Azize Hrispime’nin sönmeyen ışığı Yedi Kilise duvarlarında

Van’da önemli Ermeni yapıları arasında bulunan tarihi Yedi Kilise, kendini Hristiyanlık inancına adayan Azize Hrispime ve arkadaşlarının anısına inşa edildi. Azize Hrispime’yi katleden Ermeni Kralı III.Tridates ise bütün çabalarına rağmen huzur bulamadı. Azize Hrispime’nin sönmeyen ışığını birlikte okuyalım.

     
NİMET ÖLMEZ
Van- Van’da bulunan Erek dağının batı yamacında ve eski adı Varag, günümüzde ise Bakraçlı ya da Yedi Kilise olarak bilinen köy, tarihi ve mimarisiyle eşşiz bir yapıdadır. Merkeze 10 kilometre uzaklıkta olan Bakraçlı köyünün tam ortasında duran Yedi Kilise isminden de anlaşıldığı üzere 7 kiliseden oluşuyor. Yedi kilise Van Ermeni Apostolik Kilisesi başpiskoposunun merkezini üstlenmesiyle de koca tarihe tanıklık etmiş. Yedi Kilisenin;  Hristiyan Ermeni dünyası açısından özelliklerine ve Azize Hrispime’nin hikayesine Araştırmacı-Yazar İkram İşler’in çalışmaları sonucunda daha yakından tanıklık etme fırsatı bulduk.  
Kendini adayan bir kadın
Ermeni Vespurakan Cumhuriyeti’nin kurulduğu dönemlerde Hz İsa’nın çarmıha gerildiği kutsal haçın bir parçası istenir.  Bu parça İsrail’den Mescid i Aksa’dan Van’a getirilir. Haçı getirenler ise Gaiye ve Hrispime adlı iki Azizedir. Azize Hrispime kendini tanrıya adayan çok güzel ve inançlı bir kadındır.  O kadar güzeldir ki her görende büyük bir etki yaratır.  Azize Hrispime’ye gönlünü kaptıran ona talip olan sayısız erkek olur.  Bu talipleri arasında zengin tüccarlar, nüfuzu büyük insanlar, hatta krallar ve imparatorlar bile vardır. Hrispime’nin bu güzelliği dönemin Roma İmparatoru Dioklesianus’a kadar gider. İmparator kendisine anlatılanlardan etkilenerek azize Hrispime ile evlenmek ister. İmparatorun teklifini kabul etmeyen inançlı Hrispime Van’dan ayrılarak kendisiyle birlikte gelen rahibeler ile birlikte Ermenistan’daki Ecmiyazin kentine gider. Burada dinin yayılması ile ilgili çabalarını sürdüren Hrispime Kilise Baş rahibi Kirkor’un emrinde çalışmayı sürdürür. 
Evlenmeyi reddeder
Ermeni kralı olan III.Tridates’in babası o gençken bir soylu tarafından öldürülünce Roma’ya kaçırılır. Burada eğitim alır. Orada Roma İmparator adayı Dioklesianus ile aynı yıllarda ve ortamda eğitim alır.  Orada kendini sevdirir. Başarıları ile ün yapar. Sonra III.Tridates Ermenistana kral olarak atanır. O geldiğinde Surp Kirkor baş rahip olarak kilisede dini yaymakla görevlidir. Kirkor yeni krala da dine katılma teklifinde bulunur.  Fakat Kral Tridates bunu reddeder.  Bu arada kral babasını öldüren kişinin Baş rahip Kirkor’un babası olduğunu öğrenmesiyle, içinden atamadığı intikam duygusunu söndürmek ister. Bu intikam ateşiyle kral, Azize Hrispime’nin emrinde çalıştığı Kirkor’u yakalatarak işkence uygular ve zindana atar. Öte yandan birlikte büyüdüğü Roma kralından mektup alan III. Kridates, ondan güzelliğine aşık olduğu azize Hrispime’yi bularak kendisine göndermesini ister. III. Kridates, azize Hrispime’yi bulur bulmasına da, onu Roma kralına göndermez. Çünkü kendisi de Hrispime’ye aşık olur. Azize Hirispime’yi kendisiyle evlenmeye zorlasa da, azize bunu asla kabul etmez. 
