Kadınlar, Şengal’i sahradan vahaya dönüştürüyor
Şengal, 3 Ağustos 2014’ten sonra herkesin ortak yarası, acısına dönüştü. Peki ya onların tanıklığı, kabuk bağlamayacak kaç yaraya dönüştü? Êzîdî Kadınları Destek Grubu Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Riham Hesen, vakfın amacını, projelerini ve geleceğe dair planlarını anlattı.
ELMAS NAÎF
Şengal - Şengal Êzîdî Katliamı’nın üzerinden 7 yıl geçti. 5 binden fazla Êzîdî’yi katleden DAİŞ, binlerce insanı da rehin aldı. Hala çoğu kadın ve çocuk 3 bin insanın akıbeti bilinmiyor. 80 toplu mezar ve onlarca tekli mezar bulundu. Açılmayan birçok toplu mezarın daha olduğu söyleniyor. Savaşın bıraktığı izler Şengal’den silinmedi ve geleceği ise hala belirsizliğini koruyor.
Êzidî kadınların hayat ile olan sarsılmaz bağları tüm yaşadıklarına rağmen bir kez daha onları yaşamın yeniden inşa edilmesinde rol üstlenmeye itiyor. Hayata yeniden bağlanmak, kendi topraklarına bir meşe gibi yeniden kök salmak istiyorlar. İyileşmeyi umut ediyor ve bunun için çabalıyorlar. Êzidî Kadınları Destek Grubu Vakfı da bunun için arı gibi çalışıyor.
2019 yılında kurulan Êzîdî Kadınları Destek Grubu Vakfı, Êzidî kadınlara maddi ve manevi destek sunuyor. 7 kişiden oluşan vakıf idaresinden üçü, daha önce DAİŞ’in esir aldığı ve uzun yıllar fiziki ve psikolojik işkenceye maruz kalan kadınlar. Xemê Berakat, Beyan Mişhal ve Suat Seydo Xelef, kendileri gibi DAİŞ tarafından yıllarca esir tutulan ve daha sonra bir şekilde kurtulmayı başaran kadınlara kol kanat geriyor. Hep birlikte iyileşmek için çabalıyorlar.
“Birbirimizi en iyi biz anlarız” diyerek yola koyulmuş kadınlar. Başlarına gelen büyük trajedi ve yaşadıkları psikolojik travma, işkencelere rağmen inatla ayakta durmayı sürdürüyor; hayata sıkı sıkı sarılmış bir şekilde kendi topraklarında başka kadınlara nefes olmayı amaçlıyorlar. Sınırlı maddi imkanlarla el ele vererek açtıkları vakıfta, temel öncelikleri DAİŞ’ten kurtarılan kadınlara psikolojik destek sunmak, onların yeniden hayat ile bağlarını güçlendirmek.
“Tüm Êzîdî kadınlara ulaşmayı hedefliyoruz”
Êzîdî Kadınları Destek Grubu Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Riham Hesen ile vakfın amacını, geleceğe dair planlarını konuştuk. Riham konuşmasına şu bilgilendirmeyi yaparak başlıyor:
“İki yıldır resmi bir şekilde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Kuruluş amacımız DAİŞ’in elinden kurtarılan kadınlara umut olma, onları desteklemek ve yeniden hayata katılmalarını sağlamak. Kadınlar olarak birbirimize yardım etmeye çalışıyoruz. Vakıf bünyesinde yürütmüş olduğumuz başka çalışmalar da var; örneğin diplomasi çalışması da yürütüyoruz. Yaptığımız çalışmalarla kendimizi tüm Êzîdî kadınlara ulaştırmayı hedefliyoruz. Biraz da kadınların ihtiyaçları neyse onları tespit edip ona göre destek sunuyoruz. Psikolojik destek veriyoruz. Yine eğitim devreleri açıyoruz. Bu eğitimler yoluyla kadınların kendilerini daha iyi ifade etmelerini, güç olmalarını sağlıyoruz.”
DAİŞ’ten kurtarılan kadınların ilk adresi
DAİŞ zulmünden kurtarılan veya bir şekilde kurtulan kadınların ilk adresi Êzidî Kadınları Destek Grubu Vakfı. Êzidî Evi ile bu konuda ortak çalışma yürüttüklerini belirten Riham Hesen, “Êzidî evi ile koordinasyon içerisindeyiz. Kurtarılan kadınları ilk önce biz alıyoruz, belli bir dönem ilgilendikten sonra ailelerine teslim ediyoruz” diyor.
Vakfın esas dayanağı yardımlaşma ve dayanışma
Hem kadınların hem de çocukların eğitimine önem veren vakfın bünyesinde çocuklar için kreş de bulunuyor. İmkanlar doğrultusunda çocuklara oyun alanları, okul araç gereçlerinin sağlanması konusunda yardıma muhtaç aile ve çocuklara da destek sunuyorlar. Kadınlar için dikiş, resim ve okuma yazma kurslarının da bulunduğunu belirten Riham, Bağdat, Musul ve yurtdışında bulunan kadın örgütleriyle dayanışma ve yardımlaşma temelinde vakıf bünyesinde projeler geliştirdiklerini ifade ediyor.
Şengal'e meşe ağacı dikiyorlar
Kendileri gibi topraklarına sıkı sıkıya bağlı meşe ağaçlarına gönül veren bu kadınlar, sahrayı vahaya dönüştürmeyi amaçlıyor. Hala bir yangın yeri olarak hafızalarda kalan Şengal’i yeşillendirmek de projeleri arasında. “Meşe ekeceğiz en çok da meşe” diyen Riham, Şengal’i yeniden yeşillendirme projeleri kapsamında nasıl bir çalışma içerisinde olduklarını şu sözlerle dile getiriyor:
“Şubat ayındayız. Yani fidan dikme zamanı. Biz de fidanlarımızı dikmeye başladık. Belirsizlik var, savaş devam ediyor. Eskiden dağlarımız yeşildi. Savaş sürecinde ağaçlar yakıldı. Biz de meşe dikmeye başladık. Ama ayrıca incir, nar, asma ve zeytin ağaçları da ekeceğiz. Bu projemizi daha da geliştirip yaygınlaştıracağız. Tüm bunları kadınlarla birlikte yapıyoruz.”
Hayatı canlandıranlar esaretten kurtulan kadınlar
Şengal’de hayatı yeniden canlandıranların DAİŞ’in elinden kurtarılan kadınlar olduğunu söyleyen Riham, yaşadıkları acılara rağmen pes etmeyen direngenliğe dikkat çekiyor:
“Bir yardım vakfıyız ama esas aldığımız en önemli şey, kadınların iradesini güçlendirmek. Şengal, Ferman’dan sonra kadınların direnişiyle, kafeslere konulup yakılan Êzîdî kadınların sesi ve mekanı olarak tanındı. İşin dikkat çekici yanı ise Şengal’de şu an en aktif olan ve yaşamı yeniden canlandırmayı esas alan, DAİŞ’in elinden kurtulan kadınlar. Çoğuyla ilişkimiz var. Gelenlerin hemen hepsi bir süre sonra Şengal’in yeniden inşa çalışmalarına katılıyor. Evine kapananı çok az. Güney Kürdistan ve yurtdışına gidenlerle de iletişim halindeyiz. Her biri bulunduğu yerde güçlü olmayı, yaşama yeniden katılmayı esas alıyor. DAİŞ’ten kurtarılanların birçoğunun yurtdışına çıkma olanağı olduğu halde, yurdunda kalmayı tercih etti. Biz sadece Êzidî kadınlarla da sınırlı kalmak istemiyoruz. Dil, din, ırk ayrımı gözetmeden, kadınların yaşadığı acılar ortak anlayışı ve yaklaşımını esas alıyoruz. O yüzden ulaşabildiğimiz tüm kadınlara ulaşmaya çalışıyoruz.”
“Pes etmiyoruz, umudumuzu yitirmiyoruz”
Gelecekten umutlu olduklarını söyleyen Riham Hesen “belirsizlik” tanımına karşı olduklarını söylüyor. Riham, “Şimdi bir geleceğe doğru gidiyoruz. Biz bunu birçok insanın tanımladığı gibi belirsizlik olarak tanımlamıyoruz. Amaçlarımız var, hedeflerimiz var. Onlara ulaşmak için başarı dışında hiçbir şeyi tanımıyoruz. Şüphesiz Şengal’de karşılaştığımız zorluklar var, ama bu zorluklar karşısında pes etmiyoruz, umudumuzu yitirmiyoruz” sözleriyle kararlılıklarını vurguluyor.
Riham Hesen, sözlerini projelerini anlatarak bitiriyor: “Çocuklar için, Êzidî inancına dönük eğitim devrelerimiz olacak. Êzîdîliğin kaybolmasını istemiyoruz. Êzidî inancını bilen her insan tarihiyle, kökleriyle daha yakın olur. Daha güçlü olur. Birçok ferman geldi başımıza. Êzîdîliği bitirmek istediler. Ama direnen Êzîdîler, inancımızı hep yaşattı. Biz de onların ardıllarıyız. İnancımızı yaşatarak gelecek kuşakların kendi inancını, kültürünü, tarihini bilmesi için elimizden geleni yapacağız. Biz direnenlerin torunlarıyız. Başımıza ne gelirse gelsin, pes etmeyeceğiz. İnancımızı korumayı esas alacağız. Şengal Şengallilerindir ve hep de öyle kalacak.”