“Demokratik Ulus Sistem modeli halkları özgürleştirir”
Kuzey ve Doğu Suriye'nin Amude İlçesi Demokratik Toplum Akademisi Yöneticisi Nuha Omer, Demokratik Ulus Sistem modeli ile bütün halkların özgürleşeceğini dile getirdi.
EBÎR MUHEMED
Qamişlo- Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın bütün halkların bir arada özgürce yaşayabilmesi için bir çözüm öneresi olarak ortaya koyduğu Demokratik Ulus Sistemi, halklar tarafından da benimsendi. Bu temelde, Rojava Kürdistan Devrimi'nin başlangıcından itibaren Demokratik Toplum Sistemi, demokratik düşünce ve özgürlük üzerine inşa edildi ve tüm bileşenlerini içine alarak, Kuzey ve Doğu Suriye'de yaygınlaştı. Konuyla ilgili olarak Kuzey ve Doğu Suriye'nin Amude İlçesi Demokratik Toplum Akademisi Yöneticisi Nuha Omer ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
“Amaç bu sistemi halka empoze etmek”
Demokratik Toplum Akademisi’nin kuruluşundan ve amacından bahseden Nuha Omer, toplumun değişime ihtiyacı olduğunu bu yüzden de eğitimle Demokratik Ulus Sistem modelinin halka empoze edilebileceğini sözlerine ekleyerek, şöyle devam etti:
“Demokratik Toplum Akademisi’nin temel amacı, toplumu eğitmek ve geleneksel zihniyeti değiştirmektir. Çünkü toplum, 5 bin yıllık egemen zihniyetin etkisi altındadır. Ne yazık ki şuan da toplum kişiliğinden, doğasından ve kültüründen uzaklaşmıştır, bu nedenle de Demokratik Toplum Akademileri’nin inşasına ihtiyaç vardır. İlk olarak bu akademiler, 2013 yılında Nûrî Dêrsimî Akademisi adı altında düzenlenmiş ve daha sonra da isimleri Demokratik Toplum Akademileri olarak değiştirilmiştir. Zamanla, bu akademiler birçok şehirde kuruldu. Şimdiye kadar Kuzey ve Doğu Suriye'de 24 Demokratik Toplum akademisi var. Bu akademilerin içinde iki bağımsız kadın akademisi var.”
“Akademiler beş temel nokta üzerinde örgütleniyor”
Demokratik Toplum Akademileri’nin her birinin farklı bir rol üstlenen beş temel komite üzerinde örgütlendiğini dile getiren Nuha Omer, “Demokratik Toplum Akademileri beş temel nokta üzerinde örgütleniyor. Bunlar; Eğitim Komitesi, Araştırma Komitesi, Maliye Komitesi, Arşiv Komitesi ve Kadın Komitesi’dir. Bu komitelerin her birinin farklı bir görevi vardır. Eğitim Komitesi’nin görevi, eğitim üyelerini organize etmektir. Kadın Komitesi de özerklik rolünü oynuyor. Aynı zamanda Araştırma Komitesi eğitimde verilecek olan konular üzerinde araştırmalar yaparak, broşürler hazırlıyor ve daha sonra da her üç ayda bir araştırma dergilerini çıkararak, bu dergileri kurumlara dağıtmaktadır. Halihazırda toplumun yüzde 60'ı eğitim alıyor ve Özerk Yönetim kurumlarındaki insanların yüzde 40'ı bu akademilerde eğitim görüyor. Bu akademilerde çocuklar dahil olmak üzere her yaş grubundan insanlar eğitim alabilir” şeklinde konuştu.
“Düşünce toplumları geliştirir”
Düşünce alanında gelişmeyen toplumların yeni şeyler yaratamayacağını söyleyen Nuha Omer, “İnsanlar ve hayvanları birbirinden ayıran temel nokta düşüncedir. İnsanlar düşünce alanında gelişim sağladığında şüphesiz ki yaşamın her alanında ilerler ve örgütlenir. Demokratik Toplum Akademilerinde de bu apaçık ortaya çıkıyor. Fikirleri olmayan bir toplum, yeni şeyler üretemez ve gelişemez. Hayattaki en zor şeylerden biri de insanların fikirlerini değiştirmektir. Hele ki bu fikir yanlışsa ve binlerce yıldır bu insanların beyinlerine empoze edilmişse bu fikirleri yıkmak zaman alabilir. Dolayısıyla bu fikirler bir ay veya iki aylık eğitimle kökten değiştirilemez. Buna rağmen hiç değişim olmayacak diyemeyiz ama bir yere kadar olumlu değişimler oluyor ve bu değişim biraz zaman alıyor” ifadelerinde bulundu.
