Kobanê  olayları ve HDP’nin kapatılmak istenmesi ile ilgili siyasi söylemlerin ardından hazırlanan fezlekede HDP’li 9 milletvekilinden biri olan Mardin Milletvekili Pero Dündar bu iddianame ile demokratik siyasetin yargılanmak istediğini söyledi. HDP’nin kadın politikalarına olan hassasiyetine dikkat çekerek, “Kadın mücadelesi ile bu baskıların altından kalkılabileceğini biliyoruz. Bu nedenle bugün feminist, devrimci kadınlara karşı özel bir saldırı var. Bu süreçte ortak bir mücadele örmek adına görüşmelerimiz devam ediyor.” diye konuştu. 

Ankara- Türkiye  dünyada kadın milletvekilli sıralamasında 193 ülke arasında 122. sırada. Kadın bakan sıralamasında ise 190 ülke arasında 138. sırada yer alıyor. TBMM’ne 27. dönem de 103 kadın Meclis’e girebildi. Bu kadınların büyük çoğunluğunu HDP’li vekiller oluşturdu. Meclis’te bu dönemde milletvekilleri hakkında tam 521 fezleke hazırlandı. Fezlekelerden 23’ü seçilmiş kadın vekiller hakkındaydı. Bu dönemde ayrıca bir vekilin dokunulmazlığı kaldırıldı. HDP’li Leyla Güven’in vekilliği düşürülerek tutuklandı. Meclis’te şu sıralar yeni fezlekeler konuşuluyor.  

Ankara Başsavcılığı, 108 sanık hakkındaki iddianamenin kabulünün ardından şimdi de Kobanê olaylarının meydana geldiği 6-8 Ekim 2014 tarihinde HDP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi olarak yer alan kişiler hakkında yeni bir fezleke hazırlıyor. Fezlekede ismi geçenler arasında; HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Grup Başkanvekilleri Meral Danış Beştaş, Hakkı Saruhan Oluç, milletvekilleri Hüda Kaya, Sezai Temelli, Pero Dündar, Garo Paylan, Serpil Kemalbay ve Fatma Kurtulan bulunuyor. 

Fezlekelerin ve HDP’nin kapatılmasına yönelik tartışmaların hız kazanması üzerine, NuJINHA’ya konuşan HDP Mardin Milletvekili Pero Dündar, söz konusu iddianamenin tümüyle siyasi bir metin olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

“Demokratik siyaset yargılanmak isteniyor”

Hazırlanan Kobanê fezlekesini, tıpkı diğer milletvekilleri gibi kendisinin de basından öğrendiğini söyleyen HDP Mardin Milletvekili Pero Dündar, bu tarz hamlelerle partinin ve şiddetin bir biçimde aynı çatı altında ilişkilendirilmek istendiğine dikkat çekti:

“Hakkımızda böyle bir fezleke hazırlandığını bizler de basından gördük. Bu kesinlikle siyasi bir iddianamedir. Kobanê iddianamesi ile iktidar açıkça intikamını almanın peşinde. O süreçte HDP’de olmayan vekiller bile bugün aynı iddianamenin içerisinde yer alıyorlar. Bu bile, demokratik siyaseti yargılamak istediklerinin açık bir göstergesi. Fezlekenin Adalet Bakanlığı’na gönderileceğini de aynı şekilde basın yoluyla biliyoruz. Hukuk komisyonumuz konu ile yakından ilgileniyor. Önümüzdeki süreçte nasıl bir yol izleneceği noktasında özellikle avukatlarımızla ve grup başkanvekillerimizle beraber araştırma ve incelemelerimizi sürdürüyoruz. Neticede bunun asla hukuki bir iddianame olmadığını iyi biliyoruz.  Böyle yaparak iktidar, demokratik siyaseti yargılamak istiyor.”

“Muhalif kesimlerin daha cesaretli olmalarını bekliyoruz”

HDP’nin kapatılması veya bileşenleri ile ittifaklarının bozulmasına yönelik bir süreç işletildiğini hatırlatan Pero Dündar, partiye yönelik yapılanlar ile aslında diğer kesimlere de mesaj verilmeye çalışıldığını vurguluyor: 

“Bugün HDP üzerindeki baskıları bir bütün olarak değerlendirmek lazım. Bu şekilde HDP’nin dallarını kurmaya çalışıyorlar. Dalları kırarak ağacı tek başına bırakmaya çalışıyorlar. Aslında bu hamlelerle muhalefeti de susturmaya çalışıyorlar. Belediyelere yönelik kayyum süreçlerinden sonra bunu STK’larda da yapmaya çalıştılar. Biz bu gelişmeleri birbirinden ayrı düşünemeyiz. Örneğin Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrencilere yönelik operasyonu da Kürtler üzerinde uygulanan operasyonları da bu baskılardan ayrı düşünemeyiz. Aslında tüm kesimler bunun siyasi bir operasyon olduğunu biliyor. Kaçamak açıklamalardan ziyade cesaretli bir duruş sergilemeleri gerekiyor. Bugün HDP’nin başına gelenler yarın başka muhalif kesimlerin de başına gelebilir. HDP olsa da olmasa da muhalefet eden herkes bu iktidarın hedefindedir. Diğer muhalif kesimlerden daha cesaretli olmalarını bekliyoruz. Şu anda o cesareti göremiyoruz. 

“Erkek devletini reddettiğimiz için hedefin başındayız”

Tüm bu baskı politikaları karşısında kadın mücadelesinin çok önemli bir yere sahip olduğunu söyleyen Pero Dündar, tam da bu nedenle iktidarın her fırsatta devrimci kadınlara karşı özellikle bir saldırı içinde olduğunu düşünüyor:

“Biz sadece teoride değil pratikte de kadın mücadelesini temel alan bir partiyiz. Kadınlarla beraber de bu ortak mücadele hattını oluşturmaya çalışıyoruz. Kadınlar daha çok sokaktalar, daha cesaretle seslerini çıkarıyorlar. Tüm saldırılara rağmen kadınlar için her alanda en çok söz söyleyen, mücadele eden parti konumundayız. Ancak kadın mücadelesi ile bu baskıların altından kalkılabileceğini biliyoruz. Bu nedenle bugün feminist, devrimci kadınlara karşı özel bir saldırı var. Bu süreçte ortak bir mücadele örmek adına görüşmelerimiz devam ediyor. Önümüzdeki 8 Mart’a kadar kadınlarla beraber siyasi bir çalışma da yürütmeyi düşünüyoruz. Hiçbir mücadelenin bedelsiz olmayacağını biliyoruz. Ya özgürlükten yana ya da iktidardan, erkek devletten yana olacaksın. Biz bunları reddettiğimiz için hedefin başında geliyoruz.“