Tunus’ta kadınların karar alma pozisyonlarına katılımı engelleniyor
Tunuslu kadınlar, Necla Budin başkanlığındaki hükümette 10 kadının yer aldığını ancak bu kadınların karar alma pozisyonlarının hala istenilen düzeyde olmadığını belirterek, bu anlamda verilen sözlerin de tutulmamasını eleştirdi.
ZOUHOUR MECHERGUI
Tunus – Necla Budin başkanlığındaki hükümette 10 kadın yer almasına rağmen Tunuslu kadınların karar alma merkezlerinde yer almaları istenilen düzeyin altında kaldı. Çünkü kadınlar tam eşitliği garanti altına alan daha fazla hak ve yasaları oluşturmak istiyorlar. Ayrımcılığa karşı mücadele edip karar alma pozisyonlarındaki yerlerini daha da genişletmek istiyorlar. Ancak kadınların tüm tecrübelerine ve karar alma pozisyonlarında yer almalarına rağmen gerici toplum zihniyeti nedeniyle kimi engellemelerle karşı karşıya kalıyor. Tunuslu kadınlar gerici zihniyete karşı mücadele ederek, kadınların karar alma mekanizmalarındaki varlığını güçlendirmeye ve eşitliği oluşturmaya çalışıyor.
“Kadınlar seçimlere geniş kapsamlı katılmalı”
Kadınların haklarını ve uğrunda mücadele ettikleri kazanımları korumak için yetkinlikleri temelinde tüm alanlarda yer almaları gerektiğini belirten Sesimiz Derneği Başkanı Hadia Bin Jameh, kadınların statülerini geliştirebileceklerini, gerçekliklerini iyileştirebileceklerini ve yasaların uygulanmasını dayatabileceklerini ifade etti. Kadınların siyasi karar alma pozisyonlarına katılımı konusuna değinen Hadia Bin Jameh, her şeyden önce kadınların gelecek seçimlere daha geniş kapsamlı katılması gerektiğini ifade etti. Farklı önerilere açık olmaları gerektiğini de ifade eden Hadia Bin Jameh, yasal değişiklikler anlamında bunun birincil güç olduğunu söyledi.
“Siyasi alana katılım istenilen oranın altında”
Mevcut Tunus hükümetinin önceki hükümete oranla kadınlar için daha iyi adaleti sağladığını ifade eden siyasi aktivist Badra Qaaloul de, mevcut hükümetin belli oranda da olsa kadınları hükümete dahil ettiğini belirtti. Badra Qaaloul, 10 kadının Tunus hükümetinde yer almasının, Kuzey Afrika ve bir bütün olarak bölgede bir emsal olarak görüldüğüne işaret etti. Tunus devleti tarafından dağıtılan anayasaların, tam eşitliği ve kadınların karar alma pozisyonlarına katılımının önemine işaret ettiğini belirten Badra Qaaloul, her iki cinsiyet için eşit fırsatların gerekliliğine inanmanın devletin görevi olduğunu söyledi. Badra Qaaloul, kadınların siyasi alandaki varlıkların hala feministlerin istediği oranın altında olduğuna dikkati çekti.
“Verilen sözler tutulmuyor”
Önceki seçimlerde kadın adayların listelerde şekilsel olarak yer aldığını ifade eden Badra Qaaloul, buna karşı mücadele ve çalışma gerekliliğinin ortaya çıktığını söyledi. Modern toplumun kadınların siyasi arenadaki kazanımlarını desteklemek için yürüttüğü çalışmalara değinen Badra Qaaloul, özellikle siyasetçi kadınların başarılı olması için çeşitli gösterilerin yapıldığından söz etti. Kimi siyasi tarafların listelerde denge oluşturacaklarına dair verdiği sözleri tutmadığını dile getiren Badra Qaaloul, verilen sözleri yerine getirmemelerinin bir nedeninin de bunun kadınların karar alma mekanizmalarında yer almasının kapısı olduğundan kaynaklandığını ifade etti.
“Seçim yasalarında boşluklar mevcut”
Seçim yasalarında kimi boşlukların olduğunu ve bunun kadınların karar alma pozisyonlarına gelmelerini engellediğini vurgulayan Badra Qaaloul, çözümün kadınların listelerde başkanlık düzeyinde yer almasını sağlayacak olan dengenin bir an önce hayata geçirmesinde olduğunu belirtti.
Kadınlar önündeki engeller
Feminist aktivist Şirine Al-Hokiri ise kadınların karar alma merkezlerinde yer aldığını ancak asıl sorunun kadın hakları üzerine tartışmaların bugün hala devam ediliyor olmasına bağladı. Şirine Al-Hokiri, “Kadınlar, olumlu bir varlıktır. Bu onların mücadelelerinde ve aldıkları sorumluluklarda görülüyor. Birçok yerde kendilerini ispatladılar. Ancak toplumum koşullarının kadınların bağımsızlığa kavuşmaları önünde engel oluşturduğunu kimse inkar etmiyor. Örneğin köylerde yaşayan kadınlar verdikleri çetin mücadeleye rağmen en temel haklarından yararlanamıyorlar” şeklinde konuştu.
“İstenilen düzeyde değil”
Kadınların karar alma pozisyonlarındaki varlığının istenilenin altında olduğunu vurgulayan Şirine Al-Hokiri, “Var olan engelleri aşacak olan modern, özgürlük isteyen güçlü bir sivil topluma ihtiyacımız var. Tunuslu kadınların, cinsiyet eşitliğini sağlamak ve siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel haklarını garanti altına almak için bir devrim yapmak istediler. Ancak umutları on yıllardır konumlarını dışlamaya ve manipüle etmeye çalışan engellerden kaynaklı suya düşürüldü. Tüm yeteneklerine rağmen başkanlık düzeyinde güçlenemediler” diye belirtti.
CEDAW sözleşmesinin misyonuna işaret eden Şirine Al-Hokiri, Tunus, Fas ve Cezayir de dahil olmak üzere imzacılarının parlamentoda kadınların varlığını desteklemek için özel önlemler alma yetkisini değindi. Şirine Al-Hokiki, Tunus’un kota sistemini onayladığını ifade etti.