SORGUL ŞÊXO

Hesekê - Türk devletinin işgal saldırıları nedeniyle, 2019 yılının Ekim ayında Kuzey ve Doğu Suriye’nin Serêkaniyê şehrinden,  Til Temir köyleri ve Zirgan köyünden halk yerinden edildi. İşgal edilen köylerden biri de Til Temir’e bağlı Menax köyüydü. Coğrafi konumu nedeniyle stratejik öneme sahip olan Menax’ta bir tepe askeri üssünü kuran Türk devleti, bu şekilde bölgenin tamamına hakim olmaya çalışıyor. Askeri üsten zaman zaman sivil araçlar hedef alınıyor, çiftçilere ateş açılıyor.

‘Evden bir şey almaya fırsat bulamadan köyü terk ettik’

Bu köyde yaşayan ancak köyün işgal edilmesiyle beraber Til Hemam köyüne göç eden 50 yaşındaki Ezîza Geraf, derme çatma çadırlarda zor koşullarda çocuklarıyla birlikte yaşıyor. 2’si özel gereksinimli 9 çocuğu olan Ezîza Geraf, 2 çocuğunun vefat etmesi, birinin göç etmesi nedeniyle şu an 6 çocuğuyla birlikte yaşıyor.  Ezîza Geraf, Menax köyünde yaşarken başlayan işgal saldırısını ve köyü nasıl terk ettiklerini şöyle anlattı:

“Hepimiz sofrada oturmuştuk ve öğle yemeği yiyorduk. Baktık mermi sesleri çok yakından geliyor, her şeyi öylece bıraktık açık araziye doğru, ekili alana doğru koşmaya başladık. Yemeğimiz yerde kaldı. Bu şekilde köyümüzü terk ettik. Evden bir şey almaya, bir elbise almaya fırsat bulamadık. Şimdi Kizvan Dağı’nın doğusunda Til Hemam köyünde yaşıyoruz.”

‘40 yıllık emeğimizi yıktılar’

Türk devleti ve çetelerinin köylerinde yaptığı talanı ve hırsızlığı anlatan Ezîza Geraf, “Evimizin direklerini, arpa, saman, mazot ve buğdaylarımızın hepsini çaldılar” dedi. Evleri yerine şu an naylon çadırlarda yaşadıklarını anlatan Ezîza Geraf, “Yazın sıcağında ve kışın soğuğunda yaşıyoruz. Silahların gücüyle bizi evlerimizden ettiler. 40 yıllık emeğimiz ile bir ev yapmıştık, tarlamızı ekmiştik, bir anda işgal ettiler ve yıktılar” dedi.

IŞİD’in hastaneye gitmesini engellediği hamile kızı hayatını kaybetti

Daha önce IŞİD’in şimdi de Türk devletinin saldırıları nedeniyle birçok annenin yaraları iyileşmeden yeni acılar eklendiğini vurgulayan Ezîza Geraf, hamile olan kızının da IŞİD çetelerinin hastaneye gitmesini engellediği için hayatını kaybettiğini anlattı. Ezîza Geraf, olayı şu sözleriyle aktardı:

“2014 yılında bir kış günüydü. Kızım hamileydi doğumuna az kalmıştı. DAİŞ izin vermedi kızım Hesekê’deki hastaneye gitsin. Doğum için burada birilerinin yanına götürdük, kızımın çok fazla kanaması oldu ve yaşamını yitirdi. DAİŞ yüzünden kızım bugün burada değil, bu da onların suçlarından biridir. Oğlumun ve kızımın ölmesinden, evimin talan edilmesinden ve yıkılmasından çok üzgünüm. Elimden gelseydi onlardan hesap sorardım.” 

‘Türk devleti ve DAİŞ hesap versin’

IŞİD ve Türk devleti hakkında işlediği suçlar nedeniyle soruşturma başlatılmasını isteyen Ezîza Geraf, “Türk devletinin ve DAİŞ’in işlediği suçlar cezalandırılsın. Halkın hakları korunsun. Biz topraklarımıza dönmek istiyoruz, yıkılan evimize dönmek istiyoruz. Son günlerimizi orada geçirmek istiyoruz. Huzurlu ve güvenli köyümüzü askeri üsse çevirdi Türk devleti. Burada tüm Til Temir köylerine saldırıyor. Her şeye rağmen biz köyümüze dönmek istiyoruz, Türk devleti köyümüzden çıkarılsın” dedi.