Köyüne bir kez gidip yıkılan evine baktı

Türkiye’nin saldırıları nedeniyle köylerinden çıkmak zorunda kalan 60 yaşındaki Ayîşa Xidir, saldırıda yaşadıklarını ve köyünü anlatırken duygu dolu anlar yaşadı. Ayîşa Xidir, tüm Suriye halklarının huzur ve barış içinde yaşamasını istiyor.

SORGUL ŞÊXO

Hesekê- Kuzey ve Doğu Suriye topraklarında yaşayan halklar Türkiye’nin 2018 yılından bu yana işlediği suçlara tüm dünyanın sessiz kaldığını belirtiyor. Askeri kaynaklara göre, 2021'in başından Haziran 2022'ye kadar 19 bin 879 kez Kuzey ve Doğu Suriye bölgeleri bombalandı. Bu bombardımanlar Til Temir, Zirgan, Eyn Îsa, Girê Spî kırsalı, Minbic, Şehba'dan Kobanê'ye kadar yapıldı. Saldırılarda onlarca evin yıkılmasının yanı sıra elektrik santralleri, su kanalları, okullar, kiliseler ve camiler de hasar gördü; yerle bir oldu. 94 sivil yaşamını yitirdi; 186 kişi ise yaralandı.

Türkiye’nin saldırılarına maruz kalan köylerden biri de Til Temir ilçesinin batısına 16 km ve M4 yolu üzerine düşen Gozeli köyü oldu. Gozeli köyü iki bölüme ayrılmış durumda. Biri Kürtlerin Gozelisi diğeri Arapların. Ekim 2019'dan bu yana süren Türkiye’nin saldırıları nedeniyle iki taraftaki siviller köyden göç edip çevre köylere sığınmak zorunda kaldı. Köyün durumunu, sivillerin yaşadığı zorlukları yakından görmek için Gozeli’ye 2 km uzaklıktaki Mehil köyüne gittik. 60 yaşındaki Ayişa Xidir ile konuştuk.

Eski günlere hasret

Köy anılarından bahsederek konuşmasına başlayan Ayîşe Xidir, “Dünyaya gözlerimi açtığım günden beri Gozeli'deydim. Çocukluğumu, gençliğimi orada geçirdim. Evlendim çocuklarım oldu onları büyüttüm yine buradaydım. 4 kızım 3 oğlum var. Bir oğlum şehit düştü. 2019’daki saldırılardan sonra köy ateş hattı oldu. Yoğun bombardıman nedeniyle köyden çıkmak zorunda kaldık. Şimdi köy çöle dönmüş.  Evlerimiz yıkıldı. Eski günlerimize hasret kaldık” diyor.

Eski ilişkiler yok

Eskiden komşuluk ilişkilerinin güçlü olduğunu akşamları bir araya geldiklerinden söz eden Ayîşa Xidir, şimdi eski komşuluk ilişkilerinin kalmadığını ve herkesin bir yerde olduğunu, eski sıcaklığın kalmamasından dert yakındı. Ayîşa Xidir, “Onlar Kizwan Dağı’nda ben ise köyüme yakınım. Eskiden yan yanaydık şimdi ise her birimiz bir yerdeyiz. Şimdi birbirimizi hiç ziyaret etmiyoruz. Eskiden bir hasta olsa saatin kaç olduğuna bakmaksızın onu hastaneye götürüyorduk. Şimdi durum böyle değil. Dışarı çıkmaya korkuyoruz. Hastaneye ulaşamadıkları için yaşamını yitiren çok kişi tanıyorum. Çünkü biz ve çeteler arasında sadece bir yol vardı” diye konuştu.

Evinin yıkılmış haline baktı

“Biz ile çeteleri birbirinden ayıran tek şey yol” diyen Ayîşa Xidir, “Biz onları onlar da bizi görüyor. Her an köyü bombalayacaklar korkusu yaratmaya çalışıyorlar. Bombardıman nedeniyle evimin bir kısmı yıkıldı. Köyden çıkmak ve Mehel köyüne gelmek zorunda kaldım. Bir kez köye gidip evime baktım. Evimi gördüğümde çok üzüldüm. O an tüm anılarım gözlerimin önünden geçti” dedi. Bölgenin içinden geçtiği duruma rağmen hayatın devam ettiğini dile getiren Ayîşa Xidir, temel ihtiyaçlarının karşılayabilmek için tarım ile uğraştıklarını anlattı. Ayîşa Xidir, son olarak, “Sadece biz değil tüm Suriye halkların huzur içinde yaşamasını istiyorum. Bundan başka ne isteyebiliriz” diye konuştu.