Türkiye seçime gidiyor: HDP’nin rolü matematiksel hesapların ötesinde

Depremlerin ana gündem olduğu Türkiye, bir taraftan da seçime gidiyor. Kadınların tercihinin özgürlüklerinden yana olacağını söyleyen gazeteci Candan Yıldız, seçimde HDP’nin öneminin matematiksel hesapların ötesinde olduğuna işaret ediyor.

SERPİL SAVUMLU

Haber Merkezi- Ekonomik krizin derinleştiği, işsizlik ve yoksulluğun kabul edilemez hale geldiği, üstelik depremle birlikte büyük yara alan kentlerin ve sokakta kalan binlerce yurttaşın varlığı ile Türkiye kritik bir seçime doğru gidiyor. Deprem gerçekliği ve yıkılan kentlerle birlikte seçim tartışmalarının, ittifak tercihlerinin ve elbette adaylığın netleştiği bu dönemde siyasette de kimi kırılgan fay hatları var. İyi Parti Lideri Meral Akşener’in masadan kalkması ve ardından masaya geri dönmesi, Millet ittifakının tutumu, seçimin kilit partisi HDP’nin izleyeceği yol. Ortaya çıkan bu tabloyu Gazeteci Candan Yıldız’la konuştuk. Sorularımızı yanıtlayan Candan Yıldız siyasetteki gelişmeleri ve halkın tutumunu değerlendirdi.

‘Meral Akşener doğru okuma yapamadı’

Meral Akşener’in tavrının ciddi tepkilere neden olduğunu belirten Candan Yıldız, “Çok fazla söylenti vardı. O söylentilerden bir tanesi daha güçlü bir pozisyon istediği, daha fazla bakanlık istediği yönünde. Partilerin kendi oy oranlarına göre temsil edilmesi gibi beklenti içinde olduğu, HDP konusundaki tavrı… yani masada bir sorun çıkacaksa o sorunun kaynaklarından en başta Meral Akşener’in olacağı yönünde beklenti çok fazlaydı” dedi. Meral Akşener’in tavrının ilk etapta herkeste bir şok etkisi yarattığını vurgulayan Candan Yıldız, kimsenin böylesi ağır ifadelerde masadan kalkabileceği konusunda tahminin de bulunmadığını ifade ederken, Meral Akşener’in kendisini güçlü kılmak için hamle yaptığını ama esasen deneyimli bir siyasetçi olmasına karşın doğru okuma yapamadığını düşünüyor.

‘Masaya toplumsal muhalefet döndürdü’

Candan Yıldız konuya ilişkin sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çünkü kendi ifadesiyle dört gün boyunca taşlandığını söyledi. Bu taşlanmayı biz şöyle okuyabiliriz. Sonuçta Türkiye’de önemli bir toplumsal kesim çok geniş bir yelpazede, farklı farklı ideolojilerde çok geniş bir kesim seçmen kitlesi Meral Akşener’in bu çıkışını onaylamadı. Bu çıkış üzerinden gerçekten yoğun bir tepki vardı. Ben sadece bunu istifalar üzerinden okumuyorum. İstifalar sonuçta sosyal medya üzerinden görebildiğimiz çok küçük bir kesitti. Kendi sosyal çevremizden, kendi habitatımızdan insanların tepkilerinin yüksekliğinden, aslında meral Akşener’in böylesi bir hamle karşısında nasıl bir tepki alabileceğine dair doğru bir hesap yapamadığını gördük. Aslında Meral Akşener’i bir anlamda masaya yeniden döndüren şey toplumsal baskı oldu. Meral Akşener’in dönmesi için bir manevra alanı yaratıldı. Bu da masanın iç hukuku açısından anlaşılabilir bir durum.”

‘Seçmen bir kenara yazıyor’

Uzun yıllar siyaset yapmış bir isim olan Meral Akşener’in o masaya az hasarla dönmesini sağlayan bir formül bulundu. Candan Yıldız, bu formüle karşın toplumun yani seçmenin bir hafızasının da olduğuna dikkat çekerek;

“Seçmen bir kenara yazıyor. Sadece İyi Parti seçmeni açısından değil; bütün partiler açısından belki Saadet Partisi’ni biraz daha ayrı bir yere koyabilirim ama onun dışında masada bulunan 5 partinin aslında seçmene karşı durabilecek, kendi seçmenini kendi hamleleri noktasında ikna edebileceğini düşünmüyorum. Seçmenin iktidar değişimi umudunu gölgeleyen herhangi bir siyasi hamleyi bir kenara not edeceğini düşünüyorum” şeklinde konuşan Candan Yıldız, önümüzdeki süreçte masada çok fazla sorun yaşanacağını ön görmediğini ifade etti.

