Tunus seçimlere gidiyor: Kadınlar değişim için çalışıyor
Tunus 17 Aralık’ta erken parlamento seçimlerine gidiyor. Ancak bu seçimlerin ana gündemi kadınların adaylık ve oy hakkından mahrum bırakılması. Sana Ghenima, “Değişimi kadınlar yapar” diyerek güçlerine işaret ediyor.
ZOUHOUR MECHERGUİ
Tunus - Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, 25 Temmuz 2021'de Meclis'in çalışmalarını askıya alarak milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırdı, 22 Eylül 2021'de ise yeni kararnamelerle yetkilerini genişleterek, yürütme organını tamamen kendine bağladı. Kays Said, "Siyasi krizden çıkışın yol haritası" başlığıyla hazırladığı bildiride ülkede 25 Temmuz 2022'de anayasa değişikliği referandumuna, 17 Aralık 2022'de ise erken genel seçime gidileceğini ve o zamana kadar Meclis'in kapalı kalacağını açıkladı. Seçmenlerin yüzde 30,5’nin oy kullandığı anayasa referandumunda yüzde 94,6 evet oyuyla yeni anayasa kabul edildi.
Milletvekili sayısı düşürüldü
Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu 3 Kasım’da yazılı açıklama yaparak, 161 sandalyeli Meclis için düzenlenecek seçimlere bin 58 aday adayının başvurusunun kabul edildiğini duyurdu. Listelere göre değil, “şahsi başvuru” yöntemi benimsenen yeni seçim yasasında milletvekili sayısı 217’den 161’e düşürüldü.
Seçim kampanyası sona eriyor
Öte yandan seçim bölgelerinin daraltıldığı yeni yasada adayların seçime katılacakları bölgede ikamet eden 400 kişiden imza alması gerekiyor. Partilerin seçim çalışması yapmasının yasaklandığı yasada, sadece adayların bireysel seçim kampanyalarına izin veriliyor. Yeni seçim yasasında ayrıca, ikamet edilen bölgeden aday olmak, sabıka kaydının ve vergi borcunun olmadığını kanıtlayan belgelerin sunulması gibi yeni adaylık koşulları da yer alıyor. Yeni seçim yasasına karşı çıkan birçok siyasi parti, genel seçimleri boykot edeceklerini duyurdu. 17 Aralık'ta düzenlenecek erken parlamento seçimleri için kampanya süreci ise bugün sona eriyor.
‘Eşitlik ilkesi terk edildi’
Kadın&Liderlik Derneği Başkanı (Association Femmes & Leadership) feminist- aktivist Sana Ghenima ile ülkede uzun zamandan bu yana gündemde olan seçim sürecini konuştuk. Seçim yasasında eşitlik ilkesinin terk edildiğini belirten Sana Ghenima, Tunus'un kadınların kazanımlarının ve haklarının tehdit edildiği bir dönemden geçtiğini söyledi. Sana Ghenima, kadın haklarının sağlanması ve korunması için kamu politikalarının gözden geçirilmesi çağrısında bulundu.
‘Kadınların kazanımlarına dair düşüş yaşanıyor’
Öncelikle 1956 yılından bu yana kadın hakları anlamında ne gibi değişiklikler yaşandı? Kadınların seçimlere katılmasını engellediği belirtilen seçim yasası ile ilgili neler söylersiniz?
Kişisel Statü Yasası’nın çıkarıldığı 13 Ağustos 1956 tarihinden bu yana ilk kez kadın hakları açısından istisnai bir durum yaşanıyor. Kadınların kazanımlarında bir düşüş yaşanıyor. 2018 seçimlerinde belediye meclislerinde kadınlar olarak yüzde 47 gibi bir orana ulaştık. Hedefimiz yüzde 50'ye ulaşmaktı. Ancak Başkan Kays Said’in bu yıl yayınlanan anayasası, adeta kadın mücadelesi için geldi. Bu anayasa Tunus halkının değil, cumhurbaşkanının anayasasıdır. Tunusluların anayasada herhangi bir tartışma ve müdahalesi olmadı. Anayasanın kadınların kazanımlarını koruyacağı iddia edildi. Ancak 55 Sayılı Seçim Yasası’nda temsil edilen ilk uygulamada, eşitlik ilkesinin altı oyuldu. 17 Aralık 2022 Cumartesi günü ülkenin düzenleyeceği milletvekili seçimlerinde kadın yüzdesi düşük. Halkın ve kadının temsil edilmediği bir erkek parlamentosu görüyorum.
