20 yıl sonra izinle gidebildiği köyünde belirlenen saatlerde kalabiliyor!
Colemêrg’de 1994 yılında göç etmek zorunda bırakıldığı köyüne, 20 yıl sonra izin alarak giden ve sadece belirlenen saatlerde kalabilen Emine Atak, “Köyde kaç saat kalacağımızı dahi askerler belirliyor” diyerek yasakların kaldırılmasını istedi.
MEDİNE MAMEDOĞLU
Colemêrg- Askeri operasyonlar gerekçesiyle ilan edilen ‘özel güvenlik alanları’ uygulamasının devam ettiği Colemêrg’de (Hakkari), 90’lı yıllarda yakılan bazı köylere gidişler hala yasak. Bazı köylere ise ikametgâh şartı ve özel izinlerle gidilebiliyor. İzin alarak köyüne gidebilenlerin ise ne kadar zaman köyde vakit geçireceğini ise askerler belirliyor.
Yasaklar nedeniyle kimi köylüler ise sadece pancar toplamak veya bostan ekmek için köylerine gidebiliyor. Doğup büyüdüğü İran sınırına yakın Nerman (Êlê) Köyü’ne 20 yıl sonra izin alarak gidebilenlerden biri de Emine Atak. 1994 yılında askeri baskılar nedeniyle köylerinden göç ederek Zereğli Köyü’ne yerleşen Emine Atak, birkaç yıl sonra bu köyün de yakılmasıyla şu an Gever’de yaşıyor. Emine Atak, 1994 yılında maruz kaldıkları baskıları anlatarak, şu an bile köyüne izinle gidebildiğini söyledi.
‘Devlet köyde hiç huzur bırakmadı’
Köylerinin 1994 yılında yakılmadan önce çok güzel ve kalabalık olduğunu söyleyen Emine Atak, o döneme dair şunları aktardı:
“O zamanlar durumumuz da gayet iyiydi ama Türk devleti köyde hiç huzur bırakmadı. Sabahları kalktığımızda evlerimizin her tarafı sarılmış oluyordu. Çevremizde olan köyler de aynı baskıyı görüyordu. ‘Sizler PKK’lileri besliyorsunuz’ diyerek her gün köye gelip evleri basıyorlardı. ‘Sizi onlara karşı koruyoruz’ diyorlardı. Bizler de onlara ‘burada huzuru bozan tek şey bu baskınlar’ dedik. O sene tek bir gün bile köyde huzurlu yaşayamadık. Her gece ve her sabah köyümüzün etrafı sarılırdı. Bir gün yine geldiklerinde köydeki bütün erkekleri gözaltına alıp götürdüler. Gözaltına alınan üç kişi katledildi, hala daha o üç kişinin cenazesini bulamadılar. Onlar dışında kalanlar da 20 gün boyunca Gever’de sorguya alınıp işkence gördü. Sonra serbest bırakıldılar.”
‘Evlerimizi, bahçelerimizi yaktılar’
Bir sabah helikopter sesleri ile uyandıklarını, çocukların korkudan dolaplara saklandığını dile getiren Emine Atak, “Köye gıda veya diğer ihtiyaçlarımızı getiren esnaflar hem İran sınırında hem de bu sınırda katledildiler. Her gün askeri operasyon her gün bombardımanla ne güvenliğimiz kaldı ne de başka bir şey. Bize köyden çıkmamızı da söylüyorlardı ama biz en son 1994 yılında köyden çıkmak zorunda kaldık. Oradan çıkıp Zeğerli köyüne gittik. Köyümüzde bir sürü meyve ceviz ağaçları vardı. Biz çıktıktan günler sonra köyümüzü, evlerimizi ve bahçelerimizi benzinle yaktılar. O zaman gençlerimizin, bizim görmediğimiz işkence kalmadı” şeklinde konuştu.
20 yıl sonra ‘izinle’ gidebildiği köyde saatli kalıyor!
Aradan geçen zamana rağmen köylerindeki yasağın filli olarak devam ettiğine dikkat çeken Emine Atak, şunları aktardı: “Köyden çıktıktan 20 yıl sonra biz yeniden köyümüzü görebildik. Kendi köyümüz kendi toprağımız ama yıllarca gidemedik. Köye gidene kadar da etmedikleri hakaret kalmıyor. İzin alıyoruz köyün girişinde ikametgâha bakıyorlar ancak öyle alıyorlar bizi köye. Girişte saatlerce izin için bekliyoruz bize söyledikleri tek şey de ‘emir üstten geliyor’ oluyor. İzin aldıktan sonra merkezde iki gün bekliyoruz köye gittiğimizde de 3 saat girişte bekliyoruz. Bir de köye gittiğimizde bize kalmamız için saat veriyorlar. Gün içinde bize saat 3 veya 4’e kadar zaman veriyorlar. ‘O saatten sonra nerden giderseniz gidin ama buradan gidemezsiniz’ diyorlar. İnsanları da bu şekilde tehdit ediyorlar. Köyümüze gittiğimizde de bize hiç huzur vermediler.”
‘Topraklarımızda huzur içinde yaşayalım’
Yasakların kaldırılmasını isteyen Emine Atak, “Köyümüze yasak kalksın. Oradaki yaşamımız yeniden normale dönsün istiyoruz. Köye gidip yeniden hayvan besleyelim, topraklarımıza bakalım. İnsanlar bu yasaklara tepki göstersin, şehir yaşamı ile köy yaşamı bir değil. Bizler kendi topraklarımızda yaşamak istiyoruz” dedi.