Kolber çocuklar Kürdistan dağlarında gelecekleri için yol alıyor
Kürdistan’ın engebeli yolları arasında kolber çocuklar hayatları pahasına bir gelecek kurmaya çalışıyor. Bin bir tehlike altında çocuklar geçimlerini sağlamak için mücadele ediyor.

SOMA KERAMÎ
Ciwanro- Kürdistan'ın engebeli ve sarp dağlarının kalbinde Kolber çocuklar hayatın ağır yükünü taşıyorlar. Bu çocuklar ne kaçakçı ne de suçlu. Onlar sadece Kürt halkına yönelik geliştirilen ayrımcı politikaların sonucu yaşama tutunmaya çalışarak, geçimlerini sağlamanın en zor yollarından birini gerçekleştiriyorlar.
Ciddi tehlikelere rağmen, onların yaşamı hala "kaçakçılık" olarak adlandıran bir tanımın gölgesinde kalıyor. Televizyon, ısıtıcı, giysi ve sigara gibi eşyalar gümrük vergisi ödenmeden insanların veya hayvanların omuzlarında geçilmez dağlardan taşınıyor. Bu yüklerin ağırlığı bazen 120 kilograma kadar ulaşıyor. Getirilen her bir eşya yoksulluk ve adaletsizlik yüzünden omuzlarda bir yük oluyor. Kolberlik iş yokluğunda, Kürdistan'daki binlerce aile için geçimini sağlamanın tek yolu haline geliyor. Özellikle çocuklar için tehlikeli ve umutsuz bir yol oluyor.
Rojhilat Kürdistan Bölgesi'nin tamamında insanların çalıştığı bir fabrika yok. Bu da aslında istikrarlı olmayan bir gelir anlamına geliyor. Bu nedenle genç Kürtler, zorunluluktan dolayı geçici işlere yöneliyor. Aslında kolberlik ne bir tercih ne de bir iş. Bir zorunluluk olarak insanların karşısında duruyor. Ormanat bölgesinde yaklaşık 4 bin ila 5 bin hane geçimini kolber olarak sağlıyor. Kolberlerin yaş aralığı 12 ila 60 arasında değişiyor. Çocuklar, ergenler, gençler ve yaşlılar, yoksulluk ve adaletsizliğin yükünü taşıyan bir zincirin parçası haline geliyor.
Şiddet artıyor
Bağımsız medya kuruluşu Kolber News tarafından yayınlanan verilere göre, 2025'in ilk yarısında Kürdistan'da en az 14 kolber yaşamını yitirdi 16'sı da yaralandı. Bu istatistik, kolberlerin kötüleşen koşullarını ve artan ölüm oranını gösteriyor. Kolberlere yönelik şiddet, İran İslam Cumhuriyeti askeri güçleri ve Irak sınır muhafızları tarafından doğrudan ateş açılmasından kaynaklanıyor. Verilere göre; son yıllarda kolberlere yönelik geliştirilen şiddet olaylarında artış gözleniyor.
İran ve İsrail arasında yaşanan çatışmalı süreç kolberlerle ilgili hak ihlallerinin daha da yoğunlaşmasına neden oluyor. Yerel raporlar ve kolberler, özellikle sınırda tehdit edildiklerini bildirirken bunun aynı zamanda ölümlerinden de kimsenin sorumlu olmayacağı anlamını taşıdığını belirtiyorlar.
Kardeşiyle kolberlik yapıyor
14 yaşındaki Moin ve 12 yaşındaki Ma’as, Salas Babacani’den, çocukluğundan beri yoksulluğun ağır yükü altında kolber olmaya zorlanan iki kardeş. Babaları hayatını kaybettikten sonra Moin, annesi ve kardeşiyle büyükannesinin evine gitti, ancak yoksulluk onları çocukluklarından mahrum etti. Moin yaşamıyla ilgili şunları söylüyor:
“Annem geçinecek paraya sahip değildi ve kolber olmaktan başka seçeneğimiz yoktu. Ma’as’ın bu yolu izlemesini istemedim, ancak hayatın yükünü tek başıma taşımamı istemiyor. Tatillerde benimle dağlara geliyor. Keşke çalışabilseydi ve daha iyi bir gelecek inşa edebilseydi.”
Sadece yaşamak istiyorlar
Moin, kolberliğin tehlikeleri hakkında, “Her seferinde zorlu dağları aşmak zorunda kaldığımızda; düşebiliriz, vurulabiliriz veya arkadaşlarımız Azad ve Farhad gibi soğukta donabiliriz. Yükümüze el konulursa veya öldürülürsek, kimse sorumlu tutulmayacak. Annem her gece sabaha kadar uyanık, elinde telefonuyla bizi bekliyor” diyor. Ma’as ise aslında çok basit isteklerinden söz ediyor ve “Okulda geri kalmamak için sınıf arkadaşlarım gibi bir akıllı telefonum olsun istiyorum. Yeterince para kazanırsak, bir tane satın almak istiyorum” diye konuşuyor.
Kadınlar endişeli
Bu anlatılar arasında annelerin sesleri daha az duyuluyor. Her gün büyük bir endişeyle eşini ve 13 yaşındaki oğlunu dağlara gönderen Ciwanrolu Zainab, şöyle diyor:
“Oğlum henüz liseye gitmedi ama babasıyla kolber olarak çalışıyor. Her gittiklerinde, geri dönene kadar uyuyamıyorum. Kolberlerin desteği, sigortası, hakkı yok. Eşim veya oğlum öldürülürse ne yapacağım bilmiyorum”
Zainab, yoksulluğun kökenlerine işaret ederek, “Toprağımız yok, işimiz yok. Ya göç etmeliyiz ya da kolber olmalıyız. Kolberlik hayatta kalmanın tek yoludur. İş varsa, kolberlik ortadan kalkar. Sadece onurlu bir şekilde yaşamak istiyoruz; korku ve endişe olmadan” diye ifade ediyor.