ŞÊRÎN ELÎ

Şehba – Türkiye, kendisine ona bağlı güçlerle 18 Mart 2018’de Efrîn’e yönelik saldırı gerçekleştirerek, bu saldırılarında kimyasal silah kullandı ve Efrîn’i kendi kontrolüne aldı. Bu durum ile birlikte Efrîn’de insanlar artık güvenli bir yaşam süremez oldu ve bölgenin güvenliği tamamen ortadan kalktı. 2018’den bu yana Efrîn’de katledilme, imha, yok etme, doğanın talanı gibi insanlık dışı uygulamalar yaşanıyor. Türkiye ve ona bağlı güçlerin elinde olan Efrîn’de özellikle kadınlar başta olmak üzere halk vahşi uygulamalara maruz kalıyor. İlk günden bu yana Türkiye, Efrîn’deki ağaçları kesiyor ve Türkiye’de satıyor. Bununla birlikte Efrîn coğrafyası, tarihi ve kültürü, Türkiye ve ona bağlı güçler tarafından satılmakta ve yok edilmektedir.

85 kadın katledildi

Suriye-Efrîn İnsan Hakları Örgütü'nün verilerine göre, Efrîn’de son 4 yılda 8 bin 328 bin kişi tutuklandı, kaçırıldı, işkencelerden geçti. Bunlardan 85 kadın katledildi, 6 kadın intihara sürüklendi, 70 kadın işkence gördü ve tecavüze uğradı. Kuşkusuz bu rakamlar kısıtlı imkanlarla elde edilen rakamlar ve sayının bunun çok üstünde olduğu tahmin ediliyor. Efrîn’de yaşananların tamamı savaş suçu kapsamına girerken, bu suç işlenmeye devam ediyor. Suriye-Efrîn İnsan Hakları Örgütü üyesi Neyla Mehmûd, yaşananlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“Çocuk evlendirmeler arttı”

Efrîn işgalinden bu yana kadınlara yönelik ihlallerin sürdüğünü belirten Nayle Mehmûd, şu ifadelerde bulundu: “İşgalci Türk devleti Efrîn’i işgal ettiği günden bu yana bölgenin güvenliği tamamen ortadan kalktı ve bölge güvenliği ihlal ediliyor. Kadınlar Efrîn’de vahşi uygulamalara maruz kalıyor. İşgalden önce kadınların hakları vardı ve karar sahibiydiler. Ayrıca birçok kurumda hak sahibiydiler. Bu yüzden de Türk devletine bağlı çeteler Kürt kadınlarının iradesine saldırdı ve iradelerini kırmayı amaçladı. Şuan Efrîn’e dönüp orada kalanlar gerçek anlamda vahşi uygulamalara maruz kalıyor. İşgalci Türk devleti ve ona bağlı çeteler Efrîn’i işgal etmeden önce Efrîn güvenli, kadim bir kültür ve tarihe sahip bir yeriydi. Efrîn'de bir aile kızlarını düşmana teslim etmezse o aile birçok vahşete maruz kalıyor. Efrîn'de işgalci Türk devletine bağlı çeteler tarafından çocuk yaşta zorla evlilikler önemli ölçüde arttı. Efrîn'de birçok aile çeteler tarafından kaçırılıp tecavüze uğrama korkusuyla kızlarını erken yaşta evlendiriyor.”

“Dünya yaşananlara sessiz”

Efrîn’de yaşanan ihlallerin farklı isimlerdeki çeteler tarafından gerçekleştirildiğine dikkat çeken Nayle Mehmûd, hazırladıkları bilançoyu Uluslararası İnsan Hakları Örgütü'ne gönderdiklerini belirtti. Uluslararası İnsan Hakları Örgütü’nün Efrîn’de kadın ve çocuk haklarına sahip çıkması gerektiğini vurgulayan Nayle Mehmûd, “Efrîn Kantonu işgal edildiği günden bu yana tüm dünyada uluslararası bir sessizlik hakim. Suriye-Efrîn İnsan Hakları Örgütü tarafından kayıt alınan ihlalleri uluslararası kurumlara, hukuk ve insan hakları örgütlerine gönderiliyoruz. Ancak şu ana kadar bir sonuç alamadık. Her ne kadar uluslararası toplum Efrîn'deki bu şiddet eylemlerine sessiz kalsa da, yasal ve insani değerlerimizden asla geri adım atmayacağız, Efrîn'de sivillere yönelik işlenen her türlü eylem ve ihlalleri kamuoyuna açıklayacağız” diye konuştu.

“Türkiye’den hesap sorun”

Dört yılık bilançolarını açıklayan Nale Mehmûd, son olarak şunları söyledi: “Tüm uluslararası ve hukuk devletlerine sesleniyoruz; farklı isimler adı altında Efrîn’de yapılan kadına yönelik tecavüzleri, psikolojik baskıları, işkenceleri, doğanın talanını, çocuk yaşta zorla evlendirmeleri, sivillerin mal ve mülklerine el konulmasına gözünüzü açın ve görün. İşgalci Türk devletinden hesap sorun. Suriye-Efrîn İnsan Hakları Örgütü verilerine göre son dört yıl içinde 8 bin 328 kişi tutuklandı, kaçırıldı ve işkenceye maruz kaldı. Bunlardan 85 kadın katledildi, 6’sı intihara sürüklendi, 70 kadın tecavüze uğradı ve işkence gördü. Komite, Efrîn’den çıkan kişilerle yaptığı görüşmeler sonucu bu verileri hazırladı. Efrîn'deki olayları duyurmak için Şehba’da bir çalıştay düzenledi. 10 Mayıs’ta yaptığımız çalıştayın amacı Efrîn’deki kadınların sesini tüm dünyaya duyurmaktı, Türk devletinin kadına yönelik zulmü durdurması için baskı yapmaktı. Efrîn'de yaşananları görüntü, fotoğraflar, belgeler, konuşmalar ve etkinliklerle kamuoyuna duyurmak temel görevlerimizdir.”