devamında şunlara yer verildi:

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) dünyada çocuk işçiliğine son vermeye yönelik yasama ve uygulama eylemlerini teşvik etmek amacıyla “Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesi Uluslararası Yılı”nı başlattı.
Çocuk işçiliğin yaygınlaşması ve derinleşmesinde en önemli faktörlerden birisi okulların kapanmasıdır. 2000 yılında dünya genelinde 246 milyon olan çocuk işçi sayısı 2016 yılında 152 milyona düşmüştü. Ancak geçen 4 yıl içinde çocuk işçi sayısı yeniden yükselişe geçti ve 8 milyon artarak 160 milyona ulaştı. Önlem alınmazsa çalışan çocuk sayısı büyük bir hızla yükselecektir. Türkiye çocuk işçiliğini önleme açısından birçok anlaşmayı imzaladı. Ne var ki siyasi iktidar çocuk işçiliği engellemek yerine, halkla ilişkiler stratejisinin bir parçası olarak meşrulaştırma yolunu tercih etmektedir.

“Gerçek boyutlar gizleniyor”

TÜİK verilerine göre yüzde 70,6’sı erkek ve yüzde 29,4’ü kız çocuğu olmak üzere 720 bin çocuk işçi bulunmaktadır. Türkiye’de çocuk işçiliğin gerçek boyutları ise verilerde perdeleniyor. Çocuk işçiliğin azaldığına dayanak gösterilen istatistiklerde başta göçmen çocuklar ve sayısı 1,5 milyonu bulan çırak, stajyer ve meslek eğitimi gören öğrenci olmak üzere çocuk işçiliğin ana gövdeleri eksik. Öte yandan çocuk işgücü anketleri, Türkiye’de mevsimsel olarak, çocuk işçiliğin en az olduğu Ekim ila Aralık aylarında yapılıyor, bu da çocuk işçiliğin gerçek boyutlarını gizliyor. Bunlar göz önüne alındığında, bugün Türkiye’de en az 2 milyon çocuk işçi olduğu görülmektedir” denildi.

“Çocuklar uzaktan eğitime devam edemedi”

Çalışan çocukların sadece yüzde 65,7’si eğitimine devam edebildi. Salgın döneminde çocuk işçilerin çoğu ücretsiz internet, gerekli ekipman ve donanımın olmaması nedeniyle uzaktan eğitimine devam edemedi. Türkiye’de çocuk işçilerin yüzde 30,8’i tarım, yüzde 23,7’si sanayi, yüzde 45,5’i ise hizmet sektöründe çalışıyor. Çocuk emeği, çocuk işçiliğin en kötü biçimleri arasında kabul edilen sokakta çalışma, küçük ve orta ölçekli işletmelerde ağır ve tehlikeli işlerde çalışma, aile işleri dışında, ücret karşılığı gezici ve geçici tarım işlerinde çalışma alanlarında yoğunlaşıyor. Çocuk işçiliğinin artmasına göz yuman ve zemin hazırlayan emek politikaları ve düzenlemeler sonucunda çocuk iş cinayetleri artmaya devam ediyor. 2013'te 59 çocuk, 2014'te 54 çocuk, 2015'te 63 çocuk, 2016'da 56 çocuk, 2017'de 60 çocuk, 2018'de 67 çocuk, 2019’da 67 çocuk, 2020’de 68 çocuk ve 2021’in ilk beş ayında 19 çocuk; yani 2013 ve 2021 (ilk beş ay) yılları arasında en az 513 çocuk çalışırken hayatını kaybetti.

“Ölen çocukların yüzde 58’i göçmen”

Ölen çocukların yüzde 58’i göçmenden oluşuyor. Bu yıllar arasından en çok cinayetin inşaat, tarım ve orman işkollarında yaşandığı bildirildi. 169 çocuk 14 yaş ve altında. Çocuk iş cinayetlerinde her yıl mayıs ayında ciddi bir artış yaşanıyor. Çocuk işçiliğinin ve çocuk iş cinayetlerinin önlenememesinin bir nedeni de bu alanda görülen cezasızlık politikalarıdır. Cezasızlık devletlerin yönetme biçimidir ve benzer olayların/ihlallerin yeniden yaşanmasına yol açan bir kısır döngüdür. Çocukların çalıştırılması ve özellikle yaşanan iş kazası/cinayetlerinde de cezasızlık oldukça yaygın görülmektedir.

Raporun sonunda ise şu talepler sıralandı: 

“* Ucuz çocuk işgücünü teşvik eden ve bunun altyapısını oluşturan eğitim sistemi ve eğitim politikalarına son verilmelidir.

* Çocuk emeğiyle ilgili veriler bilimsel, güvenilir ve düzenli bir şekilde yayımlanmalıdır.

* Kayıt-dışı çocuk işçi çalıştırılan kişi ve kurumlara göz yumulmamalı, caydırıcı cezalar verilmelidir.

* Yasadışı çocuk işçi çalıştırmayı önlemeye yönelik tedbirler alınmalı, denetimler etkin ve sıkı bir şekilde yapılmalı, ilgili mevzuatlar yürürlüğe koyulmalıdır.

* Tüm çocuklar ücretsiz ve detaylı sağlık taramasından geçirilmelidir. Yeterli, sağlıklı ve dengeli beslenme imkânı sağlanmalı, bağışıklık sistemleri kuvvetlendirilmelidir.

* Çocuk işçilik yasaklanmalıdır."