Yeşil Sol Parti kongreye doğru: Çözüm için çalışacağız

Yeşil Sol Parti’nin 15 Ekim’de gerçekleştireceği kongre öncesi konuşan Muş Milletvekili Sümeyye Boz, “İktidar komployu devam ettirmek, derinleştirmek için politikalarını devreye soktu” derken, kendilerinin çözüm için çalışacakları mesajını verdi.

SERPİL SAVUMLU

Haber Merkezi- Türkiye, 5 Ekim’den bu yana Kuzey ve Doğu Suriye’yi bombalıyor. Hastanelerin, sivillerin ve kentlerde alt yapının hedef alındığı saldırılarda onlarca insan yaşamını yitirdi. Uluslararası kamuoyu Rojava’da yaşananlara ilişkin sessizliğini korurken, tüm dünya İsrail- Filistin arasında başlayan çatışmalarla sarsıldı. İmralı Cezaevi’nde kesintisiz olarak süren tecrit, bunun halka yansıması, her gün bir yenisi eklenen gözaltı operasyonları, seçimlerin ardından daha da derinleşen ekonomik kriz, doğal afetlerin yarattığı tahribatlar ülkenin her daim listenin ilk başında yer alan konuları. Yeşil Sol Parti 4’üncü büyük kongresini “Özgürlük için yeniden” sloganıyla yarın Ankara’da Atatürk Spor Salonu’nda yapacak. 

Partinin ismi değiştirilecek

Kongre için AKP ve MHP ile iktidar yanlısı partilerin dışında tüm siyasi parti temsilcileri ve dünyadan sol-sosyalist partilerin temsilcileri davet edildi. Ayrıca kongreyi 100’e yakın gazetecinin takip etmesi bekleniyor. Yeşil Sol’un kongresi uluslararası gazetecilerin de dikkatini çekiyor zira yarın kongreden birçok başlık altında verilecek mesajlar, Türkiye siyaseti açısından önemli. Kongrede parti eş sözcüleri de değişecek ve ayrıca Parti Meclisi’nde de yüzde 90 oranında isimlerin değişmesi bekleniyor. Öte yandan kongrede partinin yeni ismi de ilan edilecek.

Önemli mesajlar verilecek

Kongrede Yeşil Sol Parti’nin verilecek mesajlarla ilgili de hazırlığının olduğu biliniyor. Özellikle Kürt sorunun çözümü ve Ortadoğu’daki gelişmelere dikkat çekilecek. Kürt sorunun çözümüyle ilgili kongrede iktidara yeni bir çağrı yapılması bekleniyor. Türkiye’de Mayıs ayında yapılan seçimlerin hemen ardından toplantı sürecini başlatan ve tabandan itibaren seçim değerlendirmesi ile eleştiri ve özeleştiri sürecine giren parti tabandan aldığı mesajlar doğrultusunda yeni dönem çalışmalarının da yol haritasını duyuracak.  Ayrıca yerel seçimlere de hazırlıklarını başlatan Yeşil Sol Parti’nin yarın seçimlere ilişkin tutumunu da açıklayacağı ifade ediliyor. Yine Anayasa tartışmalarına dair de tutumunu ortaya koyacak.

‘Saldırı iradeye yönelik’

Türkiye ve Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerle birlikte kongreye giderken Yeşil Sol Parti Muş Milletvekili Sümeyye Boz ile gündemi konuştuk. 1 Ekim’de İçişleri Bakanlığı’na yönelik eylem sonrasında Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılara dikkat çeken Sümeyye Boz, bu saldırın bir iradeye yönelik olduğunu söyledi ve “Rojava ve Rojava’daki DAİŞ’i yenen iradeye yönelik ortada hiçbir saldırı, tehdit, taciz yokken Türkiye iktidarının her fırsatta saldırması bize elbette ki bir şeyi gösteriyor. İktidarın çıkarlarına göre zaman zaman saldırdığını, saldırılara bir gerekçe yarattığını biliyoruz. Şu an Dışişleri Bakanı olan ve dönemin MİT Müsteşarı’nın (Hakan Fidan) bu konuda ses kayıtları vardı; basına da yansımıştı hatırlarsanız, ‘Birkaç füze yollarız, savaşa gerekçe gösteririz’ derken aslında iktidar buradaki gerçek yüzünü de bize göstermiş oluyor. İktidarın çıkarına ne zaman uyuyorsa ve ne zaman ihtiyacı oluyorsa saldırılar da o zaman yoğunlaşıyor” dedi.

‘Saldırıların temelinde kazanımlar var’

Saldırıların temelinde iktidarın Kürt halkının kazanımlarına yönelik tutumu olduğunu belirten Sümeyye Boz, “Bu kazanımları tehdit olarak gördüğünü ve yok etmeye yönelik saldırılar yapıldığını biliyoruz.  Rojava, Mexmur, Heseke, Amude, Til Temir ve Qamişlo gibi yerlerde buralar başta olmak üzere ilçeler ve köylerde petrol ve gaz istasyonları, elektrik santralleri, su istasyonu, hastaneler, tuğla fabrikası, buğday depoları, gıda üretiminin tesisleri, baraj köprü gibi yerler de bombalanıyor. Orada yaşayan insanların, halkların yaşamı sistematik olarak tehdit ediliyor. Bir katliam girişiminde bulunuluyor” şeklinde konuştu. 

