EBÎR MUHEMED

Qamişlo – Şengal’e yönelik IŞID saldırısında Êzidî kadınlar büyük acılar yaşadı. Êzidî kadınlar, IŞİD’in taciz, tecavüz, işkence, küçük düşürme ve keyfi uygulamalarına maruz kaldı. Roj Kampı’nda bir çadır var ki bu çadırın görünen ve görünmeyen yüzü farklı. 20 yaşındaki R.A. Halep’e bağlı Cerablus’tan. IŞİD’li biri ile evlendirilmiş ve 3 yıldır Roj Kampı’nda kalıyor. R.A. ajansımıza konuşarak hikayesini anlattı.

“14 yaşında evlenmek zorunda kaldım”

Kız kardeşi IŞİD tarafından katledildikten sonra annesinin 6 yıl Suriye rejimi tarafından tutuklandığını ifade eden R.A. bu yüzden Yemenli bir IŞİD’li ile evlenmek zorunda kaldığını söyledi. Bununla birlikte yaşamının alt üst olduğunu dile getiren R.A. “Evlendiğimde 14 yaşındaydım. Evlendiğim erkek Reqa’ya bağlı El-Maeden bölgesinde öldürüldü. Onunla evlendiğim zaman hayallerimi bıraktım. Başka bir insan olmaya başladım. Ölüm, talan gördüm. Birbirinden ayrılan bedenler gördüm. DAİŞ kimseyi bırakmıyordu, öldürüyordu, talan ediyordu. Her şeyi çalıyordu” dedi.

Türkiye DAİŞ’e çok destek veriyordu”

IŞİD ile Türkiye arasındaki ilişkilere değinen R.A. “Birçok kadın ülkesine dönmüyor. Ülkelerinin kafir ülkesi olduğunu söylüyorlar. Şam’ın bereketli olduğunu söylüyorlar. DAİŞ ile Türkiye’nin onları buradan çıkarmalarını istiyorlar. Aralarında ülkeleri tarafından istenen kadınlarda vardı. Ancak onlar bunu kabul etmediler. Türkiye’nin kendilerini kurtaracağını söylediler. Yeniden İslam devletinin kurulacağını belirtiyorlardı. Türkiye DAİŞ’e çok destek veriyordu. Çoğu ile ilişki içindeydi. Gizli dış DAİŞ hücreleri, içerdekilere Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye geçeceğini ve o zaman onları kamptan kurtaracaklarını söylüyorlardı. DAİŞ’liler çocuklarına Türkçe öğretiyorlardı ki geldiklerinde çocukları onlarla konuşsun diye” ifadelerini kullandı.

“Bizi tehdit ediyorlar”

Kamptaki IŞİD’li kadınların birbirini kandırdığını anlatan R.A. “Bizi tehdit ediyorlar. Buradaki DAİŞ’li kadınlar çok tehlikeli. DAİŞ zihniyetinden kurtulmak isteyenler olsa bile bu kadınların korkuları nedeniyle bir şey yapamıyorlar. Siyah elbiselerden kurtulduğum zaman ve normal elbise giydiğimde bu kadınlar çadırımı yakmaya çalıştılar. O zamandan beri hoş olmayan sözlerle beni tehdit ediyorlar. DAİŞ tarafından gelen talimatlarla birbirini kandırıyorlar. Biz bunları İç Güvenlik Güçlerine söyledik. Bu konuya çözüm bulmak gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Çarşaf giymeyen kafir olarak gösteriliyor”

Kampta IŞİD ideolojini yaygınlaştıran kadınların olduğunu söyleyen R.A. “Çocuklarında inançsızlığı ekiyorlar. DAİŞ’li kadınlar kampta kadın ve çocuklara hukuki dersler veriyorlar. Bunu, bu kesimlerin DAİŞ zihniyetini sürdürmeleri için yapıyorlar. Bu durum çocukları çok etkiliyor. Çarşaf giymeyen kadınları kafir olarak gösteriyorlar. Çocukların bize bakmasını engelliyorlar. Çadırları yakıyorlar. İç Güvenlik Güçlerine taş atıyorlar. Çadırları talan ediyorlar. Asayiş Güçleri, yasaklamalar getiriyor ve tam koruma tedbirleri alıyorlar. Ancak kamptaki kadınlar buna da saygı duymuyorlar ve sürekli karmaşaya neden oluyor” diye belirtti.

“Özerk Yönetim insani sorumlulukla hareket ediyor”

“IŞİD çeteleri Suriye’yi talan etti. Birçok Kürt katletti. Ancak Özerk Yönetim insani sorumluluklarıyla hareket etti” diyen R.A. “Şuan kendi içimde çok rahatım. Kendimi güvende hissediyorum. Çünkü beni koruyacak biri var. Her ne kadar DAİŞ Suriye topraklarını talan edip Kürtleri katlettiyse de Özerk Yönetim bizlere yardımcı olmaya ve bizi ülkemize göndermeye çalışıyor. Özerk Yönetim, QSD ve Asayiş Güçleri, insani sorumlulukla hareket ediyor. Kamptan çıkıp normal yaşamıma dönmek istiyorum” dedi.

“Yaşamımı burada sürdürmek istemiyorum”

Şam hükümeti ve yetkililere seslenen R.A. “Beni kamptan istesinler. DAİŞ ideolojisine geri dönmeyeceğime dair söz vermeye hazırım. Suriye benim ülkem. Bu topraklarda yaşama hakkım var. Yaşamımı DAİŞ içerisinde sürdürmek istemiyorum. Yaşadıklarımı unutmak istiyorum” diye belirtti