“Kadınlar Türkiye’nin işgal saldırılarına karşı birlik olmalı”

Kuzey ve Doğu Suriye devriminde önemli bir deneyim yaşayan kadın simalarından Asya Îsmaîl, Türkiye’nin Minbic’e yönelik saldırılarına karşı kadınların birlik olması gerektiğini söyledi.

SÎLVA EL-ÎBRAHÎM

Minbic– Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları her geçen gün artarken, Serêkaniye’den göç eden ve Zenobiya Kadın Topluluğu üyesi olan Asya Îsmaîl, yaşananları ajansımıza değerlendirdi. Serêkaniyê'de 2012 yılında direniş deneyimi yaşadıklarını belirten Asya Îsmaîl, “Birçok bedel verdik ama başardık. O dönemde başlayan savaş kolay değildi. Çünkü yaklaşık 4 ay vahşi saldırılara maruz kaldık. Hepimiz birlikte saldırıları boşa çıkarmak için birbirimize yardımcı olduk. Kadınların yaralılara yardım ederek, yemek hazırlayarak ve silah alarak bu savaşa tepki vermede büyük rol oynadı. Birçoğu bu anlamda eğitim gördü. Bu şekilde el ele verdik ve kendimize yönelik saldırıları boşa çıkardık. Halk ve savaşçıların direnişi savaşçılara ve yaralılara büyük moral oldu” diye belirtti.

“Halk toprağını terk etmek istemedi”

Kadınların tarih boyunca barışçıl olduklarını kanıtladığını sözlerine ekleyen Asya Îsmaîl, “Kendimizi savunmak için öz savunma eğitimleri aldık. Çeteler bölgeye girmek istedi. Kadınlar bu anlamda çeteleri engelleme konusunda önemli rol oynadı. Direniş ve birliğimiz sayesinde Özerk Yönetim ve kadın hareketlerimizi kurduk. Direniş, birlik ve inancımızla güvenliğimizi kentimizde yaydık. Türkiye son savaşında acımasız yöntemler kullandı. Aralıksız bir şekilde bölgemizi bombaladı. Bu yüzden evlerimizi terk etmek zorunda kaldık ve güvenli bölgeye gitmek zorunda kaldık. Buna rağmen halk toprağını bırakmadı. Yurttaşlar, Halk Savunma Birlikleri’nin sivillerin yaşamını koruma talebi kapsamında evlerini terk etti. Çünkü Türkiye onları hedef almaktan çekinmedi ve birçok katliam gerçekleştirdi” dedi.

“Serêkaniyê deneyimi örnek alınmalı”

Türkiye’nin herkesi hedef aldığını vurgulayan Asya Îsmaîl, “Şehrinizde kalırsanız, Türk devletinin işgal planlarını reddedin ve askeri güçlerinizi destekleyin. Böyle olursa şehriniz için büyük bir zafer yaratmış olursunuz. Serêkaniyê deneyimi örnek alınmalı. Minbic şehri devrim şehridir. Minbic’te ayakkabılarımızı çıkarmalı çıplak ayakla dolaşmalıyız. Çünkü bu kentin her bir karışında şehitlerimizin kanı var. Kentte birçok acı çekildi. IŞİD zulmünden en çok kadınlar zarar gördü” ifadelerinde bulundu.

“Suriye rejiminin tutumu utanç vericidir”

Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın sadece Kürtleri yok etmek istemediğini aynı zamanda Suriye'yi de bölmek istediğini dile getiren Asya Îsmaîl, sözlerine şöyle devam etti: “Yapabilseydi Kürdistan’daki planlarını tamamlamak için Suriye, Halep'ten Şam'a, Dêrik’ten El-Bûkemal’a ve Irak topraklarına kadar işgal ederdi. Halk yüz yıl öncesi gibi değil. Özgür düşünce, dava ve askeri bir güç sahibidir. Dünya, Kuzey ve Doğu Suriye direnişinden haberdar oldu. Bu yüzden bölge işgali kolay değil ve Erdoğan’ın sonu Suriye’de olacak. Suriye rejiminin tutumu utanç vericidir. Eğer Özerk Yönetim ile diyaloğu kabul etseydi, Türkiye topraklarımızın tek bir karışını işgal edemezdi. Rusya ve ABD aramızdaki boşlukları ve çatışmaları kullanamayacaktır ve bayraklarını topraklarımızda dalgalandıramayacaktır.”

“Birlikte bölgemizi korumalıyız”

Tüm Kuzey ve Doğu Suriye halklarının Türkiye saldırılarına karşı birlik olduklarını vurgulayan Asya Îsmaîl, “Birlik Zenûbiya Kadın Topluluğu düzeyinde Minbic’te görülüyor. Kadınlar farklı bileşenleri ile çalışmalar arasında yerini alıyor. Davaları birdir. O da kadın savunmasıdır. Özerk Yönetim ve askeri kurumlar bölge halkının çocuklarını içinde barındırıyor. Birlik işgali engellemenin temellidir. Partiler ve siyasi hareketler arasındaki çatışmalara karşıyayım ve bundan kaynaklı çok üzülüyorum. Kürdistan'ın partileri ve liderleri işgale karşı birlik olmalıdır. Halkın hayallerini şahsi çıkarlarının ateşiyle yakmamalılar. Çünkü herkes bu ateşle yanacaktır. Kürt olduğumuz için kaderimiz bir. Nasıl ki bölgeleri DAİŞ’ten kurtardık birlikte kurtardığımız yerleri koruyabiliriz. Bunları birlikte savunabiliriz. Hepimiz birleşip dış ilişkilerimizi güçlendirmeli ve rejimi diyalog için masaya oturtmalıyız” şeklinde konuştu.