Bêrîvan Yûnis: Rojava devrimiyle hayatımdaki korku perdelerini yırttım

Kuzey ve Doğu Suriye’deki devrime olan inancıyla hayatındaki birçok korku perdesini yırttığını anlatan Bêrîvan Yûnis, “İlk zamanlar çok zordu ama kadın devrimiyle birlikte kadınlar özgürlük yürüyüşünde yeni bir yaşam inşa etti” dedi.

SORGUL ŞÊXO

Qamişlo – Kuzey ve Doğu Suriye’de 19 Temmuz 2012’de başlayan Rojava Devrimi’nde ön saflarda yer alarak direnen kadınlar, milyonlara örnek oldu. Cizîrê bölgesinin Qamişlo  kantonuna bağlı Amûdê ilçesinde yaşayan Bêrîvan Yûnis (32), devrim sürecini ve kadınların direnişini anlattı. 

Devrimin başlamasından sonra kendisini ilk bulduğu yerin Kürt Dil Kurumu (SZK) olduğunu belirten Bêrîvan Yûnis, yaptığı çalışmaları şöyle sıraladı: “Sonrasında belediye başkanlığında görevi yaptım ve ayrıca belediyenin yönetim kurulunun organizasyon departmanında turizm ve siteler eş başkanlığı görevini yürüttüm. Şimdi de JIN TV sunuculuğu, Jineloji Araştırma Merkezi üyeliği, gazetecilik, Yasama Meclisi üyeliği ve Cizîrê Kongra Star Genel Kurulu üyeliğini yapıyorum.”

Devrim sonrası kadınların farkındalığı arttı’

Kadına verilen değerin devrim sürecinin bir ürünü olduğunu dile getiren Bêrîvan Yûnis, çocukluğundan itibaren en büyük gelişmenin sadece eğitim alanında olduğuna inandığını söyledi. Kadınlara yönelik baskılar ve engeller konusunda aşiret ilişkileri, örf ve adetleri işaret eden Bêrîvan Yûnis, devrim sonrasında kadınlarda farkındalığın arttığını anlattı.

‘Klasik bir yaşamı kabul etmedim’

 Bêrîvan Yûnis, “Açıkça söyleyebilirim ki; Önder Abdullah Öcalan’ın fikirleri sayesinde kadınlar değişti ve gelişti. Kadınların baskı altında olmasının nedenleri arasında toplumsal örf ve adetlerin etkisi var. Klasik bir kadının hayatını kabul etmedik, kendimi o hayatın içinde görmedim ve kişiliğime layık görmedim. Evlilik kurumunu kabul etmedim” dedi. 

‘Ailece anadil çalışmalarına katıldık’

Özgürlük çağrısının başlamasının ardından devrim sürecine katıldığını dile getiren Bêrîvan Yûnis, şunları aktardı: "Hayallerim büyüktü ama bugün böyle bir kadın olacağımı, kişiliğimin değişeceğini bilmiyordum. Suriye'deki kriz ve Kürt bölgelerinde ne olacağı bilinmediği için üniversite eğitimi projesi durdu. Devrimimizin bir dil devrimi olduğuna inanıyorum. Ben de ilk adım olarak SZK’de başladım. Ailece anadil çalışmalarına katıldık ve yeni üyeler kuruma kazandırdık. Dünyamda yeni bir süreç başladı. Dilimizin yasaklanmasıyla gerçek dünyamızdan ne kadar uzaklaştığımızı şimdi anladık.”

‘Hayatımdaki birçok korku perdesini yırttım’

Doğru bildiklerini yaptığını anlatan Bêrîvan Yûnis, “Kadınların geçmişiyle şimdiki zamanı arasında çok fark var. Devrimde kendin olursun, kendini temsil edersin ve artık neyin sana iyi geldiğini sen seçersin. Kendimiz olmak kabul etmediğimize ‘Hayır’ diyebilmektir. Bu inançla hayatımdaki birçok korku perdesini de yırttım” diye konuştu. Bilinçlerine kodlanan engelleri aşmanın kolay olmadığını vurgulayan Bêrîvan Yûnis, “İlk zamanlar çok zordu ama kadın devrimiyle birlikte kadınlar özgürlük yürüyüşünde yeni bir yaşam inşa etti.  Artık toplumda diyoruz ki; sen varsan biz de varız” dedi.

