Hemşire Fatima Merwan: Bir sağlıkçı olarak sonuna kadar insanlık görevimi yerine getireceğim

Rojava Devrimi’nde savaş alanında sağlık hizmeti veren Hemşire Fatima Merwan, “Bir sağlıkçı olarak sonuna kadar insanlık görevimi yerine getireceğim” derken aynı zamanda uluslararası topluma da sesleniyor.

SORGUL ŞÊXO

Hesekê- Kürdistan topraklarında objektifiyle gerçekleri yansıtan gazeteciler, savaşçıları tedavi eden doktorlar ve savaşçılara destek olan halkın da kahraman olduğu bir gerçek. Hesekê Kanton’unun Til Temir ilçesinin Ş. Lêgerîn Hastanesi’nde hemşirelik yapan Fatima Merwan, Rojava Devrimi’nde savaş alanında yer alarak, özgürlük savaşçılarına sağlık hizmeti verdi. Hemşire Fatima Merwan ile hayat hikayesini ve hemşireliğe dair anılarını konuştuk.

 “Devrimle beraber hayallerime kavuştum"

Til Temir ilçesinde ilk ve orta öğrenimini bitirdikten sonra hemşire olarak çalışmaya başladığını anlatan Fatima Marwan, "Çocukluğumdan beri sağlık alanına ilgim vardı ve insanlara destekte bulunmak istiyordum. Devrimin başlaması hayalimi gerçekleştirmek için bana fırsat yarattı. Yani devrimle beraber hayalime kavuştum. 2014 yılında Kürt Kızılayı'na katıldım. 2014'ten 2017'ye kadar yani devrim yıllarında gönüllü olarak çalıştım, daha sonra Ş. Lêgerin Hastanesi kuruldu ve çalışmalarıma buradan devam ettim. Benim görevim hemşire olarak acil servis ambulansında hastaları tedavi etmek. Hastanelerde aynı bölümde çalışan arkadaşlarım bana yaralılara nasıl yardım etmem gerektiğini öğretti" dedi.

"Savaş sürecinde tecrübe kazandım"

Fatima Merwan, Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşanan sürecin kendi alanında daha da tecrübeli olmasını sağladığını söyledi.

“O dönem Til Temir’de savaş vardı her gün hastaneye yaralı ve şehitler getiriliyordu. Ağır sorumluklarımız vardı çünkü yaralıları ölümden kurtarmaya çalışıyorduk. Zaten yaralılar şehit olduğunda doktorlar bunu bildiriyordu. Yaralılar bizim sorumluluğumuzda olunca, yaralıların durumuna göre sıcak ve soğuk odaları ayırırdık ve her yaralıya gerekli tedaviyi uygulardık. Kan görünce herkes korkuyordu ancak biz bu aşamayı atlattık. Çünkü savaş bitmedi ve savaş devam ettiği sürece mutlaka yaralılar ve şehitler olacaktır. Bu savaş süreci işimde tecrübe edinmemi sağladı.”

"Yaralıları kurtarmak görevimizdi"

Sadece sağlık ocağında çalışmadığını ayrıca  IŞİD’e karşı verilen mücadelede de hemşire olarak görev aldığını belirten Fatima Merwan, o anları şöyle anlattı:

“Kizwan Dağı'nda DAİŞ çetelerine karşı yürütülen savaş ve bu bölgelerin özgürleştirilmesinin ardından bu kez Silûk ve Girê Spî'nin kurtarılması için operasyon başlatıldı. İlk defa şehrimiz dışında bu tür operasyonlara katıldım, o zaman ben ve iki kadın arkadaşım sağlık çalışanıydık. Bu operasyon savaşçılar için önemli olduğu kadar bizim içinde önemliydi.  Savaşçıların hattından sonraki hattaydık. Çünkü savaş alanında yaralı savaşçıları tedavi ediyorduk.  Yaralıları kurtarmak, onları yaşama döndürmek bizim görevimizdi.”

