‘Yarasan topluluğunda kadın ve erkek eşit haklara sahip’

Din ve yaşam felsefesinde kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğu Yarasan toplumu İran’ın politikaları nedeniyle varoluşsal gerçekliğine inkar edilemez darbeler vuran beyaz bir soykırımla karşı karşıya.

JUAN KERAMİ

Kozran–Yarasanlar, Kürdistan’da ağırlıklı olarak Rojhilatê Kurdistan’ın Kirmaşan ve Başurê Kurdistan’ın Germiyan bölgelerinde yaşıyorlar. Kürdistan’da Yarasan Kürtlerin yaşadığı bölgeler de tarih boyunca değişmiştir. İran ve Rojhilat Kurdistan'da nüfus olarak Müslümanlardan sonra ikinci inaç ve etnik topluluk olmalarına rağmen kimlikleri inkâr edilen Yarasanlar, çoğu zaman “Şii Müslüman” olarak adlandırılıyor. Çeşitli ayrımcılıklara maruz kalan Yarasanların yaşadığı bölgeler ekonomik olarak geliştirilmedi. Rojhilatê Kurdistan, Federal Kürdistan, İran ve Irak genelinde Yarasan inancının ritüellerini, kadınların konum ve statüsünü inceleyen sosyal analiz uzmanı S.B. sorularımızı yanıtladı.

‘Kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğunu vurgulamıştır’

Ortadoğu’nun geçmiş tarihine gidildiğinde ağırlıkta kadınların yarattığı kültürle karşılaşırız. Bu kültürün eserlerini birçok eski din ve gelenekte görmek mümkündür.  Yarasan'ın kadınlara bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yarasan inancı ve felsefesinde kadın ve erkeğin toplumdaki konumunun eşit olduğu vardır. Yarasan'ın tüm içsel dönemlerinde, erkeklerin yanında hep bir kadın vardı ve ritüel anlamda bu kadın o dönemde kilit bir role sahipti. Yarasan dininin felsefesi her zaman kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğunu vurgulamıştır. Kadın ve erkek farkının olmadığının açıkça ifade edildiği kelam metinlerine göre mirasta kadın ve erkeğin payı olduğuna vurgu yapılıyor. Kadın ve erkeğin konumunun farklı olmadığı ve eşit haklara sahip oldukları ifade edilmiştir.

‘Yarasanların kimlikleri hep inkâr edilmekte’

Yarasan dini, diğer kadim din gibi her zaman siyasi İslam'ın ve dini hükümetlerin baskısı altında olmuştur. Yarasan cemaatinin şu anki durumu nedir?

Kuşkusuz bir başkasının egemenliği altında yaşamak her zaman her etnik grubun darbe almasına neden olur. Yarasan topluluğu bu durumdan doğal olarak etkilenir. Konuya coğrafi açıdan bakacak olursak Başurê Kurdistan'da Kürt Yarasanların Araplar ve Kürtler arasındaki sınır ve yoksul bölgelerde yoğunlaştığını görebiliriz. İran ve Rojhilat Kürdistan'da nüfus olarak Müslümanlardan sonra ikinci dini etnik grup olmalarına rağmen Yarasanlardan hiçbir yerde bahsedilmemekte, kimlikleri hep inkar edilmekte ve bazen dini otoriteler tarafından ‘Şii Müslüman’ olarak adlandırılmaktadır. Yarasanlar devlet işlerinde istihdam edilmediler. Ayrıca Müslümanların okullarında bürolarında aşağılandılar, onların dini törenleri yapmaya zorlandılar. Yarasani askerler kışlalarda aşağılandı, Yarasani bölgeleri ekonomik olarak gelişmedi.  Yarasani erkek ve kadınların çoğu istihdam edilmedi.

Birçok Yarasani ailesi gerçek kimliklerini saklıyor ve çocuklarını toplumdaki inançlarını gizlemeye zorluyor. Hükümetin hakaretlerini protesto etmek için Yarasanlıların intiharlarına ve kendilerini yakmalarına birçok kez tanık olduk. Ne yazık ki Yarasan toplumunun koşulları üzerinde en ufak bir etkisi olmadı. Genel olarak Yarasan cemaati dini gerçeklerinden her geçen gün biraz daha uzaklaşmakta ve bu cemaatin varoluşsal gerçekliğine inkâr edilemez darbeler indiren bir beyaz soykırımı ile karşı karşıya kalmaktadır.

Yarasan inancı ve felsefesinde her ne kadar kadın erkek eşit haklara sahip olsa da kültürel soykırım nedeniyle cinsiyetçiliğin geliştiğini biliyoruz. Fakat son yıllarda İran ve Rojhilatê Kurdistan’da kadınların bilinç ve mücadelelerinin geliştiğini görüyoruz. Bu durum Yarasan topluluğunu nasıl etkiliyor?

Son birkaç on yılda Yarasan camiasının bilim ve kültür açısından büyümesi ve Yarasan kadınlarının üniversitelere ve iş piyasasına girmesiyle birlikte kadın hakları daha çok tanınmaya başlandı ve erkekler tarafından desteklendi. Yarasan topluluğunun kültüründe uzun süredir var olan ve artık her zamankinden daha ünlü ve öne çıkan tef çalma alanı başta olmak üzere sanatın ve müziğin çeşitli alanlarında Yarasan kadınlarının varlığı da bunun göstergesidir.

Bazı gözlemciler, “Jin, Jiyan, Azadi” ayaklanmasının ciddi kültürel ve sosyal değişiklikler yarattığını ifade ediyor. Bu ayaklanmalar Yarasanları  aile ve toplum düzeyinde nasıl etkiledi?

Bana göre Yarasan kadınları başörtüsü denilen konulara bulaşmazlar.  Doğal olarak, diğer birçok bölgede olduğu gibi kadınlara yönelik kısıtlamalar olmuştur ancak bu kısıtlamaların çoğu dışsal sebeplerden kaynaklanmaktadır. Yöresel giyimlerine özen gösteren Yarasani kadınlar, her zaman rahat ve kabul edilebilir bir giyim tarzına sahip olmuşlardır. Bu devrimin Yarasani kadınları üzerindeki etkisinin aslında Kürt ve Yarasani kültürünün dışında haklarını elde etme ve daha fazla özgüven kazanma çabası olduğu söylenebilir.

Son olarak kadınlara mesajınız nedir?

Yarasan ve Kurdistanlı kadınların kültürel ve siyasal olarak gelişmeleri için çaba göstermeleri çağrısında bulunuyorum. Kadınlar kültürel ve siyasi olarak gelişirlerse toplumdaki gerçek yerlerini de almış olacaklardır.