‘Büyük korkularımız var’
Parlamento seçimlerinde kadınlar konusunda ne gibi korkularınız var?
Kadınlara, gençlere ve özel ihtiyaçları olan insanlara adil ve özel yasalar çıkarılmasını önemsiyoruz. Öte yandan kadınların temsilini önemli buluyoruz. Halk Temsilcileri Meclisi’nde bir köylü kadın bulunduğunda, kendi ıstırabını ve köylü kadınların ıstırabını daha iyi ifade edecektir. Tunus'ta gıda güvenliğinin kadınlar tarafından garanti edildiğini hepimiz biliyoruz. Çünkü tarım sektöründeki işçilerin yüzde 80'i kadın. Ancak zor ve trajik koşullarını kimse bilmiyor. Kadınların temsilinin hakların verilmesi açısından önemli olduğunu biliyoruz. Gelecek parlamentoda özellikle kadınların tehdit altındaki kazanımları konusunda büyük korkularımız var. Kadınların kazanımlarına saldırabildiler ve onları statülerinde Orta Çağ'a geri döndürebildiler. Kadınların temsillerine saldırmaya çalıştılar, ancak püskürtüldüler. Bizi geriletmelerini kabul etmeyeceğiz.
‘Kamu politikaları gözden geçirilmeli’
Tunus'ta feministlerin kadın haklarını savunma alanında öncü saydıkları şiddetle mücadeleye yönelik 58 Sayılı Kanun var. Ancak bu kanunla eş zamanlı olarak şiddet oranları iki katına çıkıyor. Hükümetin bu durumla nasıl mücadele etmesi gerekir?
Her hafta bir kadın evlilik içi şiddet sonucu öldürülüyor, biri yakılıyor, biri kesici aletle öldürülüyor, biri kuyuya atılıyor. Kadın cinayetlerinin bu anlamda arttığını söylemek mümkündür. Bugün, seçim kampanyasında, desteklediğimiz kadın adaylar az sayıdalar. Tacize, iftiraya, hakarete ve baskılara maruz kalıyorlar. Şiddetin birçok farklı biçimi var. Kadınlar seçim kampanyaları kapsamında engelleniyor. Psikolojik, sosyal ve ekonomik baskılara maruz kalıyorlar. Ekonomik şiddeti ve korona pandemisinin kadınların üzerinde bıraktığı trajedileri de unutmuyoruz. Kadınların işlerine dönmeleri ve iyileşmeleri için daha geniş fırsatlar yaratmaları konusunda net bir planlama yok. Hükümetin dengesiz politikalarından en çok kadınlar mağdur oluyor. Ülkemizde şiddet oranları iki katına çıktığı için kadına yönelik şiddete yönelik kamu politikaları derinlemesine gözden geçirilmelidir. Çünkü hükümetin kadına yönelik şiddeti ele alma politikasının herhangi bir etkisini görmüyoruz.
‘Tarım işçisi kadınlar koruma altına alınmalı’
Bir takım tehdit ve şiddete maruz kalan kadın tarım işçilerinin dosyalarıyla ilgili Tunus hükümetinin vermiş olduğu bir yanıt var mı?