‘Kimi meseleler hala berrak değil’

Seçmen açısından kredinin bir kere verilebileceğini dile getiren Candan Yıldız, “Seçime sadece iki aylık bir zaman zarfı kaldı. Zaman kazanmak açısından çok kritik. Kampanyanın yürütülmesi, Türkiye’nin hakiki sorunlarının gündeme getirilmesi açısından, deprem gibi bir acil yara da var bu bakımdan bu 70 günlük süre çok az bir zaman olduğu için herhangi bir siyasi partinin altılı masada yeniden maraz çıkarması bana çok olası gelmiyor” dedi. Ancak Candan Yıldız halen kimi meselelerin de berrak olmadığını söyleyerek, yaşanabilecek tartışmalara işaret etti:

“Hem milletvekili seçimi hem partilerin kendi seçme oranlarını, oy oranlarını arttırma rekabeti ya da Meral Akşener’in bir özel kanalda söylediği ‘biz zaten cumhurbaşkanı yardımcısı olarak devam edeceğiz’ söylemi var. Atama ile oluyor biliyorsunuz cumhurbaşkanlığı yardımcılığı. O yüzden, ‘bizim milletvekili listelerimizin olmaması gerekiyor çünkü bizim iddiamız bu seçimi kazanacağız. Bu seçimi kazandığımızı göstermenin en büyük ölçüsü de milletvekilliği listelerinde yer almayacağız’ söylemi var. Bu söylem tartışma yaratır gibi geliyor bana. Çünkü Meral Akşener bu programda aslında liderleri de önden bağlamaya çalıştı. Yeni gerilim konularının olduğu çok açık.”

‘Zaten HDP o masada olmak istemedi’

Millet İttifakı’nın HDP tarafından, desteklenip desteklenmeyeceği son seçimlerde kilit tartışmalardan. Herkesi kucaklayacağını belirten Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını açıklamasının hemen ardından HDP ziyaretinin olup olmayacağı masaya yatırıldı. Meral Akşener’in bir televizyon programında bu konuya dair de açıklaması oldu. Candan Yıldız, bu açıklama ile Meral Akşener’in kendi siyaseti ve pozisyonu açısından ne yapabileceğinin sınırlarını gösterdiğini ifade etti. “‘Evet CHP, HDP ile görüşebilir hiçbir sorun yok; bağımsız partidir’ derken aslında o görüşme trafiğine, İYİ Parti’siz görüşmeye bir tür yeşil ışık yaktı. Tabi bunu yaparken de bir tür kendi ambargosunu yineledi” diyen Candan Yıldız, bir yandan da zaten HDP’nin hiçbir zaman o masada olmak istemediğini dile getirdi.

‘HDP kendi pozisyonunu net olarak ortaya koyuyor’

Açık müzakere önerildiğine işaret eden Candan Yıldız, şunları söyledi: “Zaten HDP kendisini 3’üncü İttifak olarak konumlandırdı. HDP’nin o masada olması, masanın altında yanında gölgesinde olması gibi bütün bu polemiklerden azade olarak, kendi pozisyonunu net olarak ortaya koydu. Meral Akşener’in bu noktada biraz daha esnek bir cümle kurmasının dört günlük o koatik süreçten bağımsız olduğunu düşünmüyorum. Çünkü hatırlarsanız Meral Akşener’in masadan kalktığı günün gecesinde Kemal Kılıçdaroğlu bir video yayınladı. O videoda pozisyonu bir kez daha ifade etti. O videoda aslında Meral Akşener’e bu konudaki rezervinin ne olacağı konusunda bir sınır çekmiş oldu. Akşener’de ne olursa olsun o masaya, kalkmadan önceki pozisyonundan daha güçsüz dönmüş oldu.”

