Savaş Efrin’de zeytini vurdu

Zeytinin sembolü olan Efrin’de halk savaştan ötürü tarım faaliyetini yürütemiyor. Geçimini zeytin ile sağlayan Efrinliler, Şehba ve bağlı köylerde insanlık dışı saldırılara rağmen topraklarını terk etmeyeceklerini söylüyor.

HESNA MIHEMED

Şehba - Türkiye ve çeteler 2018 yılında Efrin’i işgal ederek, hem tarihi yapılara hem de doğaya zarar verdiler. Efrin-Suriye insan hakları raporuna göre, 2018'den bu yana 32 bin zeytin ağacı olmak üzere toplamda 44 bin ağacı kesildi. Zeytincilikle uğraşan Şêrewa ilçe sakinleri saldırılarından ötürü bahçelerine gidip zeytin toplayamıyor. Şêrewa’da zeytincilik yapan kadınlar saldırılardan kaynaklı yaşadıkları sıkıntıları ajansımıza anlattı.

“Saldırılara maruz kalıyoruz”

Şêrewa ilçesine bağlı Suxonekê köyünde yaşayan ve zeytincilik yapan Narîn Mihemed Elî, bütün saldırılara rağmen köylerini terk etmediklerini, Türkiye’nin her gün köye saldırılar gerçekleştirdiğini bu yüzden de bahçelerindeki zeytinleri toplayamadığını anlattı. Saldırılardan önce güven ortamında yaşadıklarını ve mahsullerini rahatlıkla topladığını söyleyen Narîn Mihemed Elî, işgalden ötürü topraklarının sınır hattına dayandığını ve günlük olarak saldırılara maruz kaldığını dile getirdi.

“Zeytin geçim kaynağımız”

Her sene tarım döneminde Türkiye ve ona bağlı çetelerin sivillerin topraklarını ateşe verdiğini sözlerine ekleyen Narîn Mihêmed Elî, "Topraklarımıza ayak bastığımızda nefes alıyoruz. 1500 civarında zeytin ağacımız var. Zeytin bizim geçim kaynağımızdı ama şimdi geçinemiyoruz. Tek dileğimiz bu savaşın bir an önce sonlanması ve topraklarımıza korkusuzca girebilmemizdir" dedi.

“Zeytin Efrin’in sembolü”

Şêrewa ilçesine bağlı Xirêbkê Köy’ünde yaşayan ve burada zeytincilik yaparak geçimini sağlayan Medîha Şêx Xelîl, Türkiye’nin bölgeyi boşaltmak istediğini ama amacına ulaşamayacağını belirterek, “Hayattaki sloganımız; ya onurlu bir ölüm ya da başarıdır. Saldırılara boyun eğip topraklarımızı terk etmeyeceğiz. Şêrewa ilçesi topraklarının çoğu ya çetelerin kontrolünde ya da sınır hattında, halk bu topraklara giremiyor. Halk zeytinleri toplamayınca da büyük bir acı çekiyor. Zeytinlerden zeytinyağı elde eden halk, yıl boyunca zeytinin ürünleriyle geçimini sağlıyordu. Zeytin, Efrin’in simgesidir” diye belirtti.

“Toprağımızı terk etmeyeceğiz”

Şêrewa’da yaşayan ve zeytin tarımı yaparak geçimini sağlayan Omer Cimo ise, “Beş yıldır zeytinyağı tüketemiyoruz. Erdoğan ve çeteleri zeytinlerimizi çalıyor, kutsal zeytin ağaçlarını da kesip satıyorlar. Ürünlerimizi hasat etmek için topraklarımıza giremiyoruz. Sadece bir kez topraklarımıza girdik ve burada da çeteler bize saldırdı. Son nefesimize kadar köyümüzde savaşacağız. Saldırılara maruz kalsak bile köyümüzü terk etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

“Keşke eski günlere geri dönebilseydik”

Efrin'in Mabetaya ilçesinden olan ve daha önce burada zeytin tarımıyla uğraşan Zozan Hebeş, şuan ailesiyle birlikte Berxwedan Kampı’nda yaşıyor ve eski günlerini şöyle anlatıyor: “Efrin'de o dönemde huzur içinde yaşıyorduk. İşgalden sonra Şehba'ya taşındık ve şuanda kamplarda yaşıyoruz. Bu ay zeytin ayı olduğu için Efrinliler için zor bir ay oluyor. Bu ayda bütün Efrinliler zeytin tarımıyla uğraşır. Şehba'da bu yok, çünkü bizde zeytin ağaçları yok. Zeytin ağaçlarının da bize çok faydası oluyordu. Komünal bir ruhla zeytin toplardık. Keşke eski günlere dönüp yine refah ve dayanışma içinde zeytin toplayabilseydik.”