Mısır’dan Suriye’ye bir göç hikayesi: Burada büyük bir kadın devrimi var
Seher Ebdil Mecîd, 20 yılı aşkın bir zaman önce ailesiyle birlikte Mısır’dan koparak Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına göç etti. Bir evladını bu toprakların savunmasında kaybeden, iki çocuğu da tutuklu olan Seher Ebdil Mecîd, “Rojava’da büyük bir kadın devrimi var” diyerek, kadınların devrimdeki başarısının tüm dünyaya örnek teşkil ettiğini belirtiyor.
SORGUL ŞÊXO
Hesekê - Mısırlı bir aile Kahire’den başlattıkları göç hikayelerine Kuzey Doğu Suriye’nin Hesekê kentine kadar sürdürdü. 20 yılı aşan göç hikayesinin son 10 yılını ise Hesekê’ye bağlı Til Temir ilçesinde devam ettiren Seher Ebdil Mecîd’in göç ile şekillenen yaşamına kulak veriyoruz. Kürt, Arap, Asuri, Süryani, Ermeni ve sayıları azımsanmayacak sayıda olan Mısırlıya ev sahipliği yapan Til Temir, bugün saldırılar altında farklı halklardan kadınlara ve kültürlere ev sahipliği yapıyor.
Hem Suriye hem Mısır kimliğine sahip
Seher Ebdil Mecîd ve ailesi ülkelerinde barınamadıkları ve yeni bir yurt arayışına girmek zorunda kaldıkları için Mısır’dan Suriye’ye yollarının düştüğünü anlatıyor. Seher Ebdil Mecîd, “20 yılı aşkın zamandır Suriye topraklarında yaşıyorum. Önce Hesekê sonra da Til Temir’e yerleştik. Aslında Suriye topraklarına girdiğimizde çok zahmet çekmedik. Mısır kimliklerimiz vardı, resmi giriş yapmıştık. Şimdi hem Suriye hem de Mısır kimliğine sahibiz” diyor.
İki çocuğu cezaevinde
Mısır’da maruz kaldıkları baskılar nedeniyle Suriye’ye göç etmek zorunda kaldıklarını söyleyen Seher Ebdil Mecîd’in hikayesi ise sığındıkları ülkede iki çocuğunun cezaevine konulması ile devam etmiş. Suriye’nin Baas rejimi tarafından çocukları Merwan Hesen 16, Salih Hesen ise 15 yaşında tutuklanmış. Çocuklarından Salih Hesen’in Kürt Lideri Abdullah Öcalan’ın rozetini yakasında bulundurduğu için tutuklu olduğunu ve başka bir şey olmamasına rağmen 9 yıldır tutuklu bulunduğunu söyleyen Seher Ebdil Mecîd, çocuklarının geçen yıllara rağmen hala cezaevinde olduğuna dikkat çekiyor. Çocuklarının Suriye rejimi tarafından işkenceye maruz bırakıldığını ve bunun sadece çocukları üzerinde değil Suriye rejiminin işkenceyi her tutuklu için rutin bir uygulama olarak kullandığını aktaran Seher Ebdil Mecîd, her iki çocuğunun da ağır cezalara çarptırılan tutukluların bulunduğu cezaevinde olduğunu söylüyor.
Bir çocuğunu da IŞİD’e karşı savaşırken kaybetti
Seher Ebdil Mecîd, iki çocuğunun Suriye rejimi tarafından tutuklanırken bir diğer oğlunun ise yaşamını yitirdiğini şu sözlerle aktarıyor: “Rojava Devrimi’nin başladığı sırada Şahin YPG’ye katıldı ve bu toprakları korurken şehit düştü. Aslında devrim başlamamış olsaydı Mısır’a geri dönme hayali vardı, tekrar ülkemize gitmeyi düşünüyordu, ancak devrim başlayınca burada kalıp savaşmayı tercih etti. 11 Ocak 2019 tarihinde IŞİD’e karşı savaşırken Dêra Zorê’de şehit düştü.”
“Rojava’da büyük bir kadın devrimi var”
Eşinin de savunma birliklerinde yer aldığını kaydeden Seher Ebdil Mecîd, “Kardeşlerimin kız ve erkek çocuklarının da bu ülkenin savunmasına dahil olmasını istiyorum. Çünkü Rojava’da büyük bir kadın devrimi var ve bu devrimi savunmak gerekiyor. Burada kadın özgürlük mücadelesinde çok farklı uluslardan kadınlar yer alıyor ve bize de yer olduğunu düşünüyorum…” ifadelerinde bulunuyor.
“Yüzyılların yaralarına derman oluyorlar”
Türkiye ve bağlı çetelerin Til Temir’e yönelik saldırısının yoğunlaşmaya başladığı günlerde ailesinin Mısır’a dönme taleplerinin olduğunu ancak kabul etmediğini söyleyen Seher Ebdil Mecîd, “Ben bu toprakların IŞİD’ten temizlenmesi için bir evladımı şehit verdim. 2 çocuğum da rejimin elinde tutuklu; nasıl gidebilirim ki? Özerk Yönetimin özellikle de kadın özgürlük mücadelesindeki tecrübeleri çok dikkat çekici ve başarılı buluyorum. Belki de yüzyılların yaralarına derman oluyorlar, erkek egemen zihniyetin karşısında önemli bir örnek olarak duruyor ve sadece Kürtler için değil başta Arap kadınlara ve dünya kadınlarına örnek oluyorlar” diyerek sözlerini noktalıyor.