30 yıldır tarımla uğraşan Emşa toprakla bütünleşti

Kizwana Dağı'ndaki Bab El-Ferec köyünde yaşayan Emşa El-Xelef, 30 yıldır tarım yaparak toprakla güçlü bir bağ kurduğunu belirterek, “Kadın doğayı görür ve toprağı canlandırır. Sevgiyle, emekle büyük bir çaba sarf eder” dedi

RONÎDA HACÎ

Hesekê –Köyde yaşayan kadınlar ekonomik krizi atlatabilmek için tarımı kendi elleriyle geliştiriyor. Tarımla hem doğayla bir bütün olan kadınlar bir yandan da geçimlerini sağlıyorlar.  Kizwana Dağı'ndaki Bab El-Ferec köyünden olan 50 yaşındaki Emşa El-Xelef’de tarım ve hayvancılıkla uğraşıyor. 7 çocuk annesi Emşa El-Xelef, hem toprakla kurduğu bağı hem de bu şekilde oluşturdukları komünal yaşamı anlattı.

‘Temel gıdalarımızı kendimiz üretiyoruz’

Yaklaşık 30 yıldır tarımla uğraştığını söyleyen Emşa El-Xelef, "Yaşamak için çalışmak ve alın teri dökmek gerekiyor. O zaman bu hayatın güzelliğini de hissedeceksiniz. Gece gündüz demeden tarımla uğraşıyoruz. Toprağa doyamıyorum ve günümün çoğu toprakla uğraşmakla geçiyor. Pazardan sebze almıyoruz. Bizler temel gıdalarımızı topraktan sağlıyoruz yani kendimiz üretiyoruz. Tohum alıyoruz, mevsimine göre ekiyoruz ve sonra bunlar fidan olup büyüyor. Verdiğimiz büyük bir emeğin sonucunda ise istediğimiz ürünleri elde ediyoruz” diye belirtiyor.

‘Toprak emek ve sabır istiyor’

Toprakla uğraşmanın sabır ve emek istediğine dikkat çeken Emşa El-Xelef, sözlerine şöyle devam ediyor: “Sabırla her şey olur. Bu yıl kabak, biber, domates, patlıcan, bamya, yeşil soğan ektim. Aralarında üzümünde olduğu meyve ağaçlarımız da var. Yılın ihtiyacına göre buğday ve pamuk hasadımızda oluyor. İnsanlar un ihtiyacını karşılasınlar diye buğday ekiyoruz. Bunun yanı sıra inek, koyun ve tavuklarımız var. Hayvanlarımdan süt, yoğurt, peynir, yağ, yumurta elde ediyorum. Tavukların dışkısını da gübre olarak kullanıyoruz. Hayvanlar dışkısından elde ettiğimiz tezeklerde kışın mazot bulamadığımızda alternatif yakacak ihtiyacımızı karşılıyor.”

‘Ben toprakla bir bütünüm’

Hayatlarının her anının değerli olduğunu ve hiçbir şeyi israf etmediklerine dikkat çeken Emşa El-Xelef, “Geçen yaz fıtık ameliyatı oldum ve sırtımda ağrılar oluşmaya başladı. Ancak ben toprakla bir bütünüm. Bir gün bir şey ekmezsem, toprakla uğraşmazsam o gün hiçbir şey yapmamış gibi hissediyorum kendimi. Bu yıl yağışların iyi olması toprağı olumlu yönde etkiledi. Ancak bölgemiz saldırıya uğruyor ve dolayısıyla ekonomik krizle karşı karşıyayız. İlerleyebilmek için kendimizi ve toplumumuzu kurtarmak için çok çalışmamız gerekiyor” diye konuşuyor.

‘Köyde komünal yaşamı yaratan kadınlar’

Köy yaşamının en güzel yaşamının en güzel yönünün komünal yaşam olduğuna vurgu yapan Emşa El-Xelef, "Yaşam ile sürekli bir yarış halindeyiz. O koşuyor bizde onunla koşuyoruz. Köy yaşamındaki komünal ruh çok güzel ve anlamlı. Herkes birbirine yardım eder ve ortaklaşır. Köyü güzelleştiren komünal yaşam. Her konuda birlikteyiz ve birbirimize yardım ediyoruz.  Bu ruhla krizlerden kurtuluruz. Bu ruhu yaratan kadındır, dolayısıyla kadın doğayı görür ve toprağı canlandırır. Sevgiyle, emekle büyük bir çaba sarf eder” diyerek sözlerini noktalıyor.