MEDİNE MAMEDOĞLU

Şırnex - İki gün önce Firdevs Babat adlı bir çocuğun katledilmiş bedeninin Hezil Çayı’nda bulunduğu Şırnak’ta kadın katliamı ve istismar vakalarının artışı dikkatlerden kaçmıyor. Sakine Kültür, Firdevs Babat ve Mihriban Şengil, bu sene içerisinde vahşice katledilenlerden sadece bazıları. Türkiye genelinde artan bu katliam vakalarının son süreçte Şırnak’ta artmasını “özel savaş politikası” olarak değerlendiren kadınlar, basına yansıyan olayların cezasız kaldığı, basına yansımayan olayların ise kanaat önderleri ya da korucular eliyle üstünün örtüldüğüne dikkat çekti.

Kaçırıp cinsel istismara maruz bıraktı

Firdevs Babat’ın katledilmesinin ardından olayın yaşandığı Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Şenoba beldesinde yeni bir iddia daha ortaya atıldı. Sosyal medya üzerinden Firdevs Babat olayına tepki gösteren belde sakini kadınlar, beldede bundan iki ay önce Firdevs Babat’ı katleden Ahmet Babat’ın korucu ağabeyi R.B.’nin de bir çocuğu kaçırarak cinsel istismara maruz bıraktığını söyledi. Konuya dair ulaştığımız yerel kaynaklar iddiaları doğrularken, korucu R.B. adındaki erkeğin bir çocuğu annesine götüreceği bahanesiyle evden aldıktan sonra Besta bölgesinde ıssız bir yere götürdüğü ardından cinsel istismara maruz bıraktığı kaydedildi. Olayın öğrenilmesinin ardından R.B. çocukla evlenmek için aileye baskı kurarken, mağdur çocuğun ise evliliği kabul etmediği ifade edildi.

Kanaat önderinin araya girmesiyle olay kapatıldı

Mağdur çocuğun babasının da evlilikten yana olduğu gelen bilgiler arasında bulunurken, olayın bölgede kanaat önderi olarak bilinen birinin araya girmesiyle sonlandığına dikkat çekildi. Alınan bilgilere göre mağdur çocuğun ailesi karşı taraf ailesinden bir miktar para aldıktan sonra olayın üstünü kapattığı ve konuyu yargıya taşımadığı öğrenildi.

“Artan katliamlar endişe uyandırıyor”

Yaşanan bu örnekler sonrasında kentte artan şiddet ve istismar vakalarına dair Tevgera Jinên Azad (TJA) Şırnak Aktivisti Güler Tunç ile görüştük. Artan şiddetin arkasında çok ciddi politikaların olduğuna dikkat çeken Güler Tunç, özel savaş politikaların kentleri aşarak belde ve köylere de sıçradığını ifade etti. Güler Tunç, sözlerine şöyle devam etti: “Kadın katliamları, çocuk tacizleri veya tecavüzleri gibi politikalar yürütülmektedir. Şırnak kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin en az olduğu il sıralamasında olmasına rağmen son süreçte artan cinayet vakaları endişe uyandırıyor. Son 7 ay içerisinde sadece Uludere ilçesinde iki kadın katledildi. Mihriban Şengil eşi tarafından, Firdevs Babat ise akrabası tarafından katledildi.”

“Kürdü kürdün eliyle katletmek istiyorlar”

Ailelerin de bu politikaların bir parçası haline getirilerek durumu normalleştirmeye çalıştıklarına yer veren Güler Tunç, “Aile ve aşiret büyüklerine kadar giden bir politika var. İpek Er, bu özel savaşın en büyük örneğidir. Devletin Kürt kadınları ve Kürt gençleri üzerinde nasıl bir politika yürüttüğünü görmeliyiz. Aslında devlet artık her yerde, teşhir olan uzman çavuşları ve polislerinin yerine bu sefer Kürdü Kürdün eliyle katledilmekle ilerliyor. Korucu ve bekçilerin eliyle Kürdistan’da kadınlar tecavüze uğruyor ve katlediliyor” sözlerini kullandı.

“Yaşananlara herkes ses çıkarmalı”

Yaşananlara dair kurum ve derneklere ses çıkarma çağrısında bulunan Güler Tunç, “Şırnak’ta kadına, gençlere, çocuklara ve doğaya karşı yürütülen bu savaşı görmeli ve sesini çıkarmalıdır” şeklinde konuştu.