“Kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz”
Diyarbakır’da Kayıp yakınları ve İHD, 25 yıl önce kaybedilen İlyas Eren’in akıbetini sorarak, “Kaç yıl geçerse geçsin tüm kayıp ve siyasi cinayetlere kurban gidenler için adalet istemekten asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Diyarbakır’da Kayıp yakınları ve İHD, 25 yıl önce kaybedilen İlyas Eren’in akıbetini sorarak, “Kaç yıl geçerse geçsin tüm kayıp ve siyasi cinayetlere kurban gidenler için adalet istemekten asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Amed – Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" talebiyle başlattıkları eylemin 676’ncı haftasında Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. Kayıp yakınları ellerinde katledilen ya da kaybedilen yakınlarının yanı sıra Hrant Dink ve Tahir Elçi’nin fotoğraflarını da taşıdı. Bu haftaki eylemde 11 Mart 1997 yılında Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde sivil giyimli 4 polis tarafından birçok köylünün gözleri önünde bir araca zorla bindirilerek kaçırılan İlyas Eren’in kaybedilme öyküsü hatırlatıldı. İlyas Eren’in akrabası olan Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren de bu haftaki eyleme katıldı. İlyas Eren’in öyküsünü İHD Diyarbakır Şubesi Gözaltında Kayıp Komisyon Üyesi Derya Yıldırım paylaştı.
“Sürekli tehdit ediliyordu”
Derya Yıldırım, evli 8 çocuk babası İlyas Eren’in kaybedilmeden önce Kulp’un Yeşilköy (Dêlit) köyüne bağlı Rındık mezrasında yaşadığını ve geçimini çiftçilik yaparak sağladığını söyledi. İlyas Eren’in yaşadığı köyün 1993 yılında askerler tarafından yakıldığını kaydeden Derya Yıldırım, “Köyün yakılması ile birlikte İlyas Eren ailesiyle birlikte Kulp ilçe merkezine göç etmek zorunda kaldı. İlyas Eren koruculuğu kabul etmesi yönünde sürekli tehdit ediliyordu, devlet baskısına maruz kalıyordu” dedi.
“Ağır işkencelere maruz bırakıldı”
1990 yılında gözaltına alınıp götürüldüğü Diyarbakır’da yaklaşık 20 gün boyunca gözaltında tutulan İlyas Eren’in ağır işkenceye maruz kaldığını anlatan Derya Yıldırım, savcılık soruşturması sonucunda serbest bırakılan ve hakkında yapılan yargılama beraat ile sonuçlanan İlyas Eren’in gördüğü ağır işkencelerden dolayı ciddi sağlık sorunları yaşamak zorunda kaldığını kaydetti.
“Korucuya ait araca bindirildi”
Derya Yıldırım, İlyas Eren’in gözaltına alındığı güne dair şu bilgileri verdi:
“İlyas Eren, 11 Mart 1997 tarihinde kayınının evini taşımak üzere Diyarbakır’a gelir. Ardından Kulp’a dönmek için Kulp Terminaline gider. Saat 13.00 civarında terminale gelen sivil giyimli 4 polis, burada birçok köylünün ve akrabasının gözleri önünde İlyas Eren’i siyah bir araca zorla bindirerek kaçırırlar. Kaçırıldığı aracın Kulp’ta bir korucuya ait olduğu orada bulunan herkes tarafından biliniyordu. Ailesi o tarihten beri Eren’den bir daha haber alamaz. 17 Mart 1997 tarihinde kardeşi Hanifi Eren, Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı’na giderek kardeşinin akıbetine ilişkin başvuruda bulunur.
“Soruşturma başlatılmadı”
6 Şubat 1998 tarihinde İnsan Hakları Danışma Merkezi (Kayıp Bürosu) nezdinde görevli Savcı E. Alper, Devlet Güvenlik Mahkemesinden İlyas Eren hakkında bilgi talebinde bulunur. Devlet Güvenlik Mahkemesince iletilen 24 Şubat 1998 tarihli yazıda tutuklanmasına ilişkin herhangi bir kayda rastlanmadığı bildirilir. Cumhuriyet Savcısı E. Alper, 4 Mayıs 1998'de başvuranların yakınlarının kaybolması ile ilgili herhangi bir takibat yapılmamış olması nedeniyle Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı'ndan gözaltından sorumlu polis memurları hakkında soruşturma başlatılmasını talep eder. 1 Eylül 1998'de Cumhuriyet Başsavcılığı söz konusu görevliler hakkında soruşturma açılmasına gerek duyulmadığına karar verir.
“Türkiye mahkum edildi”
AİHM’in İlyas Eren’in kaybettirilmesine ilişkin 2003 yılında yaşam hakkı ihlali olduğuna karar verdiğini kaydeden Derya Yıldırım, Türkiye’nin mahkûm edildiğini ve ailesine tazminat verilmesine hükmedildiğini dile getirdi. Gözaltında kaybedilişinin 25’inci yılında İlyas Eren dosyasında maddi gerçeğin açığa çıkartılması ve bu suçun faillerinin cezalandırılması için adli ve siyasi makamları göreve çağırdıklarını söyleyen Derya Yıldırım, “Kaç yıl geçerse geçsin İlyas Eren için, tüm kayıp ve siyasi cinayetlere kurban gidenler için adalet istemekten asla vazgeçmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
Açıklama sonrasında İlyas Eren ve diğer tüm kayıp ve faili meçhul cinayetlere kurban gidenler için oturma eylemi yapıldı.