Deir ez-Zor’un asayişi kadınlardan soruluyor
Fırat nehrinin üzerinde konumlanan Deir ez-Zor kentinde güvenliği artık kadınlar sağlıyor. Yıllarca IŞİD’in işgali altında yaşayan halk, kadınların sokaktaki varlığı ile geleceğe daha umutla bakarken, güvenlikte yer alan kadınlar birçok sorunun da çözüm adresi oluyor.
AMALY SALLOUM
Deir ez-Zor - Suriye Demokratik Güçleri (QSD)’nin bölgeyi IŞİD’ten temizlemesinin ardından kentin yüzü büyük bir değişim geçirmeye başladı. 8 Eylül 2017 ile 23 Mart 2019 tarihleri arasında süren operasyonların sonucunda kurtularılan kentte güvenlik için Asayiş Kadın Güçleri Merkezi oluşturuldu. Kadınlar hem kendi güvenliklerini hem de kentin güvenliğinin pekiştirilmesine büyük katkılar sağlıyor.
Kadınların varlığı kentte umut yaratıyor
IŞİD’in QSD tarafından bölgeden temizlenmesinin ardından kentte deyim yerindeyse büyük bir devrim yaşanıyor. Kadınlar ekonomi, asayiş başta olmak üzere bir çok alanda varlıklarını ortaya koyuyor. Kentte ilk kez kadınlar güvenlik konusunda yer almaya başlarken, kadınların Deir ez-Zor sokaklarındaki varlığı kente umut oluyor ve bölgenin çehresinin değişmesine de yardımcı oluyor.
Güvenliği kadınlar sağlıyor
İç Güvenlik Birimlerine bağlı olarak kurulan Asayiş Kadın Güçleri Merkezi, kadınların taleplerinden şikayetlerine, kentin sokaklarının savunmasına bir çok göreve soyunmuş durumda. 2021 yılının Ekim ayında merkez bünyesinde çalışma yürütmeye başlayan Rupayya El Ahmad, bölgenin IŞİD’in elinden kurtarılmasından bu yana topraklarını savunmak ve kentindeki kadınları korumak amacıyla bu göreve kendisini aday olarak gördüğünü anlatıyor.
Kadınlara her gün iki saat ders veriliyor
Rupayya El Ahmad, “Kadınların tarihini ve mücedelesini öğrenmek, çağdaşlarımıza yetişmek ve toplumsal cinsiyet rollerini aşmak hakkaten kolay değil. Bünyemizde yer alan tüm kadınlara her gün iki saat boyunca ders veriliyor. Kadın devriminin ilerlemesinin önünde hiç bir engelin olmadığını ve geri kalan yönlerimizi tamamlamayı da alacaığımız derslerle kapatacağız” diye anlatıyor.
“Tüm zorluklara rağmen kadınlar kapımızı çalıyor”
Rupayya El Ahmad, aslında bir çok kadının evlerinden çıkmak ve asayiş üyesi olmak istediğini, ancak mevcut ataerkil toplumsal yapının şimdilik buna izin vermediğini de söyleyerek, “Tüm zorluklara ve engellemelere rağmen kadınların asayiş üyesi olmak için kapımızı çaldıklarını görüyoruz ve bu mutluluk veriyor” diyor.
Asayişe gelirken ailesinden destek gördü
Fatima Muhammed ise 2018 yılında asayiş çalışmalarına katıldığının altını çizerken, “Arap toplumsallığında kadınların silah taşıması, üniforma giyerek sokaklarda dolaşması çok hoş karşılanmaz ama ben nadir de olsa olan ailelerden birinden geliyorum ve çalışmaya ailemin de desteğini alarak başladım” diye belirtiyor. Fatima Muhammed, birçok Deir ez-Zorlu kadının yapamadığını yapabilmenin gururunu taşıdığını ancak tüm kadınların özgürlük ihtiyacının olduğunu da eklemeyi ihmal etmiyro sözlerine.
Kadın kurumları ile ortak çalışıyorlar
Kentte yer alan Zenobia Kadın Buluşması, Kadın ve Çocuk Esirgeme Kurumu başta olmak üzere kadın kuruluşları ile ortak çalışmalar yürüttüklerini belirten Fatima Muhammed, “Erkeklerin otoritesi, toplumsal geri gelenek ve göreneklere karşı kadınların karşılaştığı sorunları çözmek en başta gelen görevlerimizden biri” ifadelerinde bulunuyor.