Türk devletinin saldırıları altındaki Şerawa'da direniş yaşam biçimi

Türk devleti ve ve ona bağlı çetelerin kesintisiz saldırılarıyla kuşatma altında olan Şerawa ilçe halkı, topraklarını Türk devletine bırakmayacaklarını ve her türlü saldırıya karşı direneceklerini söylüyor.

RAPARİN BAKER

Şehba- Türk devleti ve ona bağlı çeteler, Kuzey ve Doğu Suriye kenti Efrîn’e yönelik 2018 Ocak ayında başlattıkları işgal saldırıları ile bir çok yurttaş yerinden edildi. Efrîn’in güneyindeki Şerawa ilçesine bağlı köyler hala bombardıman altında. Şerawa ilçesine bağlı Başemrê, Meyasê, Gundê Mezin, Birc Qasê, Zernayîtê, Kelûtê adındaki altı köy, yerinden edilenlerin kaldığı ve kuşatılan köylerden.

İşgalden kaynaklı yerlerinden edilen yurttaşlar, Türk devletinin devam eden saldırılarına karşı birlikte mücadele etmeye devam ediyor.

‘Köyümüzü terk etmeyeceğiz’

Başemrê köyü sakinlerinden Almasa Ali, kuşatma altındaki Şerawa köylerindeki insanların saldırılara maruz bırakılması ve zorlu yaşam koşullarıyla ilgili olarak, “Köyümüz Türk işgali ve çeteleri tarafından neredeyse her gün bombalanıyor. Bizi zorla göçe zorluyorlar” dedi. “Şerawa ilçesi batıdan Türk işgalinin paralı askerleri, doğudan da Suriye rejimi unsurları tarafından kuşatılıyor” diyen Almasa Ali, “İki tarafın politikası arasında hiçbir fark yok. Bize karşı silahla savaşıyorlar. Rejim, yerinden edilenlere yönelik açlık ve kısıtlama politikası uyguluyor ve her geçen gün durumumuzu daha da zorlaştırıyor” şeklinde konuştu. Almasa Ali, "Türk işgalinin saldırıları bizi etkilemeyecek ve bizim gücümüzü kırmayacaktır. Saldırılara karşı güçlü irademiz ve kararlılığımız var. Haklı olduğumuz sürece köyümüzü terk etmeyeceğiz ve Türkiye'ye bırakmayacağız” diye belirtti.

‘Hasta vakaların durumu kötüleşiyor’

Gundê Mezin sakini Laila Hassan ise yaşam koşullarına dair, “Şerawa ilçesine bağlı altı köy cephenin ön saflarında yer alıyor. O köyler sürekli Türk bombardımanına maruz kalıyor. Burada yaşam ekonomik ve sağlık açısından çok kötüdür. Çünkü bu köylerden sağlık ocağı bile yok. Suriye rejimi, Nubl ve Al-Zehraa kasabalarının kontrol noktalarında yol kesiyor. Bu durumdan önce, Şehba ilçe hastanesinde veya Tel Rıfat'ta zor vakalar tedavi ediliyordu. Ancak şimdi tüm yollar bize kapatıldı ve kuşatma altındaki köylerde hasta vakaları daha da kötüleşiyor” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin hiçbir ayrım yapmaksızın saldırdığını ifade eden Laila Hassan, “Amacı bizim irademizi kırmak. Saldırgan ve faşist Türk işgal politikalarına karşı en güçlü silahımız direniştir. Direnmeye devam edeceğiz. Önceki deneyimlerimizden dersler çıkardık. Haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Türkiye Efrîn'i işgal etti ve şimdi kalan köyleri de işgal etmeye çalışıyor. Efrîn'e saldırdığında verdiğimiz fedakarlıklardan daha fazlasını feda edeceğiz. Şerawa'daki direnişimiz Efrîn'e dönmek ve Türk işgalini ve çetelerini kovmak için olacaktır” şeklinde konuştu.

‘Güvenli dönüş sağlanmalı’

Efrîn Kantonu’na bağlı Kemar köyünden yerinden edilen Qadifa Nabo da "Türkiye'nin üzerimize sürekli bombardımanı nedeniyle Efrin'den sürüldük. Türkiye Şerawa’da da bizi hedef alıyor. Efrîn'e yakınlığımız bize geri dönme umudu veriyor” ifadelerini kullandı. Qadifa Nabo, konuşmasının sonunda, insani yardım kuruluşlarına kendileri için bir çözüm bulunmasını isteyerek, “Türk işgalinin suçlarına son verilmeli ve Efrîn'e güvenli dönüşümüz sağlanmalı” dedi. 

Birc Qasê köyü sakini Fatima Bako ise “Bütün ülkeler bize baskı yapıyor. Her gün bombardımanlara maruz kalıyoruz. Çocuklarımızı gözümüzün önünde kaybediyoruz. Tüm ülkelerin Türkiye’nin işlediği suça karşı duyarlı olması gerekir” diye belirtti.