Afgan kadınlar soruyor: Benim adım nerede?

Ortadoğu toplumlarında soy, boy, aile ağacı, aşiret velhasıl kadınlar kendini tanıtırken kullanılan isimler ataerkil soylu bir dil taşır. Afganistanlı 20 kadın kafa kafaya verip başlattıkları kampanya ile “Benim adım nerede?” diye hem soruyor hem de kadın soylu isimler istediklerini anlatmaya çalışıyor.

Ortadoğu toplumlarında soy, boy, aile ağacı, aşiret velhasıl kadınlar kendini tanıtırken kullanılan isimler ataerkil soylu bir dil taşır.  Afganistanlı 20 kadın kafa kafaya verip başlattıkları kampanya ile “Benim adım nerede?” diye hem soruyor hem de kadın soylu isimler istediklerini anlatmaya çalışıyor.

PERWANE KİBRÎT

Kabil – Afganistanlı kadınlar cinsiyet bağımsızlığını soylarını anlatırken de elde etmek istiyor. 20 kadın aktivist tarafından 2017 yılında başlayan “Benim adım nerede?” isimli kampanyayı konuştuk. Kadınlar hem kendi isimlerini soruyor hem de geleneksel ataerkil dil çağrışımlarına karşı meydan okuyor.

Afgan toplumunda 2017 yılında başlatılan bir kampanya güncelliğini hala koruyor ve devam ediyor. Kampanyanın hem çağrıcılarından hem de kurucularından olan sosyal aktivist Laleh Ousmani ile kampanya ile ne amaçladıklarını, kendilerini neyin motive ettiğini ve hangi aşamada olduğunu konuştuk.

“Benim adım nerede?” demek naif görünse dahi çok tehlikeli!

Laleh Osmani, karşılaştığı ve hala mücadele ettiği engellere değinerek, "Bu kampanya ile toplumun yanlış algılarına karşı durduk ve yıllardır topluma empoze edilen bu örf ve adeti değiştirmeye çalıştık" diyor. “Hayatımıza hükmeden faktörler ve hatta hayatımızı tehlikeye atabilecek engeller, hakaretler, aşağılamalar ve hatta tehditlerle karşılaşmamız doğaldır” diyerek başlattıkları kampanyanın naif gibi görünse de büyük tehlikeleri de beraberinde getirdiğine değiniyor.

“Bu kampanyanın olumlu etkileri de oldu. Bir takım yurttaşlarımızın da bu kampanyaya destek vermesinin yanı sıra, çalışmamız ve gayretimizden dolayı bir başarı sayılabilecek sonuç elde ettik. Bunlardan biri de 2020 yılında Cumhurbaşkanımızın resmi olarak göreve başlaması ile oldu. Bir kararname yayınladı. Doğum belgelerinde annenin adının yanı sıra diğer kişisel ayrıntıları da içerecek şekilde düzenlendi.”

Bağımsız isimler bağımsız kimlikleri de kendisiyle getirebilir

Laleh Osmani, "Kadın, bağımsız bir kimliğe sahipse, ekonomik olarak bağımsızlaşabilir ve sosyal statülerini bulabilir. Bağımsız bir isme sahip olabilmek demek bağımsız bir duruşu da kendisiyle getirebilir” şeklinde konuşarak kampanyalarının uzun vadede sadece kadınlar değil erkekler tarafından da ana soylu olarak anılmak isteneceği zamana kadar kesintisiz süreceğinin altını çiziyor.

“Adımın artık anılamayacağını anladığımda...”

Kampanyanın bir diğer üyesi Sonia Ahmadi, "Beni kampanyaya katılmaya iten motivasyon, adımın artık anılamayacağını anlamam" diyor ve bir kadın olarak kadın soylu ile anılmanın algılarda yarattığı değişikliklere dikkat çekiyor. Sonia, “Evet, bir isim için bile savaşırız. "Birçok kişi ismimi anmanın bir öncelik olmadığını ve o kadar da önemli olmadığını düşünüyor ama ben de çok önemli diyorum çünkü benim adım yokken ve anılması ayıp sayılıyorsa nasıl dava açabilirim, dilekçe verebilirim. Kendi adımın anılmasını istiyorum" şeklinde konuşuyor.

Peki sadece adlarını isteyen bu kadınlar nasıl tehlikelerle karşı karşıya?

Kampanyanın bir diğer üyesi Behesht Bahar, karşılaştıkları tehditler ve sorunlar hakkında, "Başlangıçta çok fazla tehditle karşılaştık, insanlar bize herhangi bir şekilde ama ne olursa olsun zarar vermek istediler. Meslektaşlarımız bile özel hayatlarımızı, fotoğraflarımızı yayınlayarak tehdit etmek ile bizi karşı karşıya bıraktılar” derken hem yakın hem de uzak fark etmeksizin her türlü tehdit, yıldırma ve korkutma ile karşı karşıya kaldıklarını anlatıyor.

“Bazen en yakın arkadaşlarımdan bile korkardım çünkü onlarla her zaman sert bir şekilde karşı karşıya kaldım. Uzun süreler boyunca halka açık olmayan yerlerde dolaşmamaya özen gösterdim. Şimdi bu bir alışkanlık oldu. Tenha yerlerde hareket etmiyorum. Kaçırılma, asit atma, suikast gibi çok sayıda tehdit ile karşı karşıya kaldım bu hatta en yakınlarımdan bile gelebilir.”

Yaşamın her alanında kadınlardan nefret eden grupların olduğuna dikkat çekiyor Behesht, üniversitede dahi çok sayıda grubun kadınları tehdit etmeyi görev bildiğini ekliyor sözlerine, “Bırakın toplumun içerisinde rahat hareket etmeyi. Üniversite içerisinde bile kendimi güvensiz hissediyorum.”

Beheshteh Bahar, "Tüm zorluklara rağmen mücadeleden vazgeçmeyi asla düşünmedik. Bu hareketin/kampanyanın olumlu sonucunu en kısa zamanda göreceğiz” diyerek her zaman ve asla yılmadan umut dolu olduklarının mesajını veriyor.