Yasmina Djilali’den kadınlara ücretsiz spor imkânı ve yeni bir başlangıç
Yasmina Djilali, Cezayir’de kurduğu dernek ile kadınlara ücretsiz spor imkânı sunarken, “Her kadının hayatında yeni bir sayfa açmasına vesile olmak istedim” diyor.

RABİA HURAYS
Cezayir- Cezayir’in orta batısındaki Şlef kentinde yaşayan Yasmina Djilali, yaşadığı zorlukları bir dönüm noktasına dönüştürmeyi başardı. Spor onun için yalnızca bir uğraş değil, aynı zamanda hayata tutunmanın bir yolu oldu. Antrenmanlara kendi sağlığı için başlayan Yasmina, zamanla sertifikalı bir antrenör haline geldi. Ancak başarıya ulaşmakla yetinmedi; kronik hastalıklarla mücadele eden kadınlara destek olmak için "Ta’afi" adlı derneği kurdu. Bu dernek aracılığıyla, ihtiyaç duyan kadınlara fitness ve vücut geliştirme alanında ücretsiz destek sağlamaya başladı. Kendi deneyimlerini fiziksel ve psikolojik iyileşme arayışındaki kadınlarla paylaşan Yasmina, sporun dönüştürücü gücünü herkes için erişilebilir kılmak istiyor. Onun hikâyesi, acının azme, zorluğun direnişe dönüştüğü; kararlılığın ise toplumsal faydaya evrildiği ilham verici bir yaşam örneği sunuyor.
Stres hormonlarını azaltmak için egzersize yöneldi
Otuzlu yaşlarındaki Yasmina Djilali, çocukluğundan beri sporla ilgilense de spor dünyasına adımının ne planlı ne de bilinçli bir şekilde gerçekleştiğini söylüyor. Hukuk ve Siyaset Bilimi Fakültesi’nden mezun olan Yasmina, kariyerini hukuk danışmanlığı alanında sürdürmeyi hedefliyordu. Ancak hayat, ona bambaşka bir yol açtı. “İnsan her zaman istediğini elde edemiyor” diyen Yasmina, ikinci oğlunun doğumundan sonra ağır bir depresyon geçirdiğini anlatıyor. Bu dönemde stres hormonlarını azaltmak için egzersize yöneldiğini ve sporun kendisi için bir çıkış noktası olduğunu belirtiyor.
‘Fitness eğitmeni olarak kariyerime başladım’
Yaşadığı zorlukların ardından, benzer acıları yaşayan kadınlara destek olma kararı alan Yasmina, “Sporun gücüne inandım ve bu alanda bilimsel, sistemli eğitimler alarak birçok sertifika kazandım. Sonunda fitness eğitmeni olarak kariyerime başladım. Ama bu benim için yeterli değildi. Her kadının hayatında yeni bir sayfa açmasına vesile olmak istedim. Bu amaçla 'Ta’afi' adını verdiğim amatör bir spor kulübü ve dernek kurdum. Burası sadece spor yapılan bir yer değil; kadınların hem fiziksel hem de psikolojik olarak güçlendiği, birbirini desteklediği bir dayanışma alanı haline geldi" diyor.
Yasmina, projesiyle kadınların depresyonu besleyen olumsuz duygu ve düşüncelerden kurtulmalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Bu doğrultuda, hastanelerde ve huzurevlerinde kalan kadınlara ulaşmayı hedefleyen Yasmina, "Fiziksel aktiviteye başlamak için doktor tavsiyesini beklememelisiniz. Pek çok kadın iyileşme şansını artırmak için egzersiz yapıyor, ancak sporun günlük yaşamın bir parçası olmasına rağmen hâlâ yeterince hareket etmiyor” diye belirtiyor.
Spor ile ilgili yaygın algılar kadınları uzak tutuyor
Kadınların spor yapmasının önündeki engelleri anlamaya çalışırken birçok üniversite araştırmasını incelediğini kaydeden Yasmina, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Araştırmalar, özellikle iç bölgelerde kadınların spora katılımını çevresel ve sosyal baskıların, yani geleneklerin ve göreneklerin olumsuz etkilediğini ortaya koyuyor. Sporun sadece erkeklere özgü olduğu yönündeki yaygın inançlar ve sporu dinî ya da toplumsal değerlerle çelişen bir faaliyet gibi gösteren anlayışlar, kadınları geri çekiyor. Bazıları ise sporu sadece dış görünüşle ilgili bir lüks olarak görüyor. Filmler ve oyuncu taklitleri de bu algıyı pekiştiriyor. Bu durum, aslında toplumsal anlamda yerleşmiş bir spor kültürünün eksikliğinden kaynaklanıyor.”
‘Altyapı eksikliği var’
Yasmina Djilali’ye göre, kız çocukları ve kadınların beden eğitimi ile spora karşı isteksizliğinin bir diğer önemli nedeni de altyapı eksikliği. Yasmina, “Özellikle iç bölgelerde, kadınlara özel spor salonları, oyun alanları ve yüzme havuzlarının yok denecek kadar az olması, kadınları spor yapmaktan alıkoyuyor. Mevcut durumda kadınlar, genellikle özel salonlarda antrenman yapmak zorunda kalıyor. Ancak bu alanların sayısı yetersiz; ayrıca amatör kulüpler ve kadın spor dernekleri de ciddi şekilde eksik” diyor.
Kadınların ve kız çocuklarının toplumdaki önemli sosyal rollerine dikkat çeken Yasmina, sporun yalnızca büyük şehirlerde değil, tüm bölgelerde erişilebilir ve desteklenebilir olması gerektiğini vurguluyor. “Kadınların güvenli, rahat ve kendilerini ifade edebilecekleri alanlara ihtiyaçları var” diyen Yasmina, sporun yaygınlaştırılması için tüm uydu kanallarında kadınlara yönelik spor farkındalık programlarının artırılmasını öneriyor.
Cezayir’de kadınlara özel spor salonlarının sayısına dair kesin bir verinin bulunmadığını aktaran Yasmina, “Şu anda kadınların kısıtlama olmaksızın spor yapabilecekleri güvenli alanlar; bazı stadyumlar, kapalı spor salonları ve özel kadın spor salonları ile sınırlı durumda” diyerek sözlerini noktalıyor.