Yemen’de kimsenin görmediği kadınlar

Gözlerinizi uzun yıllar süren ve anlam veremediğiniz ama hayatınızı iğdiş eden savaşlara açtığınız oldu mu? Elbette hayatın kendisi kadınlar için başlı başına bir harp meydanı o ayrı mesele. Ancak harp meydanlarında ellerden ellere savrulan ve bir de üstelik “tanınmayan” kadın olmak nasıl bir duygu durumu doğurur insan psikolojisinde? Yemenli kadınları düşünün. Yemenli esir kadınları. Yemenli esir ama esir bile sayılmayan kadınları!

NUR SİRÎB

Yemen – Yemen’de iç savaşın başlamasından bu yana çocuk, kadın, erkek, genç-yaşlı demeden milyonlarca insanın hayatı bir şekilde etkilendi. Özellikle kadın ve çocukların hayatları ise kökten değişimlere şahit oldu. Sivil toplum örgütlerinden, insan hakları kuruluşları ve uluslararası örgütler de savaşın çirkin yüzünü belgeledi ve kamuoyuna duyurdu. Yemen’de bugün politik görüşlerinden, aktivist kişiliklerine ve hatta dini inançları nedeniyle dahi tutuklu olan çok sayıda kadın var.

Birleşmiş Milletler’in Cenevre ve İsveç’te arabulucuğunu yaptığı Yemen’deki esir değişimi görüşmelerinden kadın esirler ile ilgili bir karar çıkmadı! Evet şaşırtıcı gelebilir ancak gerçek bu. Mahkum değişimleri kararlara bağlandı, anlaşmalar yapıldı ama varılan mutabakatlarda söz konusu yalnızca erkekler oldu. Görüşmelerin ardından bambaşka hikayeler çıkıyor. Tutsak ya da esir kadınların tutuldukları yerlerin bilinmemesi, farklı grupların denetimlerindeki bölgelerde evlatları kaçırılan ailelerin başvuru yapamaması ve kadınların esir-mahkum değişimlerinde kullanılmak istenmesi gibi hikayelerde uzayıp gidiyor. Ajans olarak konuyla ilgili çalışma yürüten kuruluşlarda yer alan kadınlara mikrofonlarımızı uzattık.

İnsan Hakları İhlallerini Soruşturma Ulusal Komisyonu üyesi Yargıç İşrâk El-Maqtari, kadın tutsaklar ile ilgili net rakamlara ulaşamadıklarını belirtiyor ve bunun baştan hukukun ve uluslararası sözleşmelerin ihlali anlamına geldiğini ancak realiteninde bu olduğunu söylüyor.

Kadınların tutuldukları yerleri ziyaret edemediler!

İşrâk El-Maqtari, “Resmi olarak tutukluluğu sabit olan kadınlar hakkında çok ciddi iddilar da söz konusu, vahim suçlardan yargılanması talep edilen ve tutuklu bulunan kadınlar mevcut” diyerek tüm tutuklu kadınlar ile ilgili bilgi sahibi olmamalarının bir nedeni olarak ailelerin başvuru yapmaktan ilgili makamlara bilgi vermekten çekinmeleri, korkmaları olduğunu aktarıyor. Üstelik bugüne kadar kadınların tutuklu bulundukları cezaevleri ya da tevkif merkezlerine ziyaret gerçekleştiremediklerini de ekliyor.

Kadınlar için dernek kuruldu

Kaçırılan Anneler Derneği Başkanı Umm Salam El-Hajj ise, "Derneğin kuruluşundan bu yana tutuklanan ve gözaltına alınan kadınların izlenmesi, belgelenmesi ve desteklenmesi için çalışmalara başladık. Dernek, kaçırılan ve tutuklanan kadınlar ile ilgili olarak uluslararası standartlar ölçüsünde faaliyet yürüttü, belgelemeler yaptı. Muhafazakar ve hoşgörüsüz bir toplumda, biz de buna bağlı kalmaya çalıştık. Kadınları korumayı zorunlu kılan toplumsal değerleri ortaya çıkarmayı ve tüm sosyal alanları kadınların özgürleştirilmesi için baskı altına almak ve serbest kalmalarına katkıda bulunmak için aktif çalışma yürüttük” dedi.  

“Kaçırılanlar için yatırım yapmak ve çalışma yürütmek tek yol”

Umm El-Salam, “Biz Kaçırılan Anneler Derneği olarak, kaçırılan ve gözaltına alınan kadınların sözde ‘değişim anlaşmalarına’ dahil edilmesine zaten karşı çıkıyoruz çünkü kadınların koşulsuz tam özgürlük haklarına olan inancımızı taşıyoruz. Ek olarak, yıllardır içinde yaşadığımız kötü takas anlaşmalarının sonuçlarının, yerel veya uluslararası arabulucular tarafından lobicilik olarak kullanmaya çalıştıklarının farkındayız. Kaçırılan ve gözaltına alınan sivillerin serbest bırakılması için yatırım yapmak ve çalışma yürütmek tek yoldur” şeklinde konuştu.

Esaretten kurtarılan kadınlar sürgün hayatı yaşıyor

Kaçırılan kadınların serbest bırakılmalarının ardından da çok sayıda zorlukla yüz yüze kaldıklarını söyleyen Umm El-Salam, kadınların ailelerinin yanlarına dönemediklerini ve sürgünde yaşamaya mahkum olduklarını belirtti. Umm El-Salam,  sahip olduğu görüşleri ve inançları nedeniyle gözaltına alınan ve kaçırılan kadınların kayıtsız şartsız salıverilmesi ve kadınların özgürlüklerine kavuşması, gerekli koruma, rehabilitasyon, tazmin ve hakların sağlanması için herkesin bu yönde çalışması yürütmesi gerektiğini söyledi.

“Takas” insan kaçırmaları arttırır uyarısı!

İnsan Hakları Bakanlığı Müsteşarı Majed Fadael, kadınların katılmadığı esir takasları ile ilgili olarak, şöyle konuştu:

"Yaşananlar tutukluların serbest bırakılması süreci değil. Maalesef yaşananlar bir değiş tokuş müzakeresi sürecidir. Biz tutuklu kadınların herhangi bir kısıtlama veya şart olmadan serbest bırakılmasını istiyoruz ve hiçbir şekilde pazarlığa yer olsun istemiyoruz. Savaş esirlerinin sivil tutuklularla değiştirilmesini kabul ettiğimizde ne olur? Bu yıpratıcı bir süreci kendisiyle birlikte getirir. Buna benzer yaşadığımız olaylar oldu. İhlaller yoğunlaştı. Farklı gruplar, aşiretler sürekli adam kaçırarak ve tutuklamalrı sağlayark takasların olmasını sağlamaya çalıştı. Bunun kadınlarda da tekrarlanmasına izin vermeyeceğiz.”

Kadın kaçırmaların uluslararası mahkemelere intikali isteniyor

Barış Yolu Girişimi Başkanı Rasha Jarhoum, Husilere kadınların serbest bırakılması için uluslararası baskı yapılmasını savunduğunu söyledi ve “Yaşanan kadın kaçırmaları kesinlikle uluslararası ceza mahkemelerine intikal etmeli ve yargılanma yapılmalıdır” dedi.