İdlib’te tahrip edilen tarihi mekanlar göçmenlerin yaşam alanı oldu
Savaşın getirdiği zorunlu göç, tarihi mekanların bozulmasına neden oluyor. Sadece savaşın beraberinde getirdiği yıkım değil, aynı zamanda savaş nedeniyle yer değiştirmek zorunda kalanlar, zorlu yaşam koşulları ve yoksulluk nedeniyle tarihi yerlerde kalmak zorunda kalıyor ve arkeolojik alanlarda yaşamlarını sürdürüyorlar.
SUHÊR EL- IDLIBÎ
İdlib – Daha önce birçok tarihi eseri yok eden IŞİD ve benzeri oluşumlar, İdlib’te de birçok tarihi alanı tahrip etti. İdlib’te tahrip edilen tarihi alanlarda şimdilerde ise göçmenler yaşıyor. Zorlu yaşam koşullarıyla birlikte yüksek kira fiyatları nedeniyle göçmenler, arkeolojik ve tarihi yerlerde yaşamak zorunda kalıyor. Yıllarca süren savaş nedeniyle evlerini, yurtlarını terk etmek zorunda bırakılan göçmenler, ekonomik krizin de getirdiği çöküntüden kaynaklı ev tutamadıklarını söylüyor.
5 çocuğu ile tarihi alanda barınıyor
İdlib’in güneyindeki El-Deir El-Qereqi bölgesinde yaşadığını ve çatışmalar nedeniyle iki yıl önce göç etmek zorunda kaldığını söyleyen 38 yaşındaki Saadia El-Mihemed, yaşamlarını şu an İdlib’te sürdürüyor. Eşinin bombardımanda ayağından yararlandığını ve engelli kaldığını ifade eden Saadia El-Mihemed, en büyüğü 12 yaşında olmak üzere 5 çocuğu var. Mecburiyetten kaynaklı tarihi yerlerde kaldıklarını ifade eden Saadia El-Mihemed, “Daha önce kapısı, penceresi, elektriği olmayan bir inşaatta kalıyorduk. İnşaat sahibi sadece bir süre ücretsiz orada kalmamıza izin verdi. Daha sonra bizden 300 lira kira istedi. Veremediğimiz için de çıkmak zorunda kaldık. Bu nedenle de İdlib’in kuzeyindeki tarihi yerlere gelerek çadırlarımızı kurduk” dedi.
“Çocuklarımın hayatından endişeliyim”
Yaşadığı Xan Sheikhêxûn’dan iki yıldan fazladır göç ettiğini kaydeden 40 yaşındaki Fatima Shaewaf da çadırını tarihi yerde kuran isimlerden. Dört çocuğunun olduğunu dile getiren Fatima Shaewaf, tarihi yerlerde yaşamanın kalabalık kamplardan daha iyi olduğunu ve tarihi yerlerdeki duvarların çadırlarını rüzgardan koruduğunu söyledi. Çocuklarının hayatından endişe duyduğunu belirten Fatima Shaewaf, çocukları oynadığı sırada üzerlerine taş düşmesinden korktuğunu dile getirdi.