Hrispime ve arkadaşları öldürülür
Hrispime’nin gönlünde ise yalnızca tanrı aşkı yanmaktadır ve bütün kalbiyle bu duygusuna sadık kalmak ister. Kral Hrispime’nin hocası olan Gaye’yi aracı yapar ve bunun olmaması halinde hepsini öldürmekle tehdit eder. Kral sonunda en korkulanı yaparak Hrispime ve kilisedeki diğer herkesi öldürtür. Ölümle acısının son bulacağını zanneden III. Tridates’in acıları ondan sonra başlar ve hiçbir zaman huzuru bulamaz. Kendisini bir hayvan olarak  görme hastalığına (Lycanthropy) yakalanır. Kendisiyle beraber yaşayacak hayvan aramaya başlar. Onun imdadına 13 yıl önce zindana attırdığı Kirkor yetişir. Kirkor zindandan çıkartılır. Kendisini affettiğini söyler. Sonra onu kutsar. Kral iyileşmeye başlar. Hristiyanlığı da kabul eden kral yine Hristiyanlığı resmi devlet dini olarak kabul eden kişi olarak tarihe geçer. Hristiyanlığı kabul etmesine rağmen, kral Tridates’in peşini azize Hrispime’nin acısı bırakmaz. Öyle bir hal alır ki bu acı, Ağrı dağından içinde kaldığı kent olan Ecmiyazin kentine  (bugün arabayla 50 dakika mesafede ) çok uzak mesafedeki Ağrı Dağı’ndan sırtında taş taşıyarak ve sevdiği kadının adını yaşatacak kiliseyi (Hrispime kilisesi) kendi elleriyle yapmaya başlar. 
Bütün Hristiyan dünyasından günümüze kadar gelen Hrispsime adıyla bir mimari kilise yapısı var. Hrispime Dört yapraklı yonca ve haç biçiminde yapılan temel üzerinde yuvarlak bir kasnak ve kubbe ile yapılır.  Haçın dört kenarı arasında bulunan köşelerde odalar bulunur.  Bu yapı Hrispime mimarisi olarak bilinir. Ayrıca Azize Hrispime adına birçok kilise yapılmış ve kiliselerin içine onun freskleri yapılmıştır. Bu freskler Van Yedi Kilisenin ayakta kalan duvarlarını da hala süslüyor. 
Yüzyıllar sonra unutulmadı
Güzelliğinden ve bağlı olduğu dinden dolayı ölümle cezalandırılan Hripsime ise yüzyıllar geçmesine rağmen hala Ermeniler tarafından saygıyla anılır. Tarih bir taraftan onun ve arkadaşlarının katledilişini yazarken bir taraftan da bu katledilişi lanetleyen insanlara tanıklık etmeyi sürdürüyor. Bu insanlar bazen Kayseri’deki bir papaz, bazen Ani’deki bir keşiş bazen de Varagavank’taki bir fresk ustası olabilir.
Azize Hripsime, hocası Azize Gayane ve otuz yedi bakire, ayakta kalan Varagavank’ın yaşlı duvarlarında yaşıyor. Bu hikaye Azize Hrispime ve arkadaşlarının inançlarına kendini adayışlarını bu yoldaki hiç bitmeyen çilesini anlatır. Aziz Hripsime, Etiyopya Ortodoks Hristiyanları için "Arsema" olarak bilinir. Şu anda Etiyopya'da adını taşıyan üç ünlü kilise ve manastır var. Kiliseler arasında en eskisi Tana Gölü adalarından birinde bulunur ve mucizeleri ile anılır. Hatta Van’da bulunan Akdamar Adasındaki Surp Haç Kilisesi veya Kutsal Haç Katedrali, dört yapraklı yonca biçimli haç plana sahiptir.
Yapılar kaderine terkedildi
Yedi Kilise en büyük hasarı 1915 Ermeni katliamında görmüş ve 1960 senelerinde bazı kısımları valilik tarafından yıkılmış. Erek Dağı eteklerinde bulunan kilisenin kubbesi 2011 depreminde yıkılırken, zaman geçtikçe duvarları da aşınmaya başladı. Kilisenin olmayan çatısı köylüler tarafından saçlarla kapatılırken, yağışlarda ise içi su doluyor. Hala Kilisenin bulunduğu köye hiçbir toplu taşıma aracı ya da özel servis gitmezken, köyü görmek isteyen turist ve yurttaşlar kendi imkanlarıyla bu tarihi değeri ziyaret edebiliyor.