Geçen yıl, bir eyaletten genç kadınların şikayeti üzerine Kadın ve Girişimcilik Derneği, maruz kaldıkları şiddete ve özellikle ekonomik şiddete ilişkin bir araştırma hazırladı. Bu kapsamda ormanda çalışan kadınların bir takım tehditlerle karşı karşıya kaldıkları sonucuna vardık. Köylü kadınların ölüm kamyonlarında seyahat etmek ve şiddete maruz kalmak gibi kötü koşullarda çalıştıklarını fark ettik. Aslında, orman korucuları ve yürütme organı tarafından yasanın gevşek bir şekilde uygulanması söz konusu. Kadınların çalışmak için ormana gitmesini normal karşılamaktadır. Çalışmaları yasaldır. Tarım Bakanlığı'ndan resmi izinler alıyorlar. Bu da zorunludur. Ailelerine destek olmak için çalışan bu kadınların yaşadıklarına çözüm bulmak gerekir. Ayrıca bu grup büyük baskı altında, yüksek oranda yoksulluk, şiddet ve endişe verici sağlık sorunları ile yaşamakta, bu nedenle onlara destek ve iş olanakları sağlanmalıdır. Bunlar bizim bakanlığa sunduğumuz teklifler ve temennimiz bu kadınların durumlarının düzelmesidir.
‘Kadınlar krizlerde mağdur ediliyor’
Kadınlar elde ettiği kazanımlarını kaybetme korkusu yaşıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tunus toplumu kadınların kazanımlarını koruma konusunda yeterince bilinçli. Ancak tehditler mevcut. Bu da mevzuata uygun olmayan kamu politikalarından kaynaklanıyor. Tunus'ta kadınların yararına çıkarılan kanunlara baktığımızda bunlar bizi onurlandırıyor. Tunuslu kadınlar mevzuat açısından ileri düzeyde, ancak yasaların uygulanmasının tersine çevrilmesi veya kaldırılması korkusu var. Bu endişe yaratıyor. Günümüzdeki siyasi krize benzer bir kriz döneminde kadınlar, ayrımcılık gibi bazı kabul edilemez uygulamalara maruz kalıyor. Tunus'ta ücret kanunu her iki cinsiyete eşit olmasına rağmen işverenler kadınlara erkeklerden daha düşük ücret veriyor.
‘Kadınların kamusal alanda temsilleri azalıyor’
Peki doğum izni konusunda ne düşünüyorsunuz. Kadınlar bu süreçte ne gibi zorluklarla karşılaşıyor?
Doğum izni olmasına rağmen hastalık izni olarak sayılıyor. Bu yasanın gözden geçirilmesi gerekir. Bu konu her iki cinsiyetin de yararına hızla gözden geçirilmesi gerekir. Özellikle kriz zamanlarında kadınlar üzerinde çok fazla baskı oluşuyor. Bu da kadınları kamusal alana çıkma ve kamusal yaşama katılma konusunda isteksizliğe itiyor. Böylece yükseltmeye çalıştığımız karar alma konumlarında kadınların temsili azalıyor. Toplumsal cinsiyete duyarlı kamu politikaları gözden geçirilmeli ve kadınların kazanımlarına zarar veren, onları karar verme konumlarından uzaklaştıran, onları ve geleceklerini etkileyen her şeyin üstesinden gelinmelidir. Üniversitelerdeki mevcudiyeti yüzde 65'i aşan kız çocuklarının kalkınma planları kapsamında desteklenmelerini istiyoruz.
‘Değişimi kadınlar yapar’
Milletvekili seçimlerinde şiddete rağmen bu deneyimi ve mücadeleyi yaşamayı seçen kadın adaylara mesajınız nedir?
Öncelikle seçimlerde kadın adayları destekliyoruz ve önlerine konulan tüm baskılara, sorunlara ve engellere rağmen yolu tamamlamaları için teşvik ediyoruz. İmkanlarımız ölçüsünde kampanyaya devam etmeleri için destek olmaya çalışıyoruz. Dışlanmaya rağmen hayallerine sarılmalılar çünkü parlamentoda kadınların temsili önemli. Cesaretleri olduğu için bu yola girdiler. Değişimi kadınlar yapar. Ülkemizin içinden geçmekte olduğu zorlu süreci aşmak için kadınlara hak tanıyan yasaların çıkarılması gerekir.