‘HDP’nin varlığı daha derinlikli bir mesele’

Millet İttifakı’nın Türkiye’nin kimi anketlerine göre yüzde 10 ila 15 bandında bir oy potansiyeli olan HDP’yi görmezden gelmesinin zaten mümkün olmayacağına vurgu yapan Candan Yıldız, meselenin matematiksel hesap dışında çok daha derinlikli olduğuna dikkat çekti ve “HDP evet sayısal bir niteliktir aynı zamanda ama Türkiye’deki önemli toplumsal sorunlar açısından, tarihsel bir meselenin de taşıyıcısı. O yüzden biz eğer gelecekte toplumsal barıştan söz edeceksek, kimliklerin kamusal alanda varlığından söz edeceksek, bu mesele sadece ne kadar oy alacağına sıkıştırılamayacak kadar hakiki bir mesele” dedi.

‘İhtimal var’

Bursaspor- Amedspor maçında yaşananlar yine seçim sürecine dair yönetilen kutuplaştırma siyasetinin bir parçası olarak yorumlanıyor. Candan Yıldız bu konuda ise 7 Haziran ve 1 Kasım tarihlerine ve seçim dönemlerine atıfta bulunarak, “Bunun yeniden kullanılması ihtimali var mı ? Evet var. Bursa’da yaşananları bir taraftar milliyetçiliği, ırkçılığıyla açıklamak doğru olmaz. Oranın daha organize olduğu, gelecek süreç için bir şeylerin planlanıp planlanmadığı konusundaki kaygıları biraz daha kışkırtmış olabilir. Bunların hepsinin mümkün olabileceğini biliyoruz. Türkiye’deki devlet aygıtının nasıl çalıştığına dair de zaten bir fikrimiz var” diye konuştu.  Candan Yıldız,  6’lı masa ve dışındaki ittifakların sağlam durması ve siyaset üretmede hızlı davranabilmeleri halinde provokasyon girişimlerin boşa çıkarılabileceğini anlattı.

‘Biriken bir enerji var toplumda’

Türkiye’de 6 Şubat’ta yıkıcı bir depremin yaşandığının unutulmayacağını belirten Candan Yıldız, bu depremin doğal afetin dışında çok fazla anlam taşıdığına işaret ediyor ve ekliyor: 

“Bu deprem sadece doğal afet anlamına gelmiyor; bu gerçekten insanların zihin dünyalarında gündelik hayat pratiklerinde hangi çevrelerle ilişki kurup, hangi çevrelerle ilişki kurmaktan imtina edeceğini belirleyecek kadar sarsıcı bir deprem. O yüzden bunun mutlaka sonuçları olacak. Biz iki ay gibi kısa bir süreden söz ediyoruz. Buna rağmen bunun sonuçlarının olacağını düşünüyorum. AKP- MHP bloğu bundan sora seçimlere giderken, iki aylık süreçte plan yaparken, Türkiye toplumunun bir deprem yaşadığını göz ardı edemez. Eğer başka yerlerde başka planlar yapılıyorsa bunu göz ardı edemez. Bunu göz ardı etmesi demek, kendisi açısından da ciddi bir risk. Nasıl döneceğini kestiremeyeceğimiz kadar bir enerji birikmesi var toplumda. Ekonomik kriz zaten ciddi bir enerji biriktiriyor toplumda. İnsanlarda geleceksizliğin çok daha katmerlendiği bir sürçe girdik. Bu biriken enerjiyi daha da tetikte tutuyor.”

‘Kadın seçmenler açısından tercihler çok net’

Seçim sürecini ve tüm bu gelişmeleri özel olarak kadınlar açısından da değerlendiren Candan Yıldız şunları söyledi: “Gezi’den bu yana kadınlar için sokaklara çıkmak, başlı başına ciddi bir siyasal mücadele konusu oldu. Bir sürü yerde engellemeler devam ediyor. Öte taraftan kadınların gerçekten istihdam alanında payları çok düştü. Bütün ekonomik krizlerde ilk vazgeçilenler kadınlar oluyor. Kadınlar daha da yoksullaştı. Pandemi dönemiyle beraber aslında devletin, kamunun kadının ev içi emeği yükünü sırtlamak istemediği de çok açığa çıktı. Kadın cinayetlerinin sayısı, kadına yönelik erkek şiddetinin artması, bütün davalardaki erkeği koruyan yargısal kararlar kadının bedenine yönelik bütün siyasi söylemler, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması bütün bunlar bu iktidar bloğu zamanında oldu. Böyle bir gerçeklik varken kadınlar tercihlerini hayatlarının özgürleşmesi yönünde kullanacağı açık. Kadın seçmenler açısından tercihlerin çok net olduğunu düşünüyorum ben.”