Avrupa’daki kadın örgütleri: Gülistan’ın katilleri teşhir edilmeli

Avrupa’da çalışma yürüten çok sayıda kadın örgütü, Diyarbakır’da kardeşi tarafından katledilen Gülistan Şaylemez için açıklamada bulunarak, “Bu katliam kararını kim almışsa teşhir edilmeli. Bir kez daha cinayeti işleyen katili, katilleri koruyan aileleri ve devletleri kınıyoruz. Biz bu katliama sessiz kalmayacağız” dedi. 
Haber Merkezi- Avrupa Kürt Kadın Hareketi, Desdan Kadın Meclisi, Dziewuchy Berlin, Women Defend Rojava-Almanya, Feminist Partisi Die Frauen, Kürt Kadın Öğrenciler Birliği, Binevş Êzidi Kadın Meclisi-Berlin, Uta Kadın Meclisi- Dresden, Sosyalist Kadınlar Birliği ve Koreli Kadınlar Birliği Trostfraue imzacısı olduğu kadın örgütleri, Diyarbakır’da 15 Şubat tarihinde kardeşi tarafından sokak ortasında katledilen Gülistan Şaylemez için yazılı bir açıklama yayınladı. “Gülistan Şaylemez neden öldürüldü?” diye sorulan açıklamada, “Yaşamın zorluklarına katlanıyor ve kendine yeni bir yaşam kurmak istiyordu. Ancak, gencecik yaşında sokak ortasında hiç hak etmediği bir şekilde katledildi. Kadın katliamlarına sessiz kalmak, katliama ortak olmak anlamına geliyor. Biz bu katliama karşı sessiz kalmayacağız” denildi. 
“Kürt halkı bu zihniyete dur  demeli”
Kürt halkının bu zihniyete artık dur demesi gerektiği ifade edilen açıklamada, “Bu katliam kararını kim almışsa teşhir edilmeli. Katil kim olursa olsun, bu onun katil olduğu gerçeğini değiştirmez. Bir kez daha cinayeti işleyen katili, katilleri koruyan aileleri ve devletleri kınıyoruz. Günümüzde kadına dönük şiddeti toplumsal cinsiyetçiliğin beslediği gericilik temsil ettiği gibi bu şiddetin en örgütlü halini ise devlet ve iktidar temsil etmektedir. Bir taraftan kadınların özgürlük mücadelesini engellemek için, sokak ve ev içi faşizmi beslenmekte, kadınların günlük olarak şiddet görmesi ve öldürülmesinden ise hiçbir şekilde rahatsızlık duyulmamakta, aksine teşvik edilmektedir” sözleri ifade edildi. 
“Gericiliktir, vahşettir, cinayettir”
Açıklamanın devamında ise şu sözlere yer verildi: Çocuk yaşında evlendirilen Gülistan Şaylemez de maalesef aile gericiliğinin kurbanı olmuştur. Kadın katliamı hangi toplumda yaşanırsa yaşansın bu gericiliktir, vahşettir, cinayettir! Hele katliamları normalleştiren, basit yaklaşımlar asla kabul edilemez, edilmemeli. Katliam yerinin seçilmesi de tesadüf değil bilinçlidir. Kadın katliamları salt aile ve kamusal alanda yaşanmamakta, bilakis devletler bu cinsel faşizmin öncülüğünü yapmaktadır. Şiddet sarmalı sadece kadına dönük yaşanmamakta, kadın şahsında tüm toplum ve mekanizmalar bu şiddet çarkına çekilmektedir.
 Hesap sorma ve mücadeleyi yükseltme çağrısı
Kadına yönelik şiddet, tüm dünya kadınlarının temel sorunudur. Bu sorunu aşabilmek için de kadınların dil, din, ırk, etnik ayrımları bir tarafa bırakarak, bir araya gelmesi gerekiyor. Kadın cinayetleri artık bir cinskırım boyutuna ulaşmıştır. Bunun için daha çok örgütlü mücadeleye ihtiyaç var. Kadınlar örgütlü mücadele de birlik oldukça bu sorun aşılabilir ve kadın kırımının önüne geçebiliriz. Bizler kadın meclis ve kurumları olarak, kadınların öldürülmesine hiçbir bahane kabul etmiyoruz. Gülistanın ölüm kararını kim almışsa yargılanmalıdır diyoruz. Erkek egemenliğinin ve devlet iktidarının şiddet üreten, katliam kültürüne karşı tüm toplumu cins kırımına “Dur” demeye, katilleri teşhir etmeye ve hesap sormaya, özgürlük mücadelesini yükseltmeye çağırıyoruz!”