‘Savaş suçlarına derhal son verilmeli’

Sümeyye Boz, uluslararası sözleşmelere göre sivil yerleşke ve tesislerin hedef alınmasının savaş suçu olduğunu hatırlattı ve Rojava’da olduğu gibi Filistin’de yaşananlara da değindi. İktidarın ikiyüzlü bir politika izlediğine işaret eden Sümeyye Boz, konuşmasına şöyle devam etti:

“Rojava’da savaş suçlarının işlenmesine derhal son verilmeli. Ancak bir tarafta Rojava’da sivil yerleşimler iktidar tarafından hedef haline getirilirken Filistin’de sivil yerleşim yerlerinin hedef haline getirilmesine yönelik eleştirel bir açıklama yapan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bir tarafta Kürt düşmanlığı devam ederken diğer taraftan bir barış savunuculuğu içerisindeler. Bunu en hafif tabirle iki yüzlülük, riyakarlık olarak tarifleyebiliriz. İşte bu Kürt düşmanlığı ve yıllardır devam eden çözümsüzlükte ısrar eden akıl halkları ciddi bir krize sürüklüyor. İnsanlık suçlarını oluşturuyor. Hem Filistin hem Kürt meselesinde savaşlar dayatılıyor.  Başta uluslararası kurumlar olmak üzere tüm kamuoyu bu savaş suçlarına karşı bir tutum almalı. Bizler de savaşa karşı barış ve demokrasi mücadelesi yürüten kesimde kendimizi konumlandırdığımız için yine de savaşa karşı onurlu bir barış ve demokrasi mücadelesinden vazgeçmeyeceğimizi söylüyoruz.”

‘Komplo devam ettiriliyor’

Savaş politikalarının çoklu krizler yarattığına ve halklar açısından katlanılamaz boyutlara ulaştığına dikkat çeken Sümeyye Boz, çözümsüzlük politikasının sürdürüldüğünü ifade etti. Sümeyye Boz, “9 Ekim komplosunun üzerinden çeyrek asır geçti ve iktidar bu komployu devam ettirmek, derinleştirmek için politikalarını devreye soktu. Ve çözümsüzlükte ısrar savaş politikalarında ısrar etmeye devam etti. Çünkü bizim için bu şu anlama geliyor çözümsüzlükte ısrar etmek savaş politikalarında ısrar etmek demektir. Bu politikalarla birlikte de Sayın Abdullah Öcalan üzerinde aylardır mutlak tecrit devam ettiriliyor. Hukuki ve ahlaki bir kara delik haline getirilen İmralı tecrit sistemi üzerinden tüm halklara da bu politikalar dayatılmaya çalışılıyor. Hatta dayatılıyor. Tecritte, savaş politikalarına karşı demokratik siyaseti kesme çabalarının da devam ettiğini görüyoruz. Fakat çözüm sürecinde halkların nefes aldığı süreci hatırlamamız gerekiyor. Çözümsüzlükte savaş politikalarında ısrar etmenin halklara yıkımdan başka bir getirisi olmadığının görülmesi gerekiyor artık. ‘Kürt sorununu çözerim’ diyen iradenin artık görülmesi gerektiğini söyleyen Sümeyye Boz, “Sadece İmralı kapılarının açılması değil fiziki özgürlüğünün de sağlanması gerekiyor” diye konuştu. 

‘Çözümsüzlüğe karşı barışçıl anayasa olmalıdır’

Konuşmasında anayasa tartışmalarına da değinen Sümeyye Boz, alacakları tutumun ipuçlarını da verdi. Sümeyye Boz, “Savaş politikalarının sokaklara yayıldığı, bombardımanların devam ettiği, tecrit politikalarının sürdürüldüğü bir ortamda yeni Anayasa tartışmaları da devam ediyor. Bu ne kadar samimidir sorguluyoruz tabi ki. Ancak yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu mevcut olanın darbe anayasası olduğunu da bilerek bu tartışmaların samimi olmadığını biliyoruz. Kendi anayasasını mevcut yasaları dikkate almayan hukuksuzluk içinde hukuksuzluk yaratan ve bunların da ciddi bir ahlak sorunu çıkardığı bir süreçteyiz. Çözümsüzlükte ısrar eden akla karşı demokratik ve barışçıl çözümü içeren bir anayasa olmalıdır. Dolayısıyla tüm kamuoyu bu süreci takip etmeli ve sorumluluk almalıdır. Biz de bu konuda ve bu anlamda sorumluluğumuzu yerine getireceğiz. Bir anayasaya ihtiyaç var ancak bu anayasanın içeriğinin gerçekten demokratik ve barışçıl çözümler içermesi gerektiğini savunuyoruz. Seçimlerin de ardından buna daha çok ihtiyaç olduğunu fark etmiş oluyoruz” dedi.

‘Kongre büyük etki oluşturacak’

Mayıs ayında gerçekleştirilen seçimlerin ardından partilerinin her alanda ve her kademesinde toplantılar yaparak süreci değerlendirdiklerini belirten Sümeyye Boz, bu toplantılardan tabandan itibaren birçok karar alındığını ve bu kararların kongreye şekil verdiğini dile getirdi. Sümeyye Boz, “Bu konferanslar ve toplantılardan aldığımız kararlarla kongremize şekil vermeye çalıştık. Saldırıların, baskı ve zulmün, savaş politikalarının tırmandığı bu süreçte hiçbir zaman boyun eğmedik. Tüm sorunlara çözüm üreten bir parti olarak sorumluluğumuzu yerine getirmek yine bu kongremizde üzerinde duracağımız eksenlerden biri. Bu anlamda savaş ve tecrit politikalarına, parti kapatmalara ve baskı politikalarına karşı özgürlük sesimizin en güçlü çıkacağı bir kongre olacaktır; bu inançla çalışmalarımızı yürütüyoruz ve kongremizin ön açıcı ve büyük etki oluşturacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu.