Um El-Kêf köyünden Fatima Hisên: Türkiye cezalandırılmalı
Türkiye’nin saldırıları nedeniyle Um El-Kêf köyünden göç etmek zorunda kalan Fatima Hisên, Türkiye’nin işlediği suçlar karşısında yargılanmasını ve cezalandırılmasını istedi.
SORGUL ŞÊXO
Hesekê – Türkiye, 9 Ekim 2019’daki saldırısının ardından Til Temir’in birçok köyünü kendi kontrolüne aldı. Bu köylerin birçoğu ateş hattında yer alıyor. Bu köylerde yaşayan yurttaşlar, saldırılar nedeniyle çok acı çekiyor. Um El-Kêf köyü bu köylerden sadece biri. Köydeki sivil yurttaşlar, bombardıman nedeniyle direnmeye devam ediyor. Burada kalan her bir aile direniyor ve bu insanların anılarını yazmaya ihtiyacı var. Çocuklar, yetişkinler, yaşlılar, engelli bireyler ve hamile kadınlara kadar her biri ayrı ayrı saldırılar karşısında direniyor. Saldırılar nedeniyle birkaç gün önce köyden çıkmak zorunda kalan Fatima Hisên, Kuzey ve Doğu Suriye’nin Hesekê kentine bağlı Til Temir ilçesindeki Til Nesrî köyüne göç etti. Fatima Hisên, yaşadıklarına dair ajansımıza konuştu.
“Çeteler buğday depolarımızı boşalttılar”
Köylerine yönelik 2014’teki saldırılara değinerek konuşmasına başlayan Fatima Hisên, “Kendimizi bildiğimizden beri birçok anlamda yaşamımız güzel geçiyordu. 2014 yılında çeteler köyümüze girdi ve köyü talan ettiler. Buğday depolarını boşaltıp çaldılar. Onlara yaklaşamıyorduk. Nereden geldiklerini, nereli olduklarını bilmiyorduk. Birden bizlere saldırdılar. Köy halkı onlara karşı çıktı ama çeteler silah ile saldırdıkları için siviller geri çekilmek zorunda kaldılar. Bu yüzden çeteler hırsızlıklarına ve talana devam ettiler. Beni yakalayacaklar diye yüzlerine bakamıyordum. Çocuklarımı alıp köyden göç ettim. Daha sonra Halk savunma Birlikleri (YPG) köyü özgürleştirince bizler köye geri döndük. Artık korkmuyorduk ve köyümüzde huzur vardı. Daha sonra tarım işine başladık ve normal yaşamımıza döndük” dedi.
“Saldırılar nedeniyle hareket alanımız kısıtlandı”
Türkiye’nin saldırılarına da değinen Fatima Hisên, “İlk başta köye saldırmıyorlardı. Daha sonra şiddetli bir şekilde saldırdılar. Hayvanlarımızla birlikte köydeydik. Ancak saldırılar nedeniyle hareket alanımız kısıtlandı. Hayvanları rahat bir şekilde otlatamıyordum. Bombaların nereden geleceğini kestiremiyorduk. Bu yüzden hayvanlarımı satmak zorunda kaldım ve köyden çıktım. Xabûr Nehri kıyısı bizim ve hayvanlarımız için sığınak olmuştu. Yaşlılar ve kadınlar saldırılar nedeniyle yaralandı. Aynı şekilde hayvanlarda bombardıman nedeniyle yaşamını yitiriyordu” şeklinde konuştu.
Köyüne dönmek istiyor
Kendi evine dönme dışında bir şey istemediğini vurgulayan Fatima Hisên, “Kendi topraklarımızda evimizde olmak istiyoruz. Çocuklarımızla birlikte güzel bir yaşamımız olsun. Başka bir şey istemiyoruz. Göçmenlik yaralarımızı saramaz. Şuan Til Nesrî köyünde bir odada 12 kişi kalıyoruz. Kışın bu oda da sobamıza yer kalmıyor” ifadelerini kullandı.
“Yine inşa edeceğiz”
Fatima Hisên, son olarak şunları söyledi: “Çocukların ne suçu var. Bizler Türk devletinin bizlere karşı işlediği suçlar nedeniyle cezalandırılmasını istiyoruz. Türk devletin artık bizlerden uzaklaşmasını istiyoruz. Türkiye’nin bizle bir ilgilisi yok. Bölgemize saldırmayı bırakmalı. Ben ve eşim 25 yıldır bir ev yapmak için çalışıyoruz. Hala evimiz tamamlanmış değil. Ancak bombardıman nedeniyle saniyeler içinde emeğimiz yerle bir oldu. Türk devleti ne kadar yıkarsa yıksın yine de evimizi inşa edeceğiz.”