Tutuklu annesi: Bir yıldır oğluma ne dokunabiliyorum ne de sarılabiliyorum

Türkiye’de cezaevlerinde yaşanan zorluklara dikkat çeken Mihan Turan, pandemi ile birlikte koşulların daha da çekilmez hale geldiğine dikkat çekerek, “Bu hastalık yüzünden bir yıldır açık görüşler yapılamıyor, görüşler camların arkasında. Oğluma ne dokunabiliyorum ne de sarılabiliyorum. Bir anne için bu dünyada daha acı, daha kötü ne olabilir?” diye sordu.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Elîh – Türkiye’de 2013 yılında çözüm sürecinin başlamasıyla her ne kadar olumlu bir hava yaratılsa da sonrasında bu sürecin sona ermesi ile birlikte çatışmalar, tutuklamalar, işkence, kötü muamele, ölümler ve daha birçok ihlaller artarak devam etti. Türkiye’de çözüm sürecinin sona erdirilmesi ile birlikte siyasi parti çalışması yürüten binlerce insan tutuklandı. Pandemi süreciyle birlikte koşulların daha çok zorlaştığı cezaevlerinde tutuklular ve tutuklu yakınları büyük zorluk yaşıyor. Bir cam arkasında çocuklarını görmek için ayda bir onlarca kilometrelik yollara mecbur bırakılan tutuklu yakınları yaşananlara isyan ediyor.

“Oğlum hasta ve dilekçelerimizi reddediliyor”

Batman’da yaşayan Mihan Turan’ın da bir oğlu tutuklu. Oğlu Ramazan Turan’ın Urfa Hilvan Cezaevi’nde tutuklu bulunduğunu kaydeden Mihan Turan, “Oğlum 6 yıldır tutuklu ve sağlık sorunları var. Yargılama süreci sürmesine rağmen mahkemelere getirilmiyor. Yasaklanan açık görüşler yüzünden bir buçuk yıldır oğluma sarılamıyorum. Oğlumun sevki için sürekli dilekçe veriyorum ama hepsi reddediliyor. Ben hastayım, ayağım ameliyatlı. Her gidişimizde çok fazla eziyet çekiyoruz. O kadar yol gidince de sadece yarım saat onu camlar arkasında görüyoruz. Tek duyduğumuz sesi, ama onu dahi zor duyuyoruz. Telefonlar bozuk. Oraya gidene kadar çok işkence çekiyoruz, ama görüşte de onları fazla göremiyoruz. Bu hastalık yüzünden bir yıldır açık görüşler yapılamıyor, görüşler camların arkasında. Oğluma ne dokunabiliyorum ne de sarılabiliyorum. Bir anne için bu dünyada daha acı, daha kötü ne olabilir?” diye sorarak, yaşadığı zorluklara dikkat çekti.

“Evde hep bir parçam eksik”

Ne yaparsa yapsın oğlunun tutsaklığı ile birlikte evde hep bir parçasının eksik olduğuna yer veren Mihan Turan, kendisi gibi diğer binlerce tutuklu annesinin de aynı acıyı yaşadığını söylüyor. Oğlu ve diğer tutukluları düşündükçe canının yandığını ve yaşanan duruma bir çözüm bulunması gerektiğini ifade eden Mihan Turan şunları belirtiyor: “Onu önce Erzincan sonra da Urfa’ya sürgün ettiler. 3-4 yıldır Urfa’da kalıyor. Oraya varana kadar çok zorluk çekiyoruz. O kadar yol gidiyoruz, ama onu göremiyoruz bile. Ciğerimiz yanıyor üzülüyoruz. Elimiz çocuklarımıza yetişemiyor. Çok işkence çekiyoruz, çok üzülüyoruz. Bu zülüm son bulsun, çocuklarımızla bir araya gelelim istiyoruz artık. Bu durumda biz ne yaparsak yapalım ciğerimizden bir parça eksik. Ne yaparsak yapalım ciğerimiz rahatlamıyor. Çocuklarımız yanımızda değil, ben gece gündüz oğlumun acısını çekiyorum. Kimsenin ciğeri yanmasın artık.”

“Cezaevleri için herkes sesini yükseltmeli”

245 gündür cezaevlerinde devam eden açlık grevine de dikkat çeken Mihan Turan, tutukluların taleplerinin bir an önce karşılanması gerektiği çağrısında bulunarak, “Daha önce benim oğlum 70 gün açlık grevinde kaldı, oraya gittiğimde oğlumu tanıyamadım. Çok zayıflamıştı, ciğerim yandı onun için. Cezaevindeki herkes çok zayıflamıştı. Şimdi yeniden açlık grevindeler. Durumları nedir, nasıllar onu bile bilmiyoruz. Benim oğlum gibi binlercesi var ve hepsinin sağlık sorunu var. Yanlarına gidince bile onlara yardım edemiyoruz. Uzaktan bir şey yapamıyoruz. Bu süreçte onların da bizim de yaşamadığımız şey kalmadı. Onlar bizden daha çok zorluk çekiyor. Bir yıla yakındır kimse onların sesini duymuyor. Talepleri görmezden geliniyor, ama herkesin bir yerden cezaevleri için sesini yükseltmesi gerekiyor” diyor.