“Arap kadınları da özgürlüklerini talep ediyor”
Özgürleştiren bölgelerdeki Demokratik Toplum Akademisi sisteminden bahseden Nuha Omer, Kuzey Ve Doğu Suriye’de özgürleştirilen bölgelerde bu akademilerin inşa edildiğini dile getirdi ve şöyle devam etti:
“Araplar DAİŞ, Cebhet El-Nusra ve Türk devletinden çok fazla baskı gördüler, bu yüzden değişim ve dönüşüme ihtiyaç var. Onların da bir ölçüde bu sisteme katıldığını ve kabul gördüğünü söyleyebiliriz. Özellikle kadınlar üzerinde uygulanan katı zihniyet başta olmak üzere, başlangıçta bir takım zorluklar yaşandı. Arap toplumu, birçok noktada bize katılmamakta ve olumsuz görmektedir. Özyönetim sistemi oturtturulduktan sonra, başta kadınlar olmak üzere o bölgelerde çalışan insanların sayısı artmış ve şimdi diğer topluluklardan kadınlar da hak ve özgürlüklerini de talep etmektedirler. Özellikle eğitim akademilerine katılıp her alanda kendilerini geliştirmek istiyorlar. Türk hükümetinin işgal ettiği bölgelerde akademi çalışmaları durduruldu ve şimdi onların yerine kamplardaki göçmenlere eğitim veriliyor.”
“Kadınlar haklarını ve tarihlerini bilmeli”
Akademi örgütlenmesinde kadın haklarının önemine dikkati çeken Nuha Omer, Demokratik Toplum Akademisi’nin temellerinden birinin de Kadın Komisyonu olduğunu kaydetti. Kadın Komitesi’nin eğitim sistemindeki rolü, kadınların tarihini ve haklarını tanıması olduğunu söyleyen Nuha Omer, kadınların bu akademilerde önemli rollerde yer aldığını sözlerine ekleyerek “Çünkü kadınlar toplumun temel taşını oluşturuyor. Eğitim programlarında yer alan temel konular arasında kadın tarihleri, kadın hakları ve kadın kişiliklerin tanınması gelmektedir. Tarihini bilmeyen pek çok kadın var. Bu eğitimler sayesinde kadınlar artık farklıkları görüp kendilerini tanıdılar. Artık kadınlar kimseye ihtiyaç duymadan kendi ayakları üzerinde durabiliyorlar” diye ifade etti.
“Sistemimiz sürece ve zamana göre değişiyor”
Nuha Omer, Demokratik Toplum Akademisi sisteminin sınırlı olmadığını ve sürece göre değiştiğini belirterek, "Toplumda belli bir bilgi düzeyi var, bizim toplumumuz eskisi gibi değil. Demokratik Toplum Akademisi olarak kendimizi kalıp yargılarla sınırlandırmıyoruz. Konular sürece ve zamana göre her zaman değişiyor. Birkaç yıl önce verilen konularla bugün verilen konular bir değil. Beşinci konferansımızın ardından artık üç düzeyde düzenlenen ve pratik anlamda uygulanan sistemimizi ve stratejimizi değiştirdik. Bu dönemde daha fazla dikkat çeken konular, devrimci halk savaşı, aynı zamanda yönetim becerileri, kurumlarda çalışan insanların gerçekten becerilerle nasıl yönetilebileceğidir. Değişim ve dönüşüme her zaman ihtiyaç vardır ve eğitim toplumun tüm üyeleri içindir. Bu insanların düşünceleriyle alakalıdır ve düşünceleri hep su gibi akar" şeklinde konuşmasını sonlandırdı.