"Savaşçılarla hem iyi hem kötü anılarımız oldu"

Savaş alanında YPJ/ YPG savaşçılarıyla hep beraber olduklarını ve savaşçılarla hem iyi hem de kötü anılarının olduğunu belirten Fatima Merwan, “Hayatımızda iyi ve kötü şeyler oluyordu. Savaşçılarla hep yan yanaydık, onlara moral veriyorduk, onlarla oyun oynuyorduk. O anlar, en güzel anlardı. Fakat savaş başladığında bu güzel anlar yok oluyordu. Ve bilmiyorduk ki beraber oyun oynadığımız, halay çektiğimiz arkadaşlarımızın şehit olmasına şahit olacağız.  Bu anlar yaşadığımız en zor anlardı. Bir keresinde ambulans şoförü ve ben yaralıları Serêkaniye’ye götürürken Girê Spî'nin Siluk tarafında saldırı oldu ve iki kadın arkadaş olay yerinde yalnızdı ama etraflarında arkadaşlar vardı. Saldırı ağırlaştı yaralılarımız ve şehitlerimiz oldu. Çetelerden de birçok kişi öldü. Sonra iki sağlık arkadaşımız birbirine şunu söylüyor; ‘Çeteler yakınlaşırsa onların eline düşmemek için birbirimizi öldüreceğiz’ çünkü ellerinde tek silah vardı ve mühimmatları da azdı” diye anlattı.

"Türk devleti kimyasal silah kullanıyordu"

Türkiye’nin 9 Ekim 2019'da Serêkani'ye düzenlediği saldırıya da tanıklık ettiğini söyleyen Fatima Merwan o anları şöyle anlattı:

“O gün işgalci Türk devletinin Serêkani'yi bombaladığını ve sivilleri yaraladığını kendi gözlerimizle gördük. O gün Til Temir'e giderek hastanedeki yaralıları tedavi ettik.  Türk devleti sivillere ve savaşçılara karşı kimyasal silah kullanmıştı. Ameliyathaneye gittim, doktorlar için oda hazırlıyor ve onlara yardım ediyordum. Bu süreçte sadece biz ve askeri hastane değil, diğer şehirlerden birçok doktor geldi ve Free Burma Rangers Sağlık Örgütü de bize yardıma geldi. Bir Free Burma  fotoğrafçısı da Türk devletinin saldırısı sonucu şehit oldu onlarda bize büyük bir emek verdi. Çünkü yaralıları da cepheden hastaneye getirdiler ve cephede savaşçıların yanında kaldılar."

“Uluslararası hukuk çiğneniyordu”

İşgalcilerin yaralıları kurtarmaya giden ambulansları hedef aldığını ve bunun bir savaş suçu olduğunu kaydeden Fatima Merwan, “İki defa ambulansımız yaralıları kurtarmaya giderken keşif uçakları tarafından bombalandı. İlk saldırıda askeri hastaneden bir arkadaşımız şehit oldu, 2 kişi de yaralandı. İkinci saldırıda ise iki arkadaşımız yaralandı. İşgalci Türk devleti, sağlık ekiplerini hedef alarak, uluslararası hukuku çiğnemiştir. Bu insanlık dışı uygulama savaş suçu kategorisine giriyor ve biz bunu kabul etmiyoruz. Türk devletinin işlediği bu suçlardan dolayı cezasını çekmesini istiyoruz. Şu anda bile Türk devleti sivilleri hedef alıyor ve değişen bir şey yok. İşgalci Türk devleti kadınları, çocukları ve yaşlıları hedef alıyor” şeklinde konuştu.

“Sonuna kadar insanlık görevimi yerine getireceğim”

Fatima Merwan, bu topraklarda yaşayan onurlu halkın mücadeleden geri durmadığını kiminin kalemiyle, keminin silahıyla, kiminin de sağlık alanıyla mücadele ettiklerini belirtti ve konuşmasını şöyle sonlandırdı: “İnsanları katliamlardan, yaralı savaşçıları ölümden kurtarabildiğim için ve onlara yeni bir hayat sunabildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum.  Bir sağlıkçı olarak sonuna kadar insanlık görevimi yerine getireceğim.”