Balıkçı Zahra 25 yıllık azmiyle kadınlara yol gösteriyor

Rakka’da kadınlar, Fırat Nehri’nde balıkçılıkla hem geçimlerini sağlıyor hem de toplumsal kalıpları yıkıyor. 25 yılı aşkın süredir balıkçılık yapan Zahra Al-Masloub da çalışma azmiyle birçok kadına rol model oluyor.

BERAA CALİ

Rakka- Fırat Nehri, Suriye’nin Kuzey ve Doğu Bölgesi’nde sadece bir su kaynağı değil, aynı zamanda kadınlar için ekonomik bir yaşam alanı. Özellikle Rakka kentinde birçok kadın, balıkçılığı bir geçim kapısı haline getirdi. Balıkçılık hem aile bütçesine katkı sağlayan hem de kadınların kendi ayakları üzerinde durmasına olanak tanıyan önemli bir meslek olarak öne çıkıyor. Kadınların balıkçılığa katılımı, toplumsal cinsiyet kalıplarına bir meydan okuma niteliği taşıyor. Kadınlar, nehir kıyısında ağ ve oltalarla balık avlayarak yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda kültürel bir mirası da sürdürüyor.

Balıkçılık ana gelir kaynağı oldu 

Rakkalı 45 yaşındaki Zahra Al-Masloub, balıkçılıkla geçen 25 yılını anlatarak, “Balık tutmayı 20 yaşında öğrendim. Bu benim hobimdi ve bundan çok keyif aldım. Öğrendikten hemen sonra çalışmaya başladım. İlk zamanlar başım dönüyordu, yorgun hissediyordum ama zamanla alıştım. Balık ağı örmeyi de öğrendim” diyor. Zahra Al-Masloub, koşulların insanların seçimlerini belirlediğini ve bu durumun kadınları iki kat zorlukla karşılaştırdığını söylüyor. Muhafazakâr çevreye rağmen çevresinden olumsuz tepki almadığını söyleyen Zahra Al-Masloub, zamanla kendi teknesini alarak bağımsız çalışmaya başladığını ifade ederek, “İlk teknemi aldığımda çok mutluydum. İnsanların ne dediğini umursamadım. Geçimimizi büyük oranda balıkçılıkla sağlıyorum. 15 yaşındaki hasta kızım ve büyümekte olan çocuğum için iki kat daha fazla çalışıyorum. Eşim çalışıyor ama onun kazancı yeterli değil. Balıkçılık bizim ana gelir kaynağımız” diye belirtiyor. 

‘Bu iş hayatımın bir parçası’

Balıkçılığın masraflı bir iş olduğunu da vurgulayan Zahra Al-Masloub, özellikle ekipman temini ve doğa koşullarının da işlerini zorlaştırdığını şu sözlerle ifade ediyor:

“Tekne ve ağ pahalı. Bazen günlerce balık tutamıyoruz. Soğuk havalarda don dalgaları geliyor ama böyle günlerde av da bol oluyor. Gün batımında ağlarımızı nehre bırakıyoruz, sonra eve dönüyoruz. Sabah erken saatlerde geri dönüp ağı topluyoruz. Bazen 15-20 kilo balık tutuyorum. Bu iş artık hayatımın bir parçası. Gücüm yettiği sürece balık tutmaya devam edeceğim çünkü başka seçeneğim yok.” 

Kadınlara mesaj

Kadınlara mesajını ileten Zahra Al-Masloub, “Eğer bir şeyi yapabilecek gücünüz varsa, durmayın. ‘Kadın yapamaz’ diyenlere kulak asmayın. Erkek ya da kadın fark etmez, çalışabilecek gücü olan herkes çalışmalı. Kimseye muhtaç olmadan yaşayabilmek mümkün” ifadelerinde bulunuyor.

Kadınların balıkçılık yolculuğu sadece ekonomik değil; sosyal ve psikolojik boyutlar da taşıyor. Stres ve kaygıyı azaltma, fiziksel hareketlilik, sabır ve karar verme becerilerinin gelişimi gibi katkılar, balıkçılığın toplumsal değerini de artırıyor. Ayrıca balık, bölge halkı için sağlıklı ve uygun fiyatlı bir besin kaynağı olmayı sürdürüyor.