‘Erk zihniyet kadının kaderini belirliyordu’

Erk zihniyetin etkisindeki toplumun kadınların zekasına sınırlar çizdiğini dile getiren Bêrîvan Yûnis, “Kadınlar şimdi doğru bir zihniyetle varlıklarını topluma hissettiriyorlar. Şu anda yaşanan boşanma durumları geçmişte de vardı ama bu olayları gösterecek kadın medya kuruluşları ve o kadınların haklarını talep edecek kadın kuruluşları yoktu. Baba, eş, kardeş yani kısacası erk zihniyet kadının kaderini belirliyordu. Aileler kadınları ‘namus’ olarak görüyorlardı. Kadınlar ses çıkardıklarında seslerini kesmeye çalışıyorlardı” şeklinde konuştu. 

‘Her ulus ve dinden kadınlar devrimde birlikte örgütlendik’

Devrimin bir değişim ve dönüşümü yarattığına dikkat çeken Bêrîvan Yûnis, şunları ifade etti: "Toplumsal ilişkiler güçlendi, dindarlık ve rejimin yarattığı milliyetçilik tasfiye edildi. ‘Kadın kadındır ve kadının acısı benim acımdır’ anlayışıyla hareket ettik. Önce devrimin dalgalarıyla Kürt kadınları olarak gemimizi denize indirdik ama sonra her milletten ve mezhepten bütün kadınlar devrimde örgütledik. Doğu Kürdistan ve İran'da ‘Jin Jiyan Azadi' eylemleri, gücünü Kuzey ve Doğu Suriye'deki kadın devriminden aldı. Rojava devriminin başlamasıyla birlikte Ortadoğu ve dünya kadınları bir araya gelerek, fikir ve duruşlarını dile getirdiler. ‘Jin Jiyan Azadi’ sloganı bugün küreselleşiyor ve bu binlerce kadının emeğiyle sağlandı. Tüm konferanslar, çalıştaylar ve uluslararası yürüyüşler Kürtçe düzenleniyor. Kürt kadınları buna önderlik ediyor. Kadınlar artık çözümün gücü haline geldi ve devlet olmadan da birlikte yaşanabileceğini gösterdiler.”

‘Kadın-erkek eşitliğini hayata geçirmek istiyoruz’

Projelerinin tüm kadınları kapsayan küresel bir proje olduğunu söyleyen Bêrîvan Yûnis, “Kadının özgürlüğünün toplumun özgürlüğü olduğunu, kadınların ve erkeklerin eşit bir şekilde bir arada yaşayabileceğini gösterdiği bir projedir. Bu, kadın pratiklerinde ve örgütlenmelerinde de kendini gösteriyor. Bizim sistemimizde kadın-erkek eşittir, fark yoktur. Eşitliğin hakim olduğu bir kadın kimliğini hayata geçirmek istiyoruz. Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınlar eş başkanlık sistemiyle partilerde yerlerini alıyorlar. Kadınlar artık küresel düzeyde örgütleniyor ve doğru özgürlüğü talep ediyor” diye kaydetti.

İlke ve yasalarla kadın örgütlenmesini güçlendirmeye çalıştıklarını ifade eden Bêrîvan Yûnis, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Saldırılara karşı ‘kadın birliği’ diyoruz. Bu her türlü saldırıya da cevap olur. Kuzey ve Doğu Suriyeli kadınlar, şimdi de Rojhilatê Kurdistan, İran, Tunus ve Afganistan kadınlarıyla deneyimlerini paylaşıyor. Uluslararası medya kuruluşları ve medyanın farkındalığının devrimimizi dünyaya olumlu bir şekilde ulaştırmada rolleri vardır. Kadınlar, bugünkü mücadelenin geçmişin mirasından geldiğini anlarlarsa, özgürlüklerini kazanana ve demokratik bir sistem kurana kadar on kat daha fazla örgütlenirler."