İrlanda’dan İzmir’e uzanan yardım eli: Anne O’Rorke

Anne O’Rorke, Suriye savaşından sonra İrlanda’daki yaşamını bırakıp Zeytinlik semtinde TIAFI isminde bir yardım derneği kuruyor. İnsanların savaş koşullarında yaşadıklarına kayıtsız kalamayan Anne, arkadaşlarının yardımı ile eski bir kundura fabrikasını sosyal yardım derneğine dönüştürüyor. “Yaşamdan sadece almak olmaz, aldıklarını paylaşmak ve vermek gerekir” düşüncesi ile insanlara yardım eli uzatıyor.

ZEYNEP PEHLİVAN
İzmir- Yaklaşık 10 seneden bu yana devam eden Suriye iç savaşı, ne yazık ki son derece yıkıcı sonuçlar yarattı. Yıkılan şehirler, yitirilen yaşamlar, yarım kalan düşler ve başka bir ülkede mülteci olarak hayatlarına devam etmek durumunda kalan insanlar… Savaşın yarattığı enkaz bir yandan Suriye halklarını karşı karşıya getirirken, diğer yandan da zorunlu göçleri beraberinde getirdi. Tüm dünyanın seyrettiği ve kayıtsız kaldığı büyük dramları ortaya çıkardı. Türkiye savaş sonrasında milyonlarca mültecinin yeni evi oldu. 
Pek çok Suriyeli mülteci, kendileri için ayrılan sınırlı fonlardan öte; bağımsız kuruluşların, inisiyatiflerin ya da sivil toplum kuruluşlarının çabalarıyla temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Bu etkileşimler kimi zaman oldukça umut verici hikâyelerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Sizi, bundan birkaç sene öncesine kadar İrlanda’da konforlu bir yaşam sürerken bir anda İzmir’e gelme kararı alan ve burada mültecilere destek vermek adına büyük bir oluşuma imza atan özel bir kadınla tanıştırmak istiyorum: Anne O’Rorke!
“Ben de bir şeyler yapabilirim dedim”
Anne O’Rorke esasen İrlandalı bir iş kadını. Evli ve üç oğlu var. Yakın zaman öncesine kadar kendi ülkesinde oldukça iyi bir yaşam sürüyor. 15 yaşından beri aralıksız şekilde çalışan Anne, bu süreçte emekli olma kararı alıyor.  Onu Türkiye’ye getiren şey ise Suriye’deki savaşın yarattığı sonuçlar. Uzaktan tanıklık ettiği savaş, Anne’yi o hayattan aldıklarını, kazandıklarını bir anlamda başkalarıyla paylaşmaya itiyor. 
“O dönem Türkiye’deki durumları gördüm, bir süre yakından takip etmeye başladım. Sonra benim hayatımdaki o önemli kararı verdim. Çünkü geçmiş tecrübelerim ve hayatım boyunca yaptıklarımdan dolayı, en azından ortak bir yardım oluşumu için ben de bir şeyler yapabilirim dedim.”
Hikaye Batman’dan gelen bir telefonla başladı
İrlandalı Anne, özellikle kadınlar ve çocukların bu savaş koşullarında yaşadıklarına seyirci kalamayacağını görünce, artık somut bir şeyler yapması gerektiğini düşünüyor. İyi ve yararlı bir şeyler yapmak adına ne cinsiyetin ne de yaşın bir engel olamadığını düşünerek bir anda Türkiye’ye gelme kararı alıyor. İşte bu karar, pek çok mültecinin yaşamlarını da bir biçimde değiştiren, dönüştüren bir karar oluyor. 
“Bence hep iyi ve rahat bir hayatım oldu. Hala da iyi bir hayatım var. Ve hayatımızın bu aşamasında sizin için bir şeyleri artık geri verme zamanıdır.  En azından benim böyle bir anlayışım var. Ve şimdi iyi hayatım sayesinde benim için geri verme zamanı.”
Anne ilk olarak Batman’da 5 çocuğu olan ve yardım isteyen bir kadının ona telefon etmesiyle harekete geçiyor. Sonra İzmir’e gelen Anne, Zeytinlik semtindeki eski bir kundura fabrikasını yardım derneği olarak kiralamayı planlıyor. Buranın depozitosunu ve belli bir miktar kirasını ödeyerek hemen işe girişiyor. Sonraki mekânın kirasını ödemek için İrlanda’daki arkadaşlarından maddi destek istiyor. İrlanda’daki arkadaşları bu talebe kayıtsız kalmayarak İzmir’e geliyor. Bu eski fabrikada önce yemek pişirilecek mutfağı el birliğiyle yapıyorlar ve hemen ardından da kalan kirayı ödüyorlar. Deyim yerindeyse mekânı baştan aşağı kolektif bir biçimde dönüştürüyorlar. Bu şekilde TIAFI (Uluslararası Yardımlaşma ve Entegrasyon Derneği ) adını verdikleri oluşumun fiziksel çatısını oluşturmaya başlıyorlar.
TIAFI neler yapıyor?
Anne, TIAFI’yi kurduğu yerde yaşayan halkın da maddi koşullarının yetersiz olmasından dolayı; sadece Suriyeli veya diğer mültecilere değil Türkiyelilerin de yardım aldığı ve entegrasyonu sağlamaya odaklı bir anlayışla bu projeyi yürütüyor. Oluşum, toplum merkezinde özellikle kadınlar ve çocukların ihtiyaçlarını ön plana alıyor. Yardıma ihtiyacı olan ailelere düzenli ziyaretlerde bulunuluyor. Mülteci ve Türkiyeli birçok kadının okul öncesi çocuklarına kreş hizmeti veriliyor. Kadınların, özellikle çocuklarının bakımından dolayı işsiz kalmamaları noktasında oldukça önemli bir hizmet. Ayrıca bu sayede Suriyeli ve Türkiyeli çocuklar birbirlerini belli ön yargılardan uzak biçimde tanıyıp, etkileşim içine girmiş oluyorlar.
Mutfakta pişen yemeği genelde Suriyeli mülteci kadınlar hazırlıyor ve o çevrede yaşayan ya da ihtiyacı olan herkes bu sıcacık mutfaktan yararlanabiliyor. Ayrıca spor, Türkçe-İngilizce konuşma kulüpleri, dikiş atölyesi gibi birçok faaliyet alanı da TIAFI bünyesinde oluşturuluyor. Anne özellikle dikiş atölyesinde, Suriyeli ve Türkiyeli kadınları çalışma yaşamı için cesaretlendirdiklerini söylüyor.
“Bence en önemli şeylerden biri, gelecekte kadınlara destek olmak için üst katta dikiş ve tasarım stüdyoları kurmamız oldu. Bu süreçte kolye ve ceketler tasarladık. Bunlar bazı Suriyeli mülteciler ve Türk çalışanlar tarafından yapılıyor.  Böylece öğrenmeleri ve ilerde iş edinmeleri için onları cesaretlendiriyoruz.”
“Burada gördüğüm kadınlar hepimizden çok daha güçlü”
İzmir Zeytinlik’te hemen herkesin artık tanıdığı ve bir şekilde bağ kurduğu Anne O’Rorke, şehrin birçok yerinde benzer toplum merkezlerine ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Bundan sonraki amacını ise Türkiye’nin farklı yerlerinde ve Yunanistan gibi ülkelerde toplum merkezi oluşturmak şeklinde açıklıyor:  
“Kendimi durmuş olarak düşünemiyorum ve sadece yapamayacak duruma gelene kadar devam edeceğim. Çok fazla insanın yardıma ihtiyacı var, bunu biliyorum.  Her gün görüştüğüm kadınlardan bazıları 20’lerinde 3-4 çocuk sahibi çok genç olan kadınlar. Bunlar gerçekten de inanılmaz güçlü kadınlar! Devam eden savaştan gelmişler, bir şekilde çocuklarıyla beraber hayatta kalabilmişler ve İzmir’de toplanmışlar. Bazen gerçekten çok güçlü olsanız bile, birinin size elini uzatıp az da olsa destek olmasını istersiniz. TIAFI işte tam olarak bu! Sadece elini uzatıp biraz destek veriyor ve böylece kadınlar ilerleyebilir. Bu yüzden lütfen şunu bilin; bu kadınlar benim ya da sizin asla olamayacağı kadar güçlüler!” 
Ortak bir vicdanda buluşmanın hikâyesi
TIAFI’nin şu ana dek yapmış olduğu çalışmalar, küçük olanaklarla ne denli büyük işler başarılabileceğinin en bariz göstergesi! İrlanda’dan İzmir’e gelen ve artık burada mültecilerin gölgesinde kendine yepyeni bir yaşam kurmaya çabalayan Anne O’Rorke’un başardıkları, aynı zamanda dil, din, cinsiyet ve kültür gözetmeksizin herkesin ortak bir vicdanda buluşabileceğini hepimize hatırlatıyor. Dernek, pandemi döneminde faaliyetlerini uzaktan yardım biçiminde devam ettiriyor. 
“Sadece gidin ve TIAFI’nin Facebook sayfasına bakın, yapılan işlere bakın. Gerçekten daha da destek sunabiliriz. Ben yıllardır gönüllü çalışıyorum, burada çalışanların çoğu gönüllü. Biz küçük bir grubuz ve esasen çok az paramız var; ama elimizdekilerle büyük işler yapıyoruz. Eğer bu konuda çalışmakla ilgileniyorsanız, lütfen Facebook sayfamıza bakın, orada ihtiyacınız olan her şeyi göreceksiniz. TIAFI, sadece son 6 ayda daha fazla bilgi almak isteyen insanlardan 18,000 telefon araması ve WhatsApp mesajları aldık. Bu yüzden TIAFI’nin en önemli bölümlerden biri danışılan yer olmasıdır. 6 ayda bilgi talep eden 18 bin insana yardım ettik. Haftanın 5 günü, 200’den fazla kişiye yemek veriyoruz ve bunların yüzde 70’i Türkiyeli. Bu yemekleri Suriyeli mülteci kadınlar pişiriyor. Ayrıca engelli olan 69 çocuk, her hafta esneklik programına katılmak ve egzersiz yapmak için buraya geliyor.”