Kayıp yakınları 13 yaşında katledilen Serhat Kazak’ın faillerini sordu

İHD ile kayıp yakınları, 1992 yılında başına sarı, kırmızı, yeşil renklerden puşi bağladığı için katledilen 13 yaşındaki Serhat Kazak’ın faillerini sordu.

Amed - İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” talebiyle 697’nci haftada Bağlar ilçesi Koşuyolu Parkı’nda bulunan Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir kez daha bir araya geldi. Mezopotamya Dil Kültür Araştırma Derneği (MED-DER), Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) üyeleri destek verdi. Her hafta bir kayıp hikâyesine dikkat çekilen eylemde, bu hafta Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde 1992 Haziran ayında katledilip, cenazesi evinin önüne bırakılan 13 yaşındaki Serhat Kazak’ın hikâyesi anlatıldı. Serhat Kazak’ın hikâyesini İHD Kayıplar Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz okudu. 

“Ben Kürdüm bunları çıkarmayacağım”

Serhat Kazak’ın 1992 yılında Cumhuriyet İlkokulu’nda 5’inci sınıf öğrencisi olduğunu belirten Fırat Akdeniz, o dönem Şemdinli’ye yeni gelen Özel Harekât Timi’nin okulun bodrum katında kaldığını söyledi. Fırat Akdeniz, “Serhat bir gün okula giderken boynuna ve beline sarı, kırmızı, yeşil renklerden yapılmış bir puşi bağlar. Serhat’ı bu şekilde gören dönemin İlçe Kaymakamı, Özel Harekât Timi’ne seslenerek ‘Bu çocuğun boynundaki paçavraları sökün’ der. Ancak Serhat bu duruma direnerek, ‘Ben Kürdüm ve bunları çıkarmayacağım’ deyip oradan ayrılır” ifadelerinde bulundu.

“Cenazesi evlerinin duvar dibine atıldı”

Olaydan kısa bir süre sonra okul çıkışı Serhat Kazak’ın Halit adlı bir arkadaşı ile birlikte evlerine gitmek üzere okuldan ayrıldığını dile getiren Fırat Akdeniz, “Akşam saati olmasına rağmen Serhat eve gitmez ve ailesi merak edip ilçedeki tüm akrabalarının evlerini arar ancak Serhat’ı bir türlü bulamaz. Ertesi gün amcası Hayrettin Kazak, sabah erken saatte Yüksekova’daki akrabalarının evine gider ama Serhat oraya da gitmemiştir. Serhat’ın amcası hemen Şemdinli’ye geri döner. Aynı gün saat 10.00 sıralarında Serhat’ın küçük kardeşi dışarıda bağırır. Serhat’ın cenazesi evlerinin duvar dibine atılmıştır” diyerek yaşananları aktardı. 

“Tanıklar korktukları için sessiz kaldılar”

Serhat Kazak’ın ailesinin aktarımlarına da yer veren Fırat Akdeniz, “Ailenin aktarımlarına göre o civarda bulunan inşaat işçileri, Özel Harekât Timi’nin Serhat’ın cansız bedenini evin önüne atarken görürler, ancak işçiler korktukları için bu duruma sessiz kalırlar. Yetkililer ise Serhat’ın elektrik direğine yakın bir yerde akıma kapılarak öldüğünü söylerler. Ailenin beyanına göre bahsedilen elektrik direği yetkililerin söylediği şekilde demir bir direk değil. PTT’nin telefon hatlarında kullanılan ve ağaçtan yapılmış bir direktir. Ayrıca uzun süredir direkte elektrik yoktur. Serhat’ın cansız bedeninin bırakıldığı olay yerine Cumhuriyet Savcısı, İlçe Kaymakamı ve dönemin Milletvekili Mustafa Zeydan gelir. Serhat’ın amcası, savcıya yeğeninin Özel Harekât Timi tarafından öldürüldüğünü söyler” şeklinde ifade etti.

“Delillere rağmen işlem yapılmaz”

Serhat Kazak’ın amcası olayın ardından Özel Harekât Timi’nin kaldığı okul bodrumuna gittiğini ve orada Serhat Kazak’a verilen elektrik kablosu, kan izleri, yüksek elektrik etkisiyle kopan saçlarını dahi gördüğünü belirttiğini hatırlatan Fırat Akdeniz, “Ancak herhangi bir işlem yapılmaz. Öldürülen Serhat’ın cesedine otopsi işlemi de yapılmaz. Serhat’ın babası Şerafettin Kazak o dönem Almanya’da çalışmaktadır ve olaydan sonra gelip otopsi yaptırtmak ister. Ancak aile dolaylı olarak tehdit edilmeye başlandığından can güvenlikleri olmadığı için otopsiyi yaptıramazlar. O tarihten beri Serhat Kazak dosyası faili meçhul olarak raflarda yerini alır” dedi.

Açıklama, tüm kayıp ve faili meçhuller için yapılan oturma eyleminin ardından son buldu.