Minbic 7 yıldır özgür: Mutluluk ve evlatlarımın acısını birlikte hissediyorum

Minbic’in IŞİD çetelerinden temizlenerek özgürleştirilmesinin 7’nci yılında oğlu, gelini ve doğmamış torunu katledilen Munfiyeh Al-Abdullah, “Hem mutluluk hem evlatlarımın acısını hissediyorum” diyor.

SÎLVA AL-ÎBRAHÎM

Minbic- Kuzey ve Doğu Suriye’nin Minbic kenti 2014 yılında IŞİD tarafından işgal edildi. Minbic Askeri Meclisi’nin bölge halkının talebi üzerine 1 Haziran 2016 tarihinde başlatmış olduğu “Minbic ve köylerini özgürleştirme operasyonu” sonucu 15 Ağustos 2016 tarihinde Minbic IŞİD çetelerinden temizlenerek, özgürleştirildi.

Döneme tanıklık eden, oğlu, gelini ve doğmamış torunu IŞİD tarafından katledilen Minbic’in Cab Mahzum Köyü’nden Munfiyeh Al-Abdullah, yaşadıklarını “Ruhumuza korku yerleştirdiler” sözleri ile anlatıyor.

IŞİD çetelerinin Minbic’i işgal ettikten sonra İslam’ı yayma gerekçesi ile destek toplamaya çalıştığını söyleyen Munfiyeh Al-Abdullah, “Kısa zamanda bunun böyle olmadığını herkes gördü. Uygulama ve yöntemleri gerçeği ortaya çıkardı. Ruhumuza terör ve korku yerleştirdiler ve üzerimize birçok kısıtlama getirdiler. Bunları kabul etmeyenleri de katlettiler” dedi.

‘Sanki rüyadaydık, uyanmaktan korkuyorduk’

Munfiyeh Al-Abdullah, Minbic Askeri Meclisi’nin başlattığı özgürleştirme hamlesini duyduklarındaki duygularını, “Sanki rüyadaydık, uyanmaktan korkuyorduk. Şehrimize yeniden hayat gelecekti. Yeni bir doğum gibi” sözleri ile tarif ederken, bu mutluluğun o dönem IŞİD çetelerinin köylerine yaptığı baskınla gölgelendiğini söylüyor. Munfiyeh Al-Abdullah, o gün yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

“Saat sabahın 04.00 sıralarıydı. Erkek kardeşim köydeki hareketlilikten şüpheleniyor. Tam o sırada IŞİD çeteleri bizim evimize sızdı. Uyandığımda dışarıdan gelen seslere şaşırdım. Kapının önüne büyük bir silah yerleştirmişlerdi. Evin içine girerek saklandılar. Ben mutfağa kaçtım biri yanıma yaklaştı ve bana bağırıp evin içine itti.

Odama girerken pencereye yaklaşan ağabeyimin ayak seslerini duydum ve içeride kimin olduğunu sordu, ben de geri çekilmesini ve kimse olmadığını söyledim. Sonra evde çetelerin olduğunu anladı. Bir tanesi evin çatısına çıkarak herkesin teslim olmasını istedi ve onları öldürmekle tehdit etti. Kurşun sıktı, beni öldürmek istedi. Oğlum bizi kurtarmak için geldi ama çete onu katletti. Oğlumun eşi de silaha sarıldı ama onu da katlettiler hamileydi. Askeri Meclis üyeleri geldi çatışmalar gün doğumuna kadar devam etti. Çeteler köyden çıkarıldı. Oğlumun ve eşinin kanlar içindeki cenazelerini gördüm. Yardım edecek kimse yoktu. Bir süre sonra bir grup insan geldi bana yardım etti. Onları defnettik.

Elbet kentimizin özgürleştirilmesinin yıldönümünde büyüt mutluluk duyuyoruz ama evlatlarımızın acısı da devam ediyor. Umarız IŞİD çeteleri bir an önce yargılanır. Bölge halkına karşı işledikleri suçlardan sorumlu